Güncelleme Tarihi:
2015-2016 sezonunda Nijerya Ulusal Ligi takımı Bayelsa United’tan Yeni Malatyaspor’a transfer olarak Türkiye kariyerine başlayan Azubuike, Başakşehir, Sivasspor formalarını da terletti. Başakşehir’le Süper Lig, Sivasspor’la da Türkiye Kupası şampiyonluğu yaşayan Nijeryalı futbolcu, bu sezon formasını giydiği Çaykur Rizespor’la Süper Lig’e yükselme sevinci yaşadı. Yeni sezonda Süper Lig’deki hedefleriyle konuşan 26 yaşındaki orta saha, Başakşehir’de Süper Lig şampiyonluğu yaşadığı dönemle ilgili de değerlendirmelerde bulundu.
“İLHAN PALUT’LA BERABER ÇAYKUR RİZESPOR’DA BAŞARILAR YAKALAYACAĞIZ”
- Spor Toto 1. Lig’i ikinci sırada tamamlayan Çaykur Rizespor, 1 yıl aranın ardından yeniden Süper Lig’e yükseldi. Daha önce Süper Lig’de oynayan bir futbolcu olarak duygularını anlatır mısın?
Gerçekten çok heyecanlı olduğumu söyleyebilirim. Süper Lig tecrübem var. Çok büyük başarılara imza atmış takımlarda da oynadım. Çaykur Rizespor’la da aynı başarıları yakalamak için heyecan duyuyorum. Şu an da yeni bir hocamız var ve yeni bir takım kuruluyor. Yeni arkadaşlarımız gelecek. Onların da gelmesiyle, İlhan Hocamızla beraber bir başarının yakalanacağını ve bende bu başarının bir parçası olacağımı düşünüyorum.
“BÜLENT KORKMAZ, ELİNDEN GELENİN EN İYİSİNİ YAPTI VE SÜPER LİG’E ÇIKMA BAŞARISINA ULAŞTIK”
- Çaykur Rizespor’un Süper Lig’e yükselmesindeki başarıda pay sahiplerinden biri olan Teknik Direktör Bülent Korkmaz ve onun takım yönetimi hakkında ne düşünüyorsun?
Bülent Korkmaz’ın, burada üzerine düşeni yaptığını düşünüyorum. O, elinden gelenin en iyisini yaptı. Geçen sezon başında Çaykur Rizespor’un hedefi Süper Lig’e çıkmaktı. Bülent Hoca, bu hedef doğrultusunda çalışmalarını yaptı. Sonunda hedeflenen ve arzulanan Süper Lig’e çıkma başarısına ulaşıldı. Kendisine ve ekibine teşekkür ediyorum. Kendisi hem iyi bir insan hem de iyi bir hoca.
“İLHAN PALUT, TAKIM İÇİN ÖNEMLİ BİR FİGÜR. SÜPER LİG’DE, AVRUPA KUPALARINA GİDEBİLECEĞİMİZ ÜST SIRALARI HEDEFLİYORUZ”
- Yeni teknik direktörünüz, son olarak Konyaspor’da görev yapan İlhan Palut oldu. İlhan Hoca’nın potansiyeliyle beraber Süper Lig’deki hedeflerinizden bahseder misin?
İlhan hocamız gerçekten takım için şu anda önemli bir figür. Kendisi son 2 senede büyük başarılara imza attı. Son 2 senede özellikle Konyaspor’da yaşadığı başarıyla beraber takımını Avrupa Ligi’ne taşıdı. Her futbolcu veya teknik direktörün, en az hedeflediği şey daha önce yaptığı başarısıdır. Hocamız daha önce Avrupa Kupası’na gitme şansını yakaladı. Avrupa Kupası’na giden bir takımı yönetti. Daha önce bu hedefi yakaladığı için İlhan Palut’un bizde de en az bunu hedeflediğini düşünüyorum. Tabi bu bir zaman meselesi. Avrupa Kupalarına gidecek sıralamada olacak şekilde Süper Lig’de hedeflediğimiz pozisyon üst sıralar olacak.
“OKAN BURUK, BAŞAKŞEHİR’İN ARDINDAN GALATASARAY’DA DA TAKIMI BİR AİLE HALİNE GETİRDİĞİ İÇİN ŞAMPİYONLUĞA ULAŞTI”
- Başakşehir’deki ilk döneminde Süper Lig şampiyonluğu yaşadın. O dönem Başakşehir’de teknik direktör olan Okan Buruk’un şampiyonluğu getiren çalışma sistemi ve takım yönetimiyle ilgili ne düşünüyorsun?
Okan Hoca, ilk olarak gerçekten çok iyi bir insan. Bunu net bir şekilde söyleyebilirim. Futbolcularla müthiş ve çok iyi bir ilişki kuruyor. Futbolcularla arasında çok iyi bir bağlantı oluşuyor. Kendisi iyi bir taktisyen. Okan Buruk, Başakşehir’e geldiği zamandan itibaren önde baskı yapmamız konusunda bize antrenmanlar yaptırdı. Böyle bir taktik verdi ve biz takım bütünlüğü içerisinde rakiplere önde baskı uyguladık. Bu taktik bizim için çok faydalı oldu. Okan Hoca’nın bence en büyük sırrı, takımı bir aile haline getirmesidir. Çok da iyi bir insan olduğu için herkesi bir araya getirmeyi becerebiliyor. Takımdaki aile hissiyatı başarıyı getiriyor. Başakşehir’de bunu yakaladı. Bence Galatasaray’da da bunu yakaladığı için sonunda şampiyonluğa ulaştı.
“OKAN BURUK’UN AVRUPA’DA RAHATLIKLA ÇALIŞIP BAŞARILAR ELDE EDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
- Okan Buruk, Başakşehir’in ardından geride bıraktığımız sezon Galatasaray’la şampiyonluk sevinci yaşadı. Okan Hoca’nın bu başarısını nasıl yorumluyorsun? Kendisini bir gün Avrupa’da takım çalıştırırken ve kupa kazanırken de görebilir miyiz?
Okan Buruk’un Avrupa’da da çalışabileceğini ve kesinlikle orada da başarılı olacağını düşünüyorum. Kendisi çok büyük bir karakter. Başakşehir ve Galatasaray’da çok üst düzey oyuncularla çalıştı. Bu da demek oluyor ki Avrupa’da da çok üst düzey oyuncularla da çalışabilir. İyi derecede İngilizce ve İtalyanca biliyor. Zamanında Avrupa’nın en iyi takımlarından birinde oynadı. Bundan dolayı Avrupa’da rahatlıkla çalışabileceğini ve orada da başarılı olacağını düşünüyorum.
“AYKUT KOCAMAN DURUMU İDARE ETMEYE ÇALIŞTI AMA SIKINTILI BİR SEZON GEÇİRMİŞTİK”
- Başakşehir’de şampiyon olduğunuz sezonun ardından Süper Lig’de düşme potasına kadar gerilediğiniz bir dönem vardı. Okan Buruk’un yerine gelen Aykut Kocaman’la ligi 12.sırada bitirmiştiniz. Daha sonra istifa eden Aykut Kocaman’ın sorunlara çözüm olamamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
O dönemki başarısızlığı neye bağlıyorsunuz? O sezon bizim için biraz zorlu geçti. Şampiyonlar Ligi, Türkiye Kupası ve Süper Lig olmak üzere 3 kulvarda mücadele veriyorduk. Şampiyonlar Ligi’nin ne kadar zor olduğunu söyleyeme gerek yok zaten. Ne yazık ki o sezon 3 kulvarda oynadığımız için çok fazla sakatlık yaşadık. Takımdaki önemli oyuncularımız sakatlanmıştı. Oyuncuların takıma dönüşü zor ve uzun oldu. Bundan dolayı olumsuz skorlar almıştık. Aykut Kocaman aslında iyi bir antrenör. Aykut Hoca, uğraştı ve durumu idare etmeye çalıştı. Sonuçta o sezon ligde kaldık ama bizim için zor ve sıkıntılı bir sezondu.
“GAZİANTEP FK MAÇINDAN SONRA SOYUNMA ODASI SANKİ BİRİSİ ÖLMÜŞ GİBİ SESSİZDİ”
- Haziran 2022’den, Ocak 2023’e kadar oynadığın Başakşehir’deki 2.döneminde Emre Belözoğlu ile çalıştın. Futbolcu zamanlarında sahadaki hırsıyla tanıdığımız Emre Hoca’nın Başakşehir’deki yönetimini nasıl değerlendiriyorsun?
Emre Belözoğlu’nun antrenör olarak futbolcu olduğu zamanlarından daha hırslı olduğunu düşünüyorum. Emre Hoca, iyi bir insan. Antrenör olarak da iyi birisi. Hırsını her yerde yansıtıyordu. Özellikle maçlarda yedek kulübesindeki hırsı yüzüne yansıyordu. Soyunma odasında oyuncuları motive etmek için çok fazla bağırıyordu. Bu durum antrenmanlarda da böyleydi, bağırması devam ediyordu. Onun çılgın olduğunu düşünüyorum. Çılgınlık derecesinde kendini futbola motive eden birisi. Hırsını hem bize hem de etrafındakilere yayıyordu. Deplasmanda Gaziantep FK’ya karşı oynadığımız bir maç vardı. Maçta 1-0 öndeydik, Emre Hoca kırmızı kart gördüğü için tribündeydi. Ne yazık ki son saniye bir gol yemiştik ve maç 1-1 sona ermişti. Maçtan sonra soyunma odasını unutamıyorum. Emre hocanın ne kadar bağırdığını ve sinirlendiğini hatırlıyorum. Soyunma odası sanki birisi ölmüş gibi sessizdi. Kimse sesini çıkaramıyordu. Maçtan sonra soyunma odasında yaşananlar benim için gerçekten ilginç ve unutulmaz bir anıydı.
“3 KULÜPTEN DE TEKLİFLER VARDI AMA DAHA FAZLA SÜRE BULMAK İÇİN BAŞAKŞEHİR’İ TERCİH ETMİŞTİM”
- Mısır Kulübü Pyramids FC forması giydiğin dönem ismin Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’la anılmış, hatta Galatasaray’ın menajerinle temasa geçtiği söylenmişti. O dönemlerde gelen teklifler oldu mu? Olduysa eğer transferin gerçekleşmeme nedeninden bahseder misin?
Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray’ın benimle ilgilendiğine dair haberler o dönem menajerim aracılığıyla kulağıma gelmişti. O dönem çok iyi bir sezon geçirmiştim ve birçok takımdan teklif gelmişti. Ben Başakşehir’i tercih etmiştim. Başakşehir, daha uzun vadeli düşünen, sistemi ve felsefesi olan bir takımdı. Daha fazla oynayıp, kendimi gösterebileceğim bir takım olduğu için Başakşehir’e transfer olmuştum.
“KOŞMAYI VE TOPLA OYNAMAYI SEVDİĞİM İÇİN OYUN TARZIMI MARCO VERATTİ’YE BENZETİYORUM” SORU-
- Özellikle Yeni Malatyaspor ve Başakşehir’deki zamanlarında orta sahadaki yıpratıcı ve soğukkanlı oyunundan dolayı N'Golo Kanté’ye benzetiliyordun. Hem bu benzetme hem de oyun tarzınla ilgili ne düşünüyorsun?
Anadolu takımlarında oynadığınız zaman oyun sistemi itibariyle biraz daha fazla koşmanız gerekiyor. Ondan dolayı N'Golo Kanté’ye benzetmelerini normal görüyordum. Başakşehir’e transfer olduğumda topla biraz daha fazla oynama şansı yakaladım. Koşmayı seviyorum ama topla oynamayı da seviyorum. Kendimi bu iki özelliği birleştiren bir oyuncu olarak tanımlayabilirim. Oyun tarzımı N'Golo Kanté’den çok Marco Verratti’ye benzettiğimi söyleyebilirim.
“ÇAYKUR RİZESPOR SEYİRCİSİ MUHTEŞEM, BEŞİKTAŞ TRİBÜNLERİNDEN DE ETKİLENDİM”
- Yeni Malatyaspor, Çaykur Rizespor, Sivasspor ve Başakşehir formalarıyla Süper Lig’de 95 maçlık tecrüben bulunuyor. Bu süreçte Süper Lig’de atmosfer olarak seni en çok hangi takımın stadyumu ve taraftarları etkiledi?
Bu soruyu “Çaykur Rizespor” diyerek cevaplamak istiyorum. Özellikle ilk dönemimde buraya geldiğimde muhteşem bir seyirci vardı. Sahaya çıktığımızda tribünlerdeki desteklerden dolayı kendimizi 1 kişi fazla hissediyorduk. Onun haricinde de Beşiktaş tribünlerini örnek vermek istiyorum.
“SPORTİNG LİZBON’U YENİP TUR ATLADIĞIMIZ MAÇI UNUTAMIYORUM”
- Türkiye’de oynadığın kulüplerde, gittiğin kamplarda, çıktığın maçlarda yaşadığın ilginç veya unutamadığın bir an/olay var mı?
Başakşehir’de oynarken Avrupa Ligi’nde Sporting Lizbon’la eşleşmiştik. Deplasmanda zor bir maç oynamıştık ve bizi 3-1 yenmişlerdi. Rövanş maçında rakibimizi İstanbul’da ağırlamıştık. Maçta bütün stadyum doluydu ve Cumhurbaşkanı bile maça gelmişti. Biz o maçta Sporting Lizbon’u yenip tur atlamıştık. Hem kendimiz için çok büyük bir başarıydı hem de stadyuma gelen Türkiye’nin önde gelen insanlarının gurur duymasını sağladık. Benim için en unutulmaz an buydu.