Güncelleme Tarihi:
Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) Başkanı Erol Ünal Karabıyık, Türk voleybolunda elde edilen başarının nedeninin uygulamaya konulan projelerin ısrarla takip edilmesi olduğuna dikkat çekerek, Sporda başarıyı tamamen sonuç olarak düşünmemek lazım. Elde ettiğiniz derece hep şampiyonluk olacak diye bir şey yok. Önemli olan belli seviyelerde kalabilmek" dedi.
A Milli Kadın Voleybol Takımı'nın Dünya Grand Prix'indeki başarısı ve 2012 Londra Olimpiyatları'ndaki şansını değerlendiren Karabıyık, "ABD, Brezilya, Çin, Güney Kore ve Sırbistan takımları grubumuzda yer alıyor. Bunların tamamıyla en az birer maç yapmış olduk. Bu durum bugün yendiğiniz takımı bundan sonra 1 ay boyunca hep yeneceksiniz anlamına gelmiyor. O bakımdan Grand Prix'de biz bu takımları yendiğimize göre olimpiyatta da bunları yeneriz, öyle olunca da biz olimpiyatta da gruptan çıkarız gibi bir tahminle böyle bir garantiyi kimse veremez. Takımımızı çok zorlu maçlar bekliyor çünkü gerçekten çok zor bir gruptayız. Pekin Olimpiyatları'nın ilk 3 takımı ardından son Avrupa Şampiyonu ve Türk voleybol severlerin çok yakından tanıdığı Kim Young'un takımı Güney Kore grubumuzda. Bu gruptan en az 4 takım çıkacak, diğerleri elenecek, 2 veya 3 maç kazanmak zorundayız" diye konuştu.
Karabıyık, Türk sporunda olimpik başarı beklenebilecek bir sporcunun yetişmesi için ortalama 8 yıla ihtiyaç olduğunun pek çok araştırmayla ortaya konulduğunu belirterek, "'Ne oluyor Türk sporunda' diye bir merak varsa öncelikle buna 2002-2003'lerden başlayan özerkleşme sürecinin iyi okunması lazım. Bu sürecin çok önemli katkısı var. Özellikle burada Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay'ı ve Yunus Akgül'ü minnetle anmak lazım. Her gün olimpiyatla yatıp kalktılar, sürekli olarak olimpiyat dediler. 'Olimpik harçlık' diye ifade ettiğimiz bin sporcuya ödül verilmesi gibi bir sürü projeye destek verdiler. Ondan sonra Mehmet Baykan, Mehmet Ali Şahin, Murat Başegioğlu, Faruk Nafiz Özak ve Suat Kılıç Bey'in birebir ilgilenmeleri çok önemli" ifadesini kullandı.
Başkan Karabıyık, eğitim sisteminin sporun önünde en önemli engel olduğunu belirtti. Eğitim sisteminin spora ve sanata yönlendirmediğinden yakınan Karabıyık, "Çocuklar sadece dershaneye ve test çözmeye yönlendiriliyor. Bütün bunların iyi analiz edilmesi halinde pek çok olumsuz etken sayabiliriz. Spor liselerinde branşlaşmaya gittiğiniz zaman eğer performans sporu yapacaksanız bu, gerçekten eğitimin önünde bir engel haline gelebilir, eğitimin sporun önünde bir engel haline geldiği gibi. Bu dengeyi koruyabilmek için spor liselerini branş liseleri yapmak gerekir. Beden eğitimi dersinde 8-10 saat çocuk o branşın uygulamasını yaparsa, ders dışında da haftada 8-10 saat antrenman yaparsa demek ki ders saatlerini de dolu dolu geçirerek, hem eğitimi hem sporu bir arada yürütebilir. Ama öyle değil lisede sabahtan akşama kadar okula gidiyor çocuk antrenmana zaman kalmıyor. Ben 4 yıldır konuşuyorum. Her konuştuğum yerde doğru, haklısın, derhal yapılmalı deniliyor ama 4 yılda ne mesafe aldınız derseniz bir yönetmelik değişikliği bile yapılamadı. 15 günlük bir iş. 4 yıldır bilgi notları sunuyorum, bir sürü şey yapıyorum ama bir sonuç alınamadı. Türkiye'de maalesef siyaset çok hızlı karar alıyor ama siyasetin aldığı bürokrasi çok yavaş uyguluyor" şeklinde konuştu.
Olimpiyat tarihinde kadınlar ilkleri yaşatarak Basketbol, Voleybol ve Atletizm Kadın Bayrak takımının olimpiyatlara gideceğinİ değerlendiren Karabıyık, şunları kaydetti:
"Bayanlar erkeklere göre daha çok çalışıyorlar ve bayanlar belki de daha disiplinliler, ne istediğini biliyorlar. Başarıya ulaşmak da böyle mümkün oluyor. Bir şeyi istemek ve istediğini elde edebileceğine inanmak lazım ve 'ben bunu elde ederim, bu güç bende var' demek lazım. Ondan sonra elde edebileceğiniz sonuç için çalışmak lazım. Bu üçünü bayanlar çok daha iyi yapıyorlar, erkekle biraz dalgacı herhalde. Geçenlerde ben bunu A Milli Erkek Voleybol Takımı'na söyledim. 'Biz bir aileyiz, 2 çocuğumuz var biri kız, biri erkek. Kızlar çatır çatır okuyorlar, eğitimlerini sürdürüyorlar. Erkekler illa ben tamirhanede çalışacağım diyor. Ya niye böyle yapıyorsunuz çocuklar çalışın' dedim. Oyuncularımızdan birisi 'Başkanım biz baba parası yiyoruz' dedi. Kızlar hakikaten çalışıyorlar. Milli takımlar için düşündüğümüzde erkekler tatili daha çok seviyorlar. Kızlar ikna olmuşlarsa iş bitiyor, etraflarına bakmıyorlar artık tek hedef var o hedefte en iyi sonucu almak için dişlerini sıkıyorlar. Bu evli-barklı olan sporcularımız için de böyle. Evi-barkı, çoluğu-çocuğu unutup her şeyi yapabiliyorlar. Erkeklerde de bu tür sporcular var ama bir bölümü böyle olmuyor ama biz onları nasıl ikna edeceğimizi bulamadık" dedi.
Görevde olduğu dönemi değerlendiren Erol Ünal Karabıyık, "Türk voleybolunun 100 yıllık bir geçmişi var. Bu temeller üzerine birkaç tuğla da biz koyup belki biraz daha yükselttik. 2006'dan bugüne Akdeniz Oyunları'nda, Universiad'ta elde edilen derecelerle gurur duyarken artık dünya dereceleri gibi dereceler elde edilmeye başlandı. 2005 yılında İzmir'de elde edilen şampiyonluktan sonra 2007'de erkeklerde Tayland'da elde edilen bir Universiad şampiyonluğu var. Yine 2007 yılında Yıldız Kızlar Meksika ikinciliğimiz ve dünya dördüncülüğümüz var. Gençlerde Avrupa üçüncülüklerimiz var. Bunları büyük başarılar olarak görüp sevinirken bir de baktık 2011 yılına geldiğimizde kulüplerin de desteğiyle başlatılan Türkiye Voleybol Federasyonu Spor Lisesi ve Spor Lisesi Kulübü projesini 2 yıllık uygulamasının sonrasında 2011 yılında bir Yıldız Kızlar Avrupa Şampiyonluğu ardından hemen birkaç ay sonra Yıldız Kızlar Dünya Şampiyonluğu geldi. Avrupa Gençlik Olimpik Oyunları'nda (EYOF ) Yıldız Erkeklerin şampiyonluk geldi, Yıldız Kızlarımız üçüncü oldu. Yine bir Karadeniz Oyunları şampiyonluğu var yıldız kızlarımızın. A Milli Bayanlarımızın Dünya Şampiyonası'nda altıncılık ve Avrupa üçüncülüğü var. Türk voleybolunun 100 yıllık sürecinde en önemli hayali olimpiyattı. Bunu da bu yıl çok şükür Ankara'da ev sahipliğini yaptığımız Olimpiyat Kıta Elemeleri'nde bizimle birlikte Avrupa'nın en iyi 8 takımının katıldığı organizasyonda yenilgisiz olarak olimpiyatlara katılma hakkı elde ederek başardık. Ardından A Bayan Takımımızın Dünya Grand Prix'inde final grubuna kalma gibi bir başarısı oldu ve bronz madalya aldı. Bunların hepsi birer ilk. Kulüpler cephesine baktığımızda hem Vakıfbank'ın hem de Fenerbahçe Universal'in Şampiyonlar Ligi şampiyonlukları var. Belki de sayamadığım pek çok başarı var. Bütün bunlar Türk voleybolu adına bize hem umut veriyor hem de mutlu ediyor" diye konuştu.