Güncelleme Tarihi:
Cuma günü misafirlikteydim, bu sayede başından sonuna kadar Popstar’ı seyredebildim. Kalan son üç yarışmacı hakkında bir fikir edindim.
Abidin, bana göre “sade suya tirit”, tatsız tuzsuz, çok herhangi, bir güzel gülümsemeden ibaret.
Firdevs’i sevdim. Jürinin terbiye sınırlarını aşan eleştirileri, küstahlığı karşısında, kendini hep döven bir üvey babanın - arkadan tokat gelebilecek - eleştirilerini dinler gibi, gözlerini indirerek, “Ben böyleyim, ne yapayım” diyen bir gülümsemeyle, çekingen gözlerle karşılık veriyor. Başını dikmeyecek, jürinin ve seyircilerin tepkilerine kafa tutmayı yahut küçümser bir gülümseme riskine girmeyi bile denemeyecek kadar “tanımış ve tatmış” kahpe dünyayı...
Bayhan ise gerçek bir vaka! Ben gazeteci olsaydım (!) açar bir iki psikiyatrla konuşurdum. Sağ elinin tiki bile, tahta gibi bir ensenin üstünde taşıdığı kafada neler olup bittiğinin işareti... Bayhan’ın karşısında üç tepki gördüm insanlarda. (1) Gerçek Bayhancılar. Başbakan ailesi de dahil, bunların bir müşterisi var, kimlerdir biliyoruz. (2) Şamatacı Bayhancılar. Bunlar, yukarıda tarif ettiğim “gerçek” Bayhancılar’ın aksine, gırgır olsun diye, “Bu ne abi ya, bayıldım” diyenler... (3) Tepki verenler. Gördükleri manzara karşısında çeşitli sebeplerden dolayı korkuya kapılanlar.
Ben bu üçüncü ve son gruptanım. Bazı insanlar vardır ki, bana aşamayacağım, sesimi duyuramayacağım, iletişime giremeyeceğim bir “duvar” intibaı verir. Dinciler, katı komünistler, aşırı milliyetçiler, hatta çevreciler / feministler / hayvan sevenler... Her türlü dogma karşısında ruh halim budur. Sanki akvaryum camının iki yanı gibi, iki farklı dünyanın insanlarıymışız, ben bir balıkla nasıl iletişime giremezsem, nasıl benim söylediklerimi o duyamazsa, sanki aramızda böyle bir “aşılmaz duvar” varmış, yalıtılmış beyinlermişiz gibi gelir bana... Ayıptır söyleyesi, (belki kendi dünyasında çok tutarlı, akıllı, zeki, bilgili ama...) iletişime giremediğim bir otistik karşısında gibi çaresiz hissederim kendimi. Bir de (özellikle Bayhan’ın duruşunda, kendinden memnun görünmesindeki gibi) kendine güven hali (veya rolü), etrafı hiç kale almayan, tepkilerine sanki dışarıdan bakan, yaptığının, tavrının yüzde yüz doğru olduğundan en küçük bir tereddüdü olmayan...
Bir de buna eğitimsizlik, cehalet, yanlış değer hükümleri, cinayete kadar gidebilen bir kıyıcılık ekleyin...
Yani dehşet!
*
Özür dilerim, “Reyting yapıyor diye Serdar da sonunda Popstar yazdı” demeyin lütfen. Maksadım bu değil. “Benim fikirlerime katılmadığını, ama beni okumadan duramadığını” söyleyen bir “kendine-rağmen okurumun”, Murat Kandemir’in sağ olsun gönderdiği, Star’da çıkmış bir yorum-haber üzerine aklıma gelenleri söyledim.
Çünkü Popstar Bayhan ile Politikostar Recep T.Erdoğan arasındaki ortak noktayı düşündüm bir an, “ikisinde beni rahatsız eden ortak noktayı” fark eder gibi oldum da, ifadeyi beceremedim yoksa...
*
Uzanlar, haliyle Başbakan’a düşman. Bu nefrete, Cem Uzan’ın Başbakan’a “işbirliği - suçbirliği” önerilerinin yüz bulamamasının verdiği şaşkınlık ve kızgınlık da eklendi.
Star televizyonu ve gazetesinin belli bir kesim gazetecileri de, patrona hoş görünme hevesiyle, kraldan fazla kralcı, Başbakan’a ve AKP’ye saldırmak için en küçük fırsatı bile değerlendiriyorlar.
Ama bazen çok komik duruma düşüyorlar.
Murat Kandemir’in uyarısıyla okuduğum, Star’da yayımlanmış aşağıdakiu “yorum-haber” gibi mesela.
*
Star, 26 Ocak
Başbakan desteği Bayhan'ı bitirdi
Vatandaş Başbakan'a tepkisini her yerde gösteriyor... Erdoğan'ın 'Ailece destekliyoruz' dediği Bayhan, favorisi olduğu yarışmadan elendi...
POPSTAR'IN olay adamı Bayhan Gürhan önceki gün elendi. Oysa Bayhan, yarışmanın favorisi olarak gösteriliyordu. Sabıkalı olduğu ortaya çıktığında bile birinciliği kapmıştı. Müzik otoritelerinin eleştirdiği Bayhan, hangi şarkıyı seslendirirse seslendirsin zirveye oturuyordu. Ta ki, Başbakan 'Biz de ailece Bayhancıyız' deyinceye kadar...
İŞTE Başbakan Erdoğan'ın bu sözlerinin ardından Bayhan'ın oyları düşmeye başladı... Zirveden uzaklaşan Bayhan Cumartesi gecesi yarışmaya veda etti. Bayhan'ın bu düşüşü, 'Halk Başbakan'ın desteklediği Bayhan'dan bile desteğini çekti. Bu yarışma Erdoğan için mini bir referandum niteliğinde oldu' yorumlarına yol açtı...
*
Yok artık! (*)
İki ihtimal var. (1) Söylediklerine inanıyorlar. (2) Kendileri de inanmıyorlar ama...
Birincisi aptallık, ikincisi okuru aptal yerine koymak, yani saygısızlık...
Her ikisi de benim mesleğim açısından çok üzücü...
(*) Ayrıca, 28 Mart yerel seçimlerinde AKP’nin alacağı oyu gördükten sonra, bu “yorumu” yapan gazeteci aynaya nasıl bakacak acaba?