Güncelleme Tarihi:
“HERKESİN ŞANSI EŞİT GİBİ AMA FENER’İ ÖNE TAŞIYAN FAKTÖR OBRADOVIC”
* Euroleague Final Four’u bir oyuncu ve takım için ne ifade eder? Fenerbahçe’nin avantaj ve dezavantajları neler?
- Basketbol dünyasında Avrupa’nın en büyük yarışı Euroleague’dir. Takımlar sene boyunca her şeylerini sahaya yansıtıp, Final Four’a ve şampiyonluğa ulaşmak isterler. Mesela bu sene bu hedefe ulaşmak Fenerbahçe’ye nasip oldu. Ama bu takımımız, Anadolu Efes veya Darüşşafaka Doğuş da olabilirdi. Şimdi oyuncular, koçlar ve teknik ekipler tamamiyle şampiyonluğa odaklı yarışacaklar.
- Bu seviyede bireysel oyuncu performansları çok önemli olabilir. Herkesin şansı eşit, bu sene Fenerbahçe evinde oynuyor. Çok iyi bir takım ve Obradovic gibi bir koça sahipler. Avantajın Fenerbahçe’de olduğunu düşünüyorum. Seyirci de çok etkili bir güç. Ama mesela 2005’te CSKA Moskova, ev sahibiyken yarı finalde kaybetti. Burada Fenerbahçe’nin fark yaratacağı faktörlerin tecrübeli kadro ve koç Obradovic olduğuna inanıyorum.
“HAYALİM; ŞAMPİYONLUK VE BAĞDAT CADDESİ’NDE 1 MİLYON TARAFTARLA KUTLAMA”
* Fenerbahçe, Euroleague’de mutlu sona ulaşırsa nasıl bir kutlama hayal ediyorsunuz?
- Fenerbahçe artık büyük bir kutlamayı hak ediyor. Ben 2007’den beri kulüpte yer aldım. Kulübün parçası olduğum için ayrıca mutlu ve gururluyum. Bence Türkiye’nin en büyük taraftarına sahibiz. En iyi taraftar bizde. Fenerbahçe taraftarı, Türkiye’de basketbolu en güzel anlayan taraftar. Aziz Bey çok büyük bir başkan, büyük katkılar yaptı. Ailesi de çok büyük katkılar yaptı. Salon yapıldı, alt yapı sistemi geliştirildi. Eğer şampiyon olursak, nasıl bir futbol takımı Avrupa’da şampiyon olduğunda taraftar onları karşılıyorsa, aynısının basketbol için yapılması şart.
- Çünkü bu çocuklar, Obradovic ve başkan, tüm yönetim bunu hak ettiler. Bu ilk sene değil, 3. sene arka arkaya Final Four’dalar. İnşallah pazar günü şampiyon olduktan sonra 30 milyon Fenerbahçe taraftarının 1 milyonu Bağdat Caddesi’ne ve Kadıköy civarına akın eder. Çok büyük bir kutlama yapılır.
“OBRADOVIC BİR TAKIMDAYSA TEK HEDEF ŞAMPİYONLUKTUR”
* Obradovic’le ilgili ne söylemek istersiniz?
- Kendisini ispat etmiş bir hoca... Avrupa’nın gelmiş geçmiş en büyük hocası. Fenerbahçe çok şanslı. Ama aynı zamanda Obradovic de şanslı çünkü Fenerbahçe çok büyük bir kulüp... Avrupa’nın en kalabalık taraftarına sahip bir takım... Onun için iki taraf da birbiriyle buluşunca büyük bir güç ortaya çıkıyor. Obradovic, 3 sene arka arkaya Fenerbahçe ile Euroleague Final Four’u gördü. Bunu tarihte yapan ilk kulüp oldu Fenerbahçe... Tablo her şeyi gösteriyor. İnşallah uzun seneler beraber devam ederler. Dediğim gibi Obradovic bir yerdeyken hedef şampiyonluktur. Tek eksiği burada da bir şampiyonluk. Onu alacağına inanıyorum.
“HOCAYA İLE TAKIMA ÖZEL BİR HEDİYEM VE TEBRİĞİM OLACAK”
* Fenerbahçe şampiyonluğa ulaşırsa özel bir tebrik veya hediye düşünüyor musunuz?
- Özel bir hediyem, özel bir tebriğim tabii ki olacak. Ben menajerlik yapıyorum bildiğiniz gibi ama herkes beni, “Fenerbahçeli Mirsad” olarak biliyor. Kulübümü çok seviyorum. Benim en büyük hayalim bir gün Fenerbahçe futbol da olsa, basketbol da olsa en üst seviyeye çıksın... Basketbolda en büyük seviye Eurolaegue... Ve biz artık çok yaklaştık.
“BABAMI ÇOK ERKEN YAŞTA KAYBETTİM AYDIN ÖRS’Ü BABAM GİBİ SEVERİM”
* Oyunculuk kariyerinizde sizde iz bırakan antrenörler ve oyuncular kimlerdi?
- Aydın Örs’ü baba gibi severim. Babamı çok genç yaşta kaybettim. Aydın Abi, babamın yerini aldı. Ona özel bir sevgim ve bağlılığım var. Ergin Abi’ye de aynı şeyi hissediyorum. Efes’te yıldız takımdaki ilk antrenörümdü. Onların elinde büyüdüm. Büyük hocalarla çalıştım. Ivkovic’le de çalıştım. O da çok büyük bir efsane. NBA’de George Karl bende iz bırakmıştır. Böyle değerli insanlarla çalıştığım için çok mutluyum.
- Benim için oyuncu olarak Naumoski, Euroleague’de oynayamadı -o zaman Euroleague yoktu- ama bence Avrupa’nın gelmiş geçmiş en büyük oynucularından biridir. Euroleague olarak bakarsam; Bodiroga, Gregor Fucka, Luis Scola, Fabricio Oberto, Papaloukas gibi yıldızlar var. Takım arkadaşlarım da oldular, zaman zaman onlara karşı da oynadım. Bu benim açımdan büyük bir gururdu.
“RİBAUND İÇİN KENDİMLE, TAKIM ARKADAŞIMLA VE RAKİPLERLE YARIŞIRDIM. O BİR ARZU VE SAVAŞ!”
* Oyunculuk döneminizde ribaundlar için gösterdiğiniz büyük çabayla bilinirdiniz. Sırrınız neydi?
- İstemek ve savaşmak... Hayatın özeti gibi... O top için savaşmak, o topu herkesten önce almak lazım... Ama sen bir şeyi istemediğin zaman alamazsın. Çok isteyeceksin ki alacaksın. Herkes bana soruyor ribaundu, “O boyla nasıl alıyordun” diye... İdman yapmakla olmuyor bu... “Topu hep ben alacağım” diyeceksin. Her atılanı ve her zaman...
- Ben çok çalışırdım. Ama ribaund çalışmakla olmuyor. İsteyeceksin ve hem kendinle hem herkesle yarışacaksın. Ben her daima, “Sadece rakip oyuncularla yarışmayacaksın, kendi arkadaşlarınla da yarışacaksın” diyordum. İdmanlarda kendi takım arkadaşlarımla yarışıyordum. Çünkü niye biliyor musun? Onu daha ilk önce idmanda yapmanız lazım. Kendinizi göstermelisiniz. Bana, “Mirsad abartıyorsun” derlerdi, herkesle yarıştım. Ama hiçbir zaman kötü niyet içerisinde değildim. Her zaman iyi niyetim vardı ama hep yarıştım. Her zaman bir rekabet vardı.
“ARKADAŞLARIM, HOCALARIM, BAŞKANLARIM OLMASAYDI, BEN DE OLMAZDIM”
* Euroleague efsaneleri arasına girdiniz. Bu nasıl bir his?
- Türk basketbolu için güzel bir sayfa açıldığına inanıyorum. Gurur duyuyorum böyle bir şey bana nasip olduğu için. Tabii ki ben de bu konumu hak ettiğimi düşünüyorum. Euroleague’de yaklaşık 10 sene oynadım. Sezonun ilk 5’ine seçildim, ikinci 5’e de seçildim. Avrupa’da MVP oldum, ribaund kralı oldum. En fazla double double yapan oyuncuyum Euroleague’de... Bütün takım arkadaşlarıma, hocalarıma, başkanlarıma teşekkür etmek isterim. Onlar olmasa, ben de olmazdım. “Efsane” ödülüne layık görülmezdim. Yarın öbür gün çocuklarıma bırakacak güzel bir anım oldu. Beni seven ve tanıyanlara da şimdiden güzel bir iz bıraktım.