"Babam bu mesleği yapmamı hiç istemedi"

Güncelleme Tarihi:

Babam bu mesleği yapmamı hiç istemedi
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 2011 00:00

Öyle biri düşünün ki aynı anda spor spikerliği, stil editörlüğü, kültür sanat muhabirliği, Dj’lik, radyo programı ve söz yazarlığı yapıyor.

Haberin Devamı

Ve bunların hepsini 27 yıla sığdırmayı başarmış.

Sırf her şeye hakim olmak siyaseti öğrenebilmek ve dünyadan bihaber olmamak için uluslar arası ilişkiler bölümünü okumuş hem de bu mesleği yapmayacağı halde…

O zor olanı tercih etmiş aslında. Babasının ismini kullanmayarak çok çalışmış, okumuş, gitmiş, görmüş, öğrenmiş  ve biriktirdiği bilgilerle ‘Şansal Büyüka’nın kızı’ sıfatını değil de 'Sine Büyüka' ismini yaratmış.

‘Kadın spordan ne anlar’ önyargısına inat donanımıyla karşılarına çıkıp "ben de spordan en az sizin kadar anlarım" diye meydan okuyor Sine…

Funda Ayaz'ın röportajı
hurriyet.com.tr

Bayanlar birbirine ‘köstek değil destek olmalı’ diye düşünerek, Sine’yi daha iyi tanımak ve tanıtmak için Maslak’a gidip Ntvspor’un kapılarını çaldım.

Güler yüzüyle bizi karşılayan Sine’yi gördüğümde "erkeklerin beğendiği kadar da varmış" düşüncesi geçti içimden.

Evet karşımda elinden her iş gelen mütevazi, canayakın Sine Büyüka var. Şu anda bunu okurken keşke senin yerinde olsaydık diyenlere ise bir tavsiyem var . Röportajı okurken sanki soruları sizin sorduğunuzu düşünün ve karşınızda Sine’yi hayal edin.

Haberin Devamı

İşte Sine’nin hurriyet.com.tr’ye yaptığı samimi açıklamaları;

- İlk olarak Sine Büyüka kimdir? Kısaca seni senden dinleyelim.

Herhangi biriyim.  Herkesin gittiği, sevdiği yerlere giderim. İşine giden, işten çıkınca arkadaşlarıyla Beyoğlu’nda yemek yiyen, gezen, ailesine çok düşkün mümkün mertebe ailesiyle vakit geçirmeye çalışan, müzik aşığı, basketbol aşığı, sporu çok seven biriyim.

-  Burçlara da inanıyorsun sanırım. Kendini tanıtırken Koç burcuyum demeyi ihmal etmiyorsun.

Evet, burçlara inanıyorum.  Bir sürü insana saçma geliyor ama insanların burçlarının özelliğini taşıdığına inanıyorum. Başta inanmıyordum ama başıma birçok şey gelince inanmaya başladım. Ben koç burcuyum ama burcumun bazı özelliklerini taşımıyorum. Mesela koçlar çok hırslı bencildirler ben öyle değilim.

- Cv’in gerçekten çok ilginç. Koç Üniversitesi Uluslar arası İlişkiler mezunusun. Dj’lik, radyo programı, kültür sanat muhabirliği, stil editörlüğü, spor spikerliği, söz yazarlığı… Bütün bu meslekleri yapmışsın ve hala devam da ediyorsun. Bundan sonra yapmak istediğin meslek kaldı mı?

Daha yapmak istediğim çok şey var. Maymun iştahlılık var bende aslında. Her şeyi bir tadayım bakayım istiyorum.

Haberin Devamı

-Bu mesleklerin arasında uluslar arası ilişkiler biraz farklı kalıyor. O nasıl oldu?

Evet. O tek tercihimdi. Başka hiçbir şey yazmadım tek bu bölümü okumak istedim.  Ama sadece okumak istedim. Yani meslek olarak hiçbir zaman düşünmedim. Her şeyi bileyim hakim olayım diye bu bölümü seçtim. Çok seviyorum takip etmeyi ama siyaset yapılacak iş değil bence. Benim yapıma bünyeme uygun değil en azından. Şu an ki siyasi ortamın içinde aktör rolünde olmak bana zor geliyor.

/images/100/0x0/55eae373f018fbb8f89d26bf

- Peki, neden bu kadar meslek değiştirdin? Niye bir tanesini uzun yıllar yapamadın?

Bazı insanlar bir şeyde çok yeteneklidir ve neyde başarılı olacağını bilir. Mesela çok iyi bir piyanisttir ve çok yeteneklidir o onu olacaktır sonunda da müthiş bir piyanist olur. Ama bende maalesef öyle tek başına aşırı bir yetenek yok. Bazı insanlarda her şeyi biraz biraz yapar. Ben de böyleyim, her şeyi azar azar yapan insanlar arasına giriyorum. Modayı da biraz yapayım dedim onla da ilgileniyordum sonra moda tek başına az geldi. Sonra kültür sanata geçtim daha geniş yelpazede diye. Digitürk’e geçtim dizi alım satımları yaptım çok keyifliydi sonra o çok ağırlaştı milyon dolarlık sözleşmeler yazmaya başladık. Sonra daha sosyal bir şey yapmak istedim ve dergiye geçtim. 1 sene Cosmopolitan’da stil editörlüğü yaptıktan sonra NTV kültür sanata geçtim. Ntv’de ömrümün sonuna kadar muhabir olabilirdim herhalde inanılmaz güzeldi. Hayatımın en güzel dönemiydi. O dönem burada Rock‘n Coke ve One Love oldu. Rüyamda görsem inanamayacağım, hayranı olduğum, sevdiğim ne kadar müzisyen varsa yarısıyla tanıştım. Bu insanlarla başka hiçbir şekilde tanışamazdım. Padişahın kızı olsanız yine de yapamazdınız. O yüzden o şansa erişebildim. Tanıştım, konuştum, bazılarıyla arkadaş dahi oldum. Benim ufkumu açtılar bir sürü galalara, galerilere, tiyatrolara gittim. Fakat sonra Ntvspor açıldı. Sonra yöneticilerimiz Fuat ağabey, Cem Bey çok ısrar ettiler spora geçmem için.  Ben uzun süre kendime güvenemedim ve kabul edemedim. Sonra  “bu yöneticiler bir şey söylüyorsa bildikleri vardır bir deneyeyim”  dedim ve gözümü karartıp girdim bu mesleğin içine.


BABAM BU MESLEĞİ YAPMAMI İSTEMEDİ

Haberin Devamı

-Herkesin bildiği gibi Şansal Büyüka’nın kızısın. Baban bu mesleği seçmene ne dedi, destekledi mi seni?

Babam baştan beri bu mesleği yapmamı hiç istemiyordu. Tabi desteği oldu. Bu mesleğe girdikten sonra beni karşısına aldı çok ciddi bir konuşma yaparak artı ve eksilerini anlattı. Ama daha çok eksilerini anlattı. “Sen ne karar veriyorsan yanındayım” diyerek destekledi ama bu mesleği yapmamı istemediğini de söyledi.

-Baban hatalarını söyler mi?

Gözünün yaşına bakmadan söyler. Hiç acımaz. Kırmadan ama açık açık söyler. Mesela arar “kızım uyumadın mı çok yorgun, uykusuz gözüküyorsun, kızım saçını gözünün önünden çek” der.

- Aynı yerde çalışmak ister misin?

Yok istemem. Farklı bir kurumda Ntvspor’da bile Şansal Büyüka’nın kızı olmanın dezavantajını çok yaşadım. Aynı yerde çalıştığımızda olabilecekleri düşünmek bile istemiyorum.

Haberin Devamı

-Peki, uzun seneler boyunca bu mesleği yapmak istiyor musun?

 Çok yorucu stresli bir meslek bu işi 40 yaşıma kadar yapabileceğimi düşünmüyorum.  Bu mesleği bıraksam bile Allah sağlık verirse ben 60 yaşına da gelsem elimle bastonla basket maçlarına giderim. “Zaten ya basketbol maçında öleceksin ya da festivalde birinin altında kalacaksın” diyorlar bana. Gençken çok güzel bir meslek ama evlenip yuva kurmak çocuk doğurmak istiyorsan zor bir meslek.  Spikerlik hele daha zor. Programcılık bir nebze daha iyi. Geliyorsun programını yapıp gidiyorsun. Ama spikerlik ve kadrolu bir yerde çalışmak çok zor. 

BABAMA İNANAMIYORUM

-Baban bu meslekte uzun yıllardır var hayret etmiyor musun ona ?

Haberin Devamı

Babamın bu kadar zor ve yorucu bir işi yıllarca sürdürebilmesine inanamıyorum. Ben şu mesleğe girdikten sonra anladım babam o kadar çok şeyle uğraşıyormuş ki… Kimseyi bu işte memnun edemezsiniz,  kimseyi hiçbir zaman mutlu edemezsiniz. Bazen ciddi şekilde saldırıya uğruyorsunuz. Fiziki saldırıdan bahsetmiyorum tabi ki ama iyi niyetle yaptığınız bir şeyi o kadar yanlış yerlere çekiyorlar ki. Ben bir kere bir maç izleyemedim işim vardı ve twitter hesabıma sonucunu yazamadım. Sonrasında internet ortamında öyle bir saldırıya uğradım ki anlatamam. Bir de komik olan yazdığın şeye tepki vermiyor. Yazmadığın bir şey için yorum yapıyor,  tepki veriyor. Ben her şeyi yazamam ki, her şeyi takip etmem çok zor. Ama bunu insanlara anlatamıyorsun. Bu yüzden bu mesleği uzun yıllar yapabileceğimi sanmıyorum. Özellikle bayanlar için çok daha zor. Çok çabuk her şeyden etkilendiğimiz için daha yıpratıcı oluyor. Babama da hayret ediyorum. Çünkü onlar açık açık her şeyi konuşuyorlar. Türkiye’de futbolu bu kadar açık konuşmak öyle tehlikeli bir iş ki hakikaten bu mesleğe girdikten sonra babama çok saygı duymaya başladım.

FANATİZMDEN YORULDUM

- “Yoruldum” diyor musun?

Evet, biraz yoruldum. İşten, çalışmaktan yorulmam ama insanların, camianın bu fanatiziminden, insanların bu akıl tutulmasından yoruldum.  Aşırı derecede sevmesen bu iş yapılamaz. Çok sevdiğim için hiç yorulmuyorum. Bir şeyi yazarken kırk kere düşünmek, bir şey söylerken onun stresini yaşamak, aman ağzımdan yanlış bir şey çıkmasın diye düşünmek insanı yoruyor.

- Spikerlik için eğitim aldın mı?

1-2 ay gibi kısa bir süre Levent Bey var o bize ders verdi. Resmi bir belge veya ders  almadım. Ayrıca Ercan Taner ve  Sonay Dikkaya gibi usta insanlar bize çok yardımcı oldular, çok çalıştırdılar.

-Spor camiası erkeklerin egemen olduğu bir camia. Bu seni rahatsız ediyor mu?

Rahatsız etmiyor. Çünkü yapı olarak da bir takım tartışmalara kadınların girmesini istiyorum.Futbol camiasında erkeklerin bu zamana kadar çok yer alması normal. Bizim sadece güzel diye burada olduğumuzu düşünmeleri ve “bu ne anlar spordan” demeleri beni çok rahatsız ediyor. Ama artık bu önyargı kırılmaya başladı. Bize müdürlerimiz program yapma şansı veriyorlar, konuk ağırlama şansı veriyorlar. Yani sadece oraya oturtup haber sundurmuyorlar.
Keza Basketbol Şampiyonası’nda da bu şansı verdiler bana. Benim daha önceden basketbol bilgim yoktu. Ama bu şansı vermek bir yönetici için çok büyük bir risk. Eğer bu anlayış değişmemiş olsaydı bu şans bana verilmezdi. Ama bunu kullanabildiğimi düşündüğüm için bu yolda da devam ettim.

/images/100/0x0/55eae373f018fbb8f89d26c1

MÜZİK TUTKUM KÜÇÜKLÜKTEN BERİ VAR

-Müzik tutkun nasıl başladı?

O hep vardı aslında. İnsanlar spor spikeri olarak tanıyınca müzik bir anda çıktı sandılar ve şaşırdılar. Ama müzik benim hayatımda küçüklüğümden beri vardı. Ortaokul korosundan bu zaman kadar süren bir tutku aslında. Bu zamana kadar hiç söyleyen, icra eden tarafında değil de hep Dj’lik, kendi kendime prodüktörlük, dergilere müzik yazarlığı, kendi blogumda müzik eleştirmenliği, Gece Gündüz programında müzik muhabirliği, radyo programı yaptım.  Bunlar zaten hep vardı. Sonra o kadar çok sevdiğimi fark ettim ki bir şeyler yapmaya çalışayım, yapabilecek miyim yapamayacak mıyım görmek istedim. Kendim de şarkı söylemek istedim.

-Peki, söz yazarlığı?

Küçüklükten beri o da vardı. Yaşım tutmazdı babamla beraber notere gider çok şahane sözlermiş gibi notere onaylatırdım.

-Hangi tarz müzikleri seversin?
 
Depresif rock ve alternatif rockı çok seviyorum, en çok onları dinliyorum. Elektronik müzik de seviyorum.

- Müzik dünyasına ‘Oyuncak Adam’ ile giriş yaptın. Albümünü ne zaman müzik marketlerde göreceğiz?

O kadar yoğun çalışıyoruz ki buna vakit ayıramıyorum. Müzisyenler kapanırlar, konsantre olurlar ki ben müzisyen de değilim olmaya çalışıyorum. Ama benim böyle bir lüksüm yok. İşten çıkıp evime gidip maç aralarında yapmaya çalıştığım bir şey bu.
Mesaimiz buradan çıkınca bitmiyor. Akşam maç olunca onu da izlemek zorundasın. O bitiyor internetten de bir şey izlemek zorundasın. Ama bu aralar müziğe vakit ayırmaya başladım. Bu senenin sonuna yetiştirebilirsem 4-5 şarkılık bir şey çıkacak.

- Maddi beklentin var mı peki?

- Hiçbir maddi beklentim yok. Ben hiçbir zaman müzisyen, şarkıcı olmayacağım. Sadece bunu çok seviyorum ve insanların affına sığınarak şarkılarımı paylaşmak istiyorum.

-Sesini nasıl buluyorsun?

Şarkı söyleyecek kadar iyi. İdare eder. Ama çok da şahane değil sesim.

BURADA KİMLERİN GELİP KAPIDAN DAHİ GİREMEDİĞİNİ GÖRDÜM

- Tekrak medya sektörüne dönersek; bu sektöre girmek isteyenlere tavsiyelerin nelerdir? Mesela bayanlar hırslıdır çekemezler ve kıskanırlar derler ne kadar doğru?

Ben hiç görmedim burada da görmedim. Bence bu şehir efsanesi. Ama tabi ki iş hayatında olan şeyler bunlar. Bankacılar, doktorlar arasında da vardır. Ama şunu tavsiye ederim. İnsanlarda 2 inanış var. İlki bu işte başarılı olmak için torpilli olmalısın. Bu görüş kesinlikle yanlış. İş torpilini alırsın işi kaparsın ondan sonra hiçbir şeye yaramaz.  Ben buradan kimlerin gelip çok iyi yerlere geldiğini, kimlerin de kapıdan dahi giremediklerini gördüm. Birebir buna bizzat şahit oldum. Torpil sadece görüşme kapısını açar. İnsanlar ekranlarına çok sahip çıkıyorlar. Hele ki Ntv ekranı… Burada torpil falan etki etmez. Ekrana yakışmadığını düşündükleri insanları da torpili var diye tutmazlar.  Bence diksiyon kurslarına gidebilirler. İnternet ortamını kullanabilirler.  Gazete bir yana blogların gücü çok arttı.  Bloglarda farklı bir şey yapanlar çok güçlendiler.  Birebir tanımadığım ama internet üzerinden tanıştığım,  bloglarını okuduğum birkaç  arkadaş var.  Benim ekibim olsa hepsini çağırırdım.

- Ekipteki arkadaşlarının çoğu erkek.  Bir bayan olarak aralarında olmak nasıl bir duygu?

Spordaki arkadaşlarımın birçoğuyla kültür sanatta beraber çalışıyorduk. Zaten yapı olarak da spor bir kızım. Davranış tarz giyiniş açısında da sporum. Özgür’ler Emek’ler Irmak’lar bütün spordaki çocuklar işten çıkıyoruz, beraber yemeğe içmeye gidiyoruz. Konserlere beraber gidiyoruz. Spordaki genç tayfayla çok yakınız beraber toplanıyoruz, görüşüyoruz.  Hakan Gündoğar ile 5 yaşından beri çocukluk arkadaşıyız. Ufacıkken beraber arabaya biniyorduk. Geçen gün dedim ki “sizin yüzünüzden erkek oldum. Sağlıklı ilişki kuramayacağım. “ Tabii ki benim yanımda sözlerine dikkat ediyorlar ama artık çekinmiyorlar fazla. Bizdensin diye düşünerek bazen kadın olduğunu unutuyorlar. Artık erkekler nasıl düşünür nasıl konuşur hepsini biliyorum.

GÜZELİM DİYE NTVSPOR'DA DEĞİLİM

- Çalıştığın kurum olan Ntvspor özellikle sen, Burcu Esmersoy, Dilara Gönder ve Tuğba Dural gibi güzel bayanları ön plana çıkartıyor. Sence yaptığınız işle mi güzelliğinizle mi konuşuluyorsunuz?

Şöyle bir ekrana baktığımda aralarında en az güzel benim. Mesela canlı yayında öyle şeyler başımıza geliyor ki orada sadece güzel olan akıllı olmayan birinin o yayını kurtarabilmesi mümkün değil. Örneğin Mehmet Topuz aniden transfer olduğunda ben 2 saat canlı yayında kaldım. Beşiktaş istedi Fenerbahçe aldı ortalık karıştı. Şimdi orada güzel diye oturan birisinin kaç saat boyunca o yayını götürmesinin imkânı yok. Rejide insanlar telefon bağlamaya çalışıyorlar sana diyorlar ki Sine top çevir.  Bilmeden nasıl konuşursun o kadar. Basketbol şampiyonasında İbrahim çat diye eski takım arkadaşı Jaka Lakovic’i getirdi. İşte buralarda güzellik bitiyor. Eğer sen yayını rezil edersen hiç kimse senin kaşına gözüne bakmaz.

- Müzikten sonra ikinci tutkun basketbola geçelim. Basketbola ilgin ne zaman başladı?

2 sene önce… Vitrine çıkışım şampiyona ile oldu ama bendeki basketbol sevgisi 2 sene önce başlamıştı.  Bu işi bilen insanlar soruyor bazen “basketbol oynadın mı?” diye çok hoşuma gidiyor ama oynamadım önceden bilgi birikimim de yok. Şimdi de ne mutlu bana ki bu işi profesyonelce yapıyorum.

-Neden basketbol?

Basketbol Şampiyonası büyük bir momentum kattı. 15 -16 bin kişilere oynadı Efes Pilsen . Keşke 2 takım da devam edebilseydi Euroleague’de daha güzel olurdu. Avrupa ‘da futbol 1.spor.  Amerika’da daha farklı ama genelde doğu Avrupa dışı her yerde futbol yaygın.  Benim hayatımda 1.basketbol 2. buz pateni futbol ise 3.sırada. Yüzmeyi, voleybolu, tenisi de seviyor izliyorum ama futbol benim hayatımı domine etmiyor. Şampiyonlar ligi mi Euroleague finalimi deseler kesinlikle Euroleague derim.

- NBA'mi, Euroleague'mi?

All Star’a gidene kadar tartışmasız Euroleague idi. All Star üst düzey bir organizasyon. Orada gerçekten bir eğlence, inanılmaz bir sektör bu. Bu organizasyonu herkesin görmesini isterdim. Olağanüstü bir önem, en ufak bir şey aksamıyor. Euroleague’in NBA’e yetişmesi için daha çok yolu var. Çok etkilendim sahiden.  Euroleague’i, takip etmesi pratiklik açısından çok daha rahat. Saati yakınlığı itibariyle. NBA’de ise çok zor. Maçların tekrarları var sonuçta ama saatleri bana uymuyor. Çok uzak birebir izlemeye gitmek için, maç sayıları fazla. Ama Euroleague için atlıyorum Atina’ya gidiyorum maçı izliyorum geliyorum.  All Star’dan dönerken de Yunanistan’a uğradım.  İznim vardı burada geçirmek yerine Panathinaikos- Rytas maçını izlemek istedim ve gittim.

-Fenerbahçe Ülker ve Efes Pilsen’in Euroleague’e veda etmesinin ardından lobi eksikliği konuşuldu. Sen ne düşünüyorsun?

Lobi her yerde tartışılıyor. Avrupa Şampiyonası’nı alamadığımız zaman da bu tartışıldı. Bu lobi tartışmalarını çok doğru bulmuyorum. Lobi tamamlayıcı bir şey tek başına bazı şeyleri yaptıracak güçte değil. Gerekli mücadeleyi sahaya koyamazsanız hakemler başarısız bir takımı Final Four’a götüremezler. Ya da başarılı bir takımın önünü belli bir ölçüde kesebilir.

Fenerbahçe elindeki maçı verdi Zalgris maçında büyük şanssızlıklar, sakatlıklar yaşadı. Fenerbahçe tecrübesizliğinin kurbanı oldu. Keza Efes Pilsen’de öyle.

-Müzik ve sporun dışında Sine neler yapar?

/images/100/0x0/55eae373f018fbb8f89d26c3


Çok fazla dışarı çıkmam. Güzel konserlere giderim. Genelde evimde arkadaşlarımla olmayı çok severim. Arkadaşlarımı ağırlarım, güzel güzel yemekler yaparım.Arkadaşlarımla sinemaya gitmeyi film izlemeyi severim. Canlı yayın stresi yoruyor hemen eve gitmek sakin bir gün geçirmek istiyorum.

-İlerideki hedeflerin ne?

İnsan planlıyor şunu yaparım bunu yaparım diye ama olmuyor. Prodüktörlük yapmak çok istiyorum. Kitap yazmayı çok istiyorum. Medyayla ilgili yarı otobiyografik yarı kurgu bir kitap yazacağım. Tabi ki aile de kurmak istiyorum.

- Buz pateni yapıyormuşsun devam ediyor musun hala?

O zamanlar sadece Galeria ‘da ve Tekirdağ tarafında bir otelde vardı. O otele gittiğimizde 1 hafta boyunca sabahtan akşama kadar ben o pistin üzerinden inmedim. O kadar sevdim ki pateni…Ama döndükten sonra sürekli Galeria’ya gidemedim. Maalesef Türkiye’deki en büyük eksikliklerden bir tanesi spor ve eğitimin beraber yürüyememesi. Dolayısıyla profesyonel buz pateni kariyerim hiçbir zaman olmadı. Ama şimdi nerede görsem fırsat bulsam gidiyorum. Şampiyonaları izliyorum. Bir kere üşenmeyip tek başıma  Kanada’ya gittim oradaki şampiyonayı izledim.

TRABZONSPOR'U BAŞARILI BULUYORUM

-Futbola gelirsek. Hangi takımı başarılı buluyorsun?

Trabzonspor’u her şeye rağmen başarılı görüyorum. Şenol Güneş’in takım içinde yaşadığı sinerjiyi başarılı görüyorum,  güzel ve iyi bir takım var ortada. Oynadıkları futbol benim gözüme hoş geliyor. Futbolda taraftar kimliğimi kaybettim. Ben iyi futbol izlemek istiyorum kim oynarsa oynasın benim için fark etmez. Mesela Trabzon -  Kayseri maçı sezonun en güzel maçıydı bence. Beşiktaş ve Galatasaray kötü gitmiş olsa da bu sezon güzel futbol oynanıyor. Anadolu takımlarının maçlarını özellikle çok keyifli buluyorum.

Ayrıca son yapılan ve ortamı geren açıklamaları üzüntüyle karşılıyorum ve bu açıklamaların takımı da olumsuz etkiyeceğini düşünüyorum.

- Futbolla ilgili fazla konuşmuyorsun…

Aslında çok şey biliyorum ama bunları oturup benim söylemem doğru olmaz.

-Ekipteki arkadaşlarının çoğu erkek dedik. Peki ya ekipteki bayanlarla ilişkilerin nasıl?

Tuğba çok tatlı ve iyi birisi. Aramızda hiçbir çekememezlik hırs yok.

BURCU BU İŞE GİRERKEN BANA ÇOK YARDIMCI OLDU

- Burcu Esmersoy’un pabucunu dama attıran güzel diye anılıyorsun. Sen ne düşünüyorsun bu konuda?
Burcu bu kapıyı açan kişi, senelerce başarıyla spor spikerliği yaptı. Bundan sonra da farklı alanlarda çok güzel işlerle ekrana gelmeye devam edecek. Bana da Ntv Spor’da çok yardımcı oldu, ilk girdiğim zaman çalıştırdı, fikir verdi. Ben bu şekilde anılmak istemiyorum ve böyle düşünmüyorum.

- Ntvspor dışında bu sektörde olan görüştüğün arkadaşların var mı?

Merve Toy ile çok yakın arkadaşız. Beraber gittik All-Star’a. Zaten basketbolda bir ben varım bir Merve bir de Roksan var.

fayaz@hurriyet.com.tr 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!