Güncelleme Tarihi:
Günlerdir futbol camiasını ilgilendiren tek konu B.Hakan'ın Juventus'a transferi. Başladığı günden bugüne kadar yanlışlarla, falsolarla süregelen bir serüven bu. Şöyle biraz karıştırdım, gazete sayfalarının dışında kalan olaylara indim. ‘‘Ben olsaydım ne yapardım’’ dedim. Öncelikle bugün B.Hakan'ın yaptığını asla yapmazdım. B.Hakan herkesten kaçıyor. Nedenini anlamak mümkün değil. Oysa yapacağı şey şuydu, ona çok şeyler veren, onu yok olacak noktadan Juventus'un isteyeceği zirveye çıkartan Fatih Terim'i de yanıma alır, ilk günü bir basın toplantısı yapar, kararımı açıklardım. Olay da, dedikodular da, çirkinlikler de biterdi. Karar vermek o kadar zor değil. B.Hakan, Galatasaray'da, Türkiye'de futbol misyonunu tamamlayıp Juventus gibi dünyanın sayılı ekiplerinden, dünya şampiyonu olmuş bir takımda oynamak onuruna erişmişse bundan hem mutlu olunur, hem de iftihar edilir. Bakmayın siz sokak tellallarına. Televizyon ekranından fırlayacak gibi B.Hakan'a ‘‘Sakın ha gitme’’ diyenlerin dünyaları ufak. Neyse.
Dün televizyon ekranından izledim. B.Hakan'ın gidişini annesi açıkladı, babası da teyit etti. Bu yazıyı yazarken Hürriyet Spor Servisi'ndeki arkadaşlar B.Hakan'la konuşmak istemişler. O kaçmış. Neden kaçmış, neden konuşmamış? Herhalde birgün ya B.Hakan, ya B.Hakan'la konuşan bir arkadaş bunları yazacak, anlatacak. Bugün B.Hakan'ın davranışına bir mana vermem mümkün değil.
YALANCI ÇOBAN
Gelelim olayların diğer tarafına, Galatasaray cephesine. Faruk Süren ne demişti, ‘‘4 Ocak'ta UEFA'dan para gelecek ve bu para Galatasaraylı futbolculara dağıtılacak’’. Ben de, yazılarımı okuyanlar hatırlayacak, aynen şöyle söyledim; ‘‘Etraftan, Galatasaray yönetimine yakın kişilerden duyduğuma göre bu para bankalara temlik edilmiş. Süren nasıl olacak da bu parayı futbolculara dağıtacak?’’
Nitekim gene haklı çıktım. Faruk Süren yalancı çoban rolüne devam ediyor. Söylediği hiçbir söze kimsenin inandığı yok, güvendiği de yok. Dünkü Hürriyet gazetesinin manşetine bakın. Galatasaray Spor Kulübü Başkanı, Galatasaraylı futbolculara gidiyor, diyor ki, ‘‘Siz İspanya'ya gidin, hepinize vadeli çekler verelim, dönüşte paralarınızı alırsınız.’’ Ancak hiç beklemediği bir şekilde, ‘‘Olmaz başkan. Paramızı nakit ödeyin’’ karşılığını alıyor. Süren şaşırıyor. Bu kez futbolcularına Hakan Şükür'ün transferinden gelecek paradan sözediyor ve onları yumuşatmaya çalışıyor. Tüm Galatasaraylı futbolcular yere bakıyor. Cevap dahi vermeden mırıldanma başlıyor. Galatasaray Spor Kulübü Başkanı'nın sözü geçersiz kalıyor. Bunun üzerine Süren hiç bir şey söylemeden sinirli bir şekilde tesisleri terkedip evine gidiyor. Ertesi sabah futbolculara tesislerde tek tek çekleri dağıtılıyor. Ve G.Saraylı futbolcular bu çekleri aldıktan sonra İspanya'ya gidiyor.
TARİH HAİNLERİ YAZACAK
Geçtiğimiz yıl İlie satıldı, transfer taksitleri ödendi. Şimdi B.Hakan yolcu, onun parasıyla günlük olay geçiştirilecek. Bunların hepsi güzel de Galatasaray camiası nerede, Galatasaray genel kurulu nerede? Süren'in savurganlığına neden dur denilmiyor. Kulüpte ödenen paraları rakamlarıyla yazdım. Herkes sus pus. Ve Galatasaray Genel Kurulu, Faruk Süren'e ve yönetimine -ki onlar da başkanının peşinden gidiyorlar, parmaklarını onun yönünde kaldırıyorlar- nasıl güveniyor da 140 milyon dolarlık Ali Sami Yen Stadı projesine hayali rakamlarla, kesinleşmemiş kredilerle, alınmamış inşaat ruhsatıyla peki diyebiliyorlar. İleride Galatasaray tarihi bu hainleri yazacak. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
B.Hakan tavrını değiştir. İnsanlardan kaçma bilakis onların arasına gir, onlarla bütünleş. Bazılarının dediği gibi sen Sergen'in yarısı kadar futbolcu değilsin. Sen, kendi başına bir futbolcusun ve kendi mevkiinin Türkiye'deki tek adamısın. Öyle olmasan Juventus bu paraları sana verir mi? Adamlar deli mi yoksa aptal mı? Onlar Türkiye'deki yöneticiler gibi gününü gün etmezler. Kendinle iftihar et.