Bana kattığı en önemli şey sağlam, uzun ve güzel kaslar

Daha önce hangi sporları yapmıştınız?
- Yedi yılı lisanslı olmak üzere 11 yıl hentbol oynadım. Bunun dışında dört yıl voleybol, atletizm sonra futbol, aikido derken hayatımda su sporları sayfası açıldı. Su kayağı, rüzgâr sörfü ve wakeboard yaptım. En sonunda kiteboard’a aşık oldum.
Kiteboard’a ne zaman merak saldınız?
- 2007’de Hawaii’de tatildeyken bir anda havada dev kelebekler gördüm. Büyük bir heyecanla sahile koştum ve “Ben de bundan yapacağım!” dedim. Sonraki yıl, 30’lu yaşlarımın başıydı. İlk yarışmama geçen yıl hazirandaki Türkiye Şampiyonası’nda girdim. Sonra da dünya şampiyonasına katıldım. 33 yaşımda milli sporcu oldum.
Nasıl antrenman yaptınız?
- Türkiye Şampiyonası sonrası her şey biraz hızlı ilerledi. Bir anda kendimi yarış dünyasının içinde buldum. Malzemeler, taktikler vs... Sporcuların hemen hepsinden farklı şekilde yoğun bir iş temposunda çalıştığım için antrenmana pek vakit ayıramıyordum. O sebeple bu kış boyunca sadece yarıştan yarışa gidebildim. Ancak daha iyi bir planlamayla ve de yeni sezonla birlikte antrenmanlara başladım. Antrenmanlarımızı Windsurf Freestyle Türkiye, Türkiye kiteboard şampiyonu ve KTA (Kiteboard Asya Turu) Şampiyonu Salih Alexander Çakır’la Gökova’da yapıyoruz.
-Bir dönem sizi cübbenizle adliyelerde görüyorduk. Şimdi pek göremiyoruz. Avukatlığa devam ediyor musunuz?
Tabii, asıl mesleğim avukatlık. Faal olarak yapıyorum. Bir yandan da FNDK diye bir çanta markam var. Şimdi B Creative Studio adında bir stüdyo açtık ve Inside Access adında markaları, tasarımcıları, sektördeki isimleri bir araya getirecek yeni bir projeye başlıyoruz. Ayrıca danışmanlık-menajerlik yapıyorum.
Kiteboard’u kendiniz için nasıl tanımlarsınız?
- Küçükten beri hep sporla iç içe büyüdük. Hayatımızın hep bir parçası oldu. Kiteboard de öyle başlar başlamaz hayatınızın bir parçası, hatta bir yaşam stili haline geliyor. Bence inanılmaz bir terapi! Başka hiçbir şeyi düşünmüyorsunuz o an. Bir yandan çok severek yapıyorsunuz, bir yandan da vücudunuzu inanılmaz şekilde çalıştırıyorsunuz. Daha ne olsun? Gerçi yarışmaya başladığımdan beri yarış stresi çekmiyor da değilim...
Türkiye’de kiteboard’a nasıl bakılıyor?
- Son üç-dört yılda inanılmaz gelişen bir spor dalı. Gökova, Gökçeada, Çeşme, İstanbul, Bodrum, Ayvalık’ta kite merkezleri ve okulları var. Bizim de antrenman yaptığımız Gökova, dünya çapındaki kiteboard merkezlerinden biri.

KIŞIN DA YAPILABİLİR

Bu bir yılda yurtiçi ve yurtdışında hangi yarışmalara katıldınız?
- Geçen kış Kiteboard Asya Turu’nda yarıştım. Tayland, Filipinler, Çin’deki üç yarıştan oluşuyordu. Asya turunu üçüncü bitirdim. Ayrıca ocakta Filipinler Boracay’da’23. International Funboard Cup’ta da hem ‘course race’ (şamandıralarla belirlenmiş parkur ve rota yarışı) hem de hız disiplinlerinde birinci oldum. Önümüzdeki yarışlarsa; haziranda Türkiye Şampiyonası ve yine 27 Haziran-1 Temmuz’daki PKRA’nın (Profesyonel Kiteboardçular Birliği ) Kilyos’taki yarışı yapılacak. Ekim’de de dünya şampiyonasına katılacağım.
Antrenmana yaz kış ne kadar vakit ayırıyorsunuz?
- Yarışmaya daha yeni başladım. Henüz sadece bir kış sezonu geçti. Onda da söylediğim gibi her ay bir yarışa gittim ve antrenman fırsatım pek olmadı açıkçası. Yaz sezonu iyi hazırlanıp dünya şampiyonasında çok daha iyi olmak için çalışacağım.
Bu spora yazın çok vakit ayırmak mümkün ama peki kış ayları da değerlendirilebilir mi?
- Kış aylarında da mümkün... Ancak tabii kışlık kalın elbise yani wetsuit giyilmesi ve koşulları uygun bir yer seçilmesi gerekir. Veya kış tatillerini değerlendirirken buna uygun iklime sahip yerler seçilebilir.
Antrenmanın yanında ekstradan fitness gibi sporlar yapılabiliyor mu? Yapmak iyi mi?
- Bu sporda da her spor gibi kondisyon çok önemli. Yapılması mutlaka iyi olur.
Sağlığınıza dikkat etmek için neler yapıyorsunuz?
- Zaten sporla iç içe yaşıyorum. Üstüne de deniz, güneş, kum... Daha ne olsun? Yoğun iş temposunun stresini atmak için kiteboard birebir. Yemeğime ve uykuma elimden geldiğince dikkat ediyorum. Ayrıca gerek yarışlarda gerekse günlük hayatta kullandığım özel vitaminler ve besin takviyeleri var onları alıyorum.
Kiteboard’un size kattığı en önemli şey nedir?
- Zor soru… Sağlam, güzel ve uzun kaslar. Sağlıklı bir vücut, dinç bir zihin, harika arkadaşlıklar, milli sporcu olma gururu, başarılar, daha fazla yaşam sevinci. Bu sporu bu yüzden seviyorum!
Hobi olarak başlayanlara ne gibi tavsiyeleriniz olur? Nasıl çalışsınlar?
- Kiteboard zaten çok sevilerek yapılan bir spor. Zaman ayırabildikleri ölçüde bulundukları yer ve imkânlara dahilinde kendilerini geliştirebilirler. Ayrıca her daim Gökova’ya okulumuza bekleriz. Çeşitli kite kampları ve workshoplar da yapıyoruz.
Kiteboard her yaşa hitap ediyor mu? Mesela 50 yaşından sonra da yapılabilir mi?
- Standart olarak 12 yaş ve üstü diyoruz. 60-65 yaşında 6-7 öğrencimiz oldu herkes canavar gibi kayıyor ve super fit oldular...
Gelecek planlarınızda neler var? Kiteboard’da hedefiniz nedir?
- Hedefim öncelikle önümüzdeki yarışları en iyi şekilde çıkarabilmek. Şu an dünya sıralamasında dokuzuncu görünüyorum ancak son yarış sonuçlarını henüz eklemediler, sanırım birkaç sıra yükseleceğim. Dünya Şampiyonası, Avrupa Şampiyonası, KTA (Kiteboard Asya Turu), KTE (Kiteboard Avrupa Turu), PKRA (Profesyonel Kiteboardçular Birliği Yarışları) ve nihayet Olimpiyatlar katılmak istediğim yarışlar.

KITEBOARD’UN OLİMPİYAT’A ALINMASINDA PAYIMIZ VAR

Salih Alexander Çakır ile beraber Uluslararası Kiteboard Derneği (IKA) tarafından Olimpiyat Oyunları değerlendirme yarışlarına davet edildim. Dünya çapındadavet edilen 40 kişiden 18’i seçildi ve mart sonunda İspanya’nın Santander kentinde ilk değerlendirme yarışına katıldı. Böylece Kiteboard’un ilk kez 2016 Rio Olimpiyatları’na kabul edildi. Bu gelişmeyle dünyanın gözü bu spora çevrildi. Mesela Kiteboard Asya Turu’nun (KTA) Çin’deki son ayağını 10 bin kişi izledi. Bu gelişmede rol almış olmaktan dolayı da çok sevinçliyiz. Henüz yolun başında olmakla birlikte Türkiye’yi milli sporcu olarak temsil etmekle de gurur duydum. Hobinizin buralara geleceğini düşünerek başlamamıştım halbuki. 30’undan sonra da böyle şeyler olabiliyormuş...