Oluşturulma Tarihi: Temmuz 07, 2001 00:00
Şampiyonlar Ligi'inde son iki yılın finalisti Valencia, Héctor Cúper’in yönetiminde güçlü ve iyi bir sezon geçiriyor. Takım ligin üst sıralarında. Ancak bu başarılar, Arjantin'li teknik direktörün gitmesini isteyen taraftarlar için yeterli değil... Belki de basit bir iklim sorunudur. Eğer sıcak Atlantik kıyısındaki bir takıma teknik direktörlük yapıyorsanız (Athletic Bilbao, Racing de Santander, Celta de Vigo, Deportivo) başarılı olduğunuz sürece taraftarların öfkesinden uzak kalırsınız.Futbol izlemek günlük hayatın içinde, balıkçı limanlarında veya maden ocaklarında her zaman tercih edilen bir moladır. Üstüne üstlük bir de takım hücuma dayalı ve zevkli bir futbol oynuyorsa daha da keyif vericidir. Akdeniz kıyısı takımları için standartlar daha yüksek. Bu bölgelerde sadece başarılı sonuçlar ve zevkli futbol geçerli.Akdeniz’in güneşli ve keyifli yaşam tarzı futbol taraftarlarını da etkiliyor. Taraftarlar sadece takımlarının kazandığını görmeye gitmekten memnun olmuyorlar. Eğer şezlongunuzu kumsalda bırakıp kendinizi stadyuma sürüklüyorsanız, eğlendirilmeyi ve zevk almayı da talep edersiniz.İyi bir oyun ve 3 puan; bu Barcelona’nın Akdeniz plajlarındaki parolası. Valencia Teknik Direktör’ü Hector Cúper, bunun Valencia Futbol Kulübüne de uygulandığından biraz geç haberdar oldu. İklim teorisi belki biraz abartılı. Fakat hiç şüphe yok ki Barcelona’daki Nou Camp veya Mestalla stadyumunda taraftarlar, sadece kazanmakla mutlu edilemiyorlar. Arjantinli Cúper birkaç yıl önce Valencia teknik direktörü olarak, taraftarların akıllarına bile gelmeyecek tarzdan bir başarı elde etti. Bir başka deyişle her şey yolundaydı, yani hemen hemen.Cúper’a tribünlerde ve dahası yerel spor sayfalarında ciddi olarak sorular yöneltildi. Çok monoton bir oyun ve ilerideki John Carew’e atılan uzun toplar, Mestalla Stadyumuna heyecanlı maçlar seyretmek için giden taraftarları pek memnun etmiyordu. Cúper takımı yeniden inşa etti. Felsefesinin dayandığı nokta, güçlü bir savunma ve hücum için hiçbir olasılığa meydan vermemekti.Bu şekilde Mallorca’da başarılı olmuştu ve hiç tereddüt etmeden Valencia’da da bunu yaptı. İkinci yarıda, Valencia İspanya Ligi’nde en az gol yiyen takımdı. Herkes yaşlı kaleciye minnettar! Valencia savunması tecrübeli ve kıdemlilerden oluşuyor.Ayala veya Pellegrino’nun desteğiyle, Angloma (35), Djukic (35) ve Carboni (36) arka dörtlünün temelini oluşturuyor. Bütün bu emektar oyuncular bir sonraki sezon için kontrat imzaladılar. Eğer takımın geçen yılki başarısının büyük bir kısmı orta sahanın ise, bu yıl övgülerin en büyük pay sahibi savunma. Ancak Gerard (Barcelona) ve Farinós’un (Inter) yokluğu dikkat çekiyor.Bu yıl Valencia takımının orta sahası, geçen yılki hakim rolünü oynayamadı. Bunun yerine asıl hücum silahı, Carew’e atılan uzun toplar oldu. Carew bir çok gol attı. Ancak Claudio López’in sürati, tekniği ve gol yeteneği eksikti.Valencia bir kez daha ligde iyi sonuçlar alıyorsa da, Cúper’in önümüzdeki sezondan önce kulübü bırakacağı ortada. Bu, birçoklarını mutlu eden bir
seçim gibi görünüyor. (Gerçi, Cúper’i en az bir sezon daha tutmak isteyen kulüp yönetimi bu mutluluğu paylaşmıyor.)Cúper’in İspanya’da (Barcelona, Real Madrid) veya İtalya’da (Lazio, Inter, Milan, Juventus) büyük takımların sorumluluğunu almayı tercih ettiği, bir sır değil. Ayrıca sır olmayan başka bir şey de, Valencia taraftarlarının da kendisine insafsızca davrandığını düşünmesi ve bundan da rahatsızlık duyması.Diplomatik olarak şu kadarını söylüyor: “Taraftarların istedikleri şekilde davranmaya hakları var. Fakat, ben de onlardan biraz daha takdir ve saygıdan başka bir şey istemiyorum.” Aslında Mestalla stadyumundaki taraftarların büyük bir bölümü, Cúper’in Valencia için yaptıklarını takdir ediyor. Ama her zamanki gibi, memnun olmayanların sesi herkesten fazla çıkıyor.Hiç kimse bunu yüksek sesle söylemiyor, fakat Cúper’in önümüzdeki sezon Barcelona’ya gitme ihtimali çok yüksek. Prensip adamı olan Cúper, Valencia’yı zirveye taşıyan ve önümüzdeki sezon Barcelona’da tekrarlanacak olan futbol anlayışını değiştirmekten yana değil. Sonuç açısından başarılı, fakat hücum futboluna aç taraftarları tatmin etmeyen futbol anlayışının ona neler getireceğini zaman gösterecek. Valencia her zaman İspanya’nın büyük kulüpleri arasında sayılıyordu. Fakat son yıllarda fazla başarı elde edemedi. En büyük uluslararası başarıları, 2000 Şampiyonlar Ligi’nde final oynamaları ve 1980’de Arsenal’i penaltılarda yenerek (normal süre 0-0 sona ermişti) kazandıkları Kupa Galipleri Kupası’ydı. Bundan sonra kulübün müzesine bir kupa daha eklemesi, ancak 20 yıl sonra aldıkları İspanya Kupası ile mümkün oldu.4 lig birinciliği kazandılar. Bu şampiyonlukların sonuncusu 1971’de yaşandı. Diğer 3’ü ise 1940’larda kazanılmıştı. Geçen sezon Valencia ancak lig üçüncüsü olabildi ki bu uzun sürdir sezona 4 yenilgi ile başlamadığı ilk yıl olmuştu.Geçen yıl Şampiyonlar Ligi başarısından sonra bir çokları sonunda unvan için ciddi bir adım atmanın zamanı geldi diye düşündü. Bazı önemli oyuncuları kaybettiler fakat aynı zamanda kilit adam olabilecek oyuncularla da kontrat imzaladılar. Ne yazık ki Deschamps, Zahovic ve Diego Alonso başarılı olamadı ve Cúper’in ilk on birinde yer alamadı. Fakat yine de takım, bu sezon üst sıralarda çarpıştı ve Şampiyonlar Ligi’nde önümüzdeki sezon için bir yer edindi. Şu da bir gerçek ki bundan sonrası yokuş olan yolun tamamını muhtemelen alamayacaklar. En önemli maçlarda, şampiyonluk yolundaki en büyük rakiplerinden Real Madrid’e kendi sahalarında ve deplasmanda yenildiler (1-0 ve 2-1). Deportivo’ya karşı deplasmanda (2-0) ve Barcelona’ya karşı da kendi sahalarında yenildiler (1-0).Valencia kadar hırslı bir kulüp için, 20 yıl lig şampiyonu olamamak, uzun bir süre. Gerçekte eğer tarih kitaplarına bakarsanız, Valencia’nın gözü sürekli zirvede olan bir kulüp olduğunu görebilirsiniz. Alfredo di Stefano ve Carlos Alberto Parreira (1994’te Brezilya’yı
Dünya Kupası zaferine taşıyan kişi) takımı yöneten pek çok tanınmış teknik direktörden sadece ikisi.Romario, Mijatovic, “Piojo” López ve Ariel Ortega gibi oyuncular kulüp için top koşturdular. Fakat bunların arasında en büyük isim Mario Kempes’ti. 1978 Dünya Kupası’nda Arjantin’i zafere götürdükten sonra Valencia’ya geldi ve İspanyol Ligi’nde iki yıl en skorer oyuncu oldu. Kulüpte olduğu süre boyunca İspanya Kupası ve Kupa Galipleri Kupası’yla kısa bir altın çağ yaşadılar.Bütün gözler Valencia’nın şu anki yıldızı Gaizka Mendieta’da. Taraftarlar Mendieta’dan vazgeçmek istemiyor. Bir çok büyük İspanyol kulüp ve diğer Avrupa kulüpleri onun için adım attı. Fakat o, değişmeyen kararı ile Valencia’da kalacak gibi görünüyor. Mendieta’lı Valencia için gelecek parlak görünüyor. Her koşulda, tecrübeli savunmanın güçlendirilmesi gerekecek. Genç sol kanat oyuncusu Vicente mükemmel bir oyuncu olma yolunda. Her istenilene sahip ve gelişiyor. Kalenin güçlü bekçisi Cañizares dünya çapında bir kaleci. Belki ilerde Carew ve Juan Sánchez’in hücum yolunda güçlendirilmesi gerekiyor. En önemli soru ise önümüzdeki sezon Valencia’ya kimin teknik direktörlük yapacağı. Cúper sezon sonundan önce kulüp değiştirme niyetini açığa vurmama geleneğini sürdürürse, bunu sezonun son maçı bitene kadar öğrenemeyeceğiz.Teknik direktör kim olursa olsun birinci sınıf oyuncuları alacak ve İspanyol Ligi’nde Barcelona/Real Madrid hakimiyeti kırılmış olacak. Büyük bir ihtimalle Valencia’nın sadık taraftarları (ortalama 40,000’den fazla), çok uzak olmayan bir gelecekte lig şampiyonluğu unvanını kucaklayacaklar.ValenciaKuruluşu: 1919Sahası: Mestalla Stadyumu (53,000)Başkanı: Pedro CortésTeknik direktörü: Héctor CúperBaşarıları: 4 Lig şampiyonluğu (1942, 1944, 1947, 1971); 6 İspanya Kupası galibiyeti (1941, 1949, 1954, 1967, 1979, 1999); 1 Kupa Galipleri Kupası galibiyeti (1980); 2 UEFA Kupası galibiyeti (1962, 1963) ve Avrupa Süper Kupası galibiyeti (1980).Teknik direktörler, lig sıralamaları ve son üç sezonun en skorerleri:1997-98 Jorge Valdano/Claudio Ranieri, 9’unculuk, Claudio López 12, Adrian Illie 12, Gaizka Mendieta 10.1998-99 Claudio Ranieri, 4’üncülük, Claudio López 21, Adrian Ilie 10, Miguel Angulo 8.1999-00 Héctor Cúper, 3’üncülük, Gaizka Mendieta 13, Claudio López 11.Oyuncu profiliKily GonzálezKily González gibi bir oyuncuya sahip olmak, her teknik direktörün hayallerini süsler. Bu nedeni Kily’nin hem fevkalade bir oyuncu olması hem de (eğer 11 oyuncu da paylaşırsa) takımı yenilmez yapan bir tutuma sahip olması.Kily, Valencia’nın orta sahasının solunda oynuyor ve Cúper’ın çizgisine mükemmel bir uyum sağlıyor. Savunmada agresif; penaltı bölgesinde içinde gol çizgisine doğru topu besleme hamlelerinde veya bitirici bir vuruş olasılığında asla yavaş kalmıyor. Sol ayağıyla attığı şutlar İspanyol Ligi’nin en iyileri.Bütün diğer Arjantinli oyuncular gibi, kazanmaya dayalı bir anlayışı var. Vazgeçmenin anlamını bilmiyor. Takımı geride olduğunda ve diğer oyuncular boyunlarını büktüklerinde her zaman takım arkadaşlarını harekete geçiren ve kollarını sallayarak taraftarları canlandıran ilk kişi Kily.Takımın iyiliği için %100 performans gösteriyor ve bitiş düdüğü çaldığında formasının en terli formalardan biri olacağı garanti. Bu tarz şeyler her zaman taraftarlar tarafında takdir edilir ve o hiç şüphesiz Valencia’daki en popüler oyunculardan biri.Kily González, profesyonel futbol kariyerine Rosario’da başladı. 3 sezonunu burada geçirdikten sonra Boca Juniors ona yer açtı. Boca’da 1 yıl geçirdikten sonra 96-97 sezonunda İspanya’ya satıldı.İspanya’daki ilk kulübü 3 sezon kaldığı Real Zaragoza idi. 1999 yazında Héctor Cúper Valencia’ya geldi ve o zaman Kily kulüple
transfer masasına oturdu. Fakat Kily, Cúper’in ilk seçimi değildi. Cúper, Valencia’nın sol kanadındaki boşluğu doldurmak üzere Mallorca’lı Jovan Stankovic’i istemişti.Cúper, onu, ada takımında geçirdiği teknik direktörlük zamanından biliyordu. Fakat transfer pahalıydı ve bu nedenle Kily González seçildi. Muhtemelen bugün kimse bu seçimden pişman değil.Kily, Valencia’nın güçlü ve kalabalık takımında, ilk on birde yerinin sağlam olduğunu hissedenlerden biri. Hatta şimdi Arjantin milli takımında da, bileğinin hakkıyla elde ettiği yerinden emin.Sağ kanatta Mendieta ve sol kanatta Kily ile Valencia’nın kanatlardan oynadığı oyun; rakipleri için her zaman bir kuşku sebebi. Bütün bunlara rağmen, Kily’nin bir tek şeyi eksik: büyük zaferler.Bugün Valencia Avrupa’daki en iyi takımlardan biri. Fakat sadece bu, yeterli değil. Gelecek için planlar yapıyorlar ve Kily bu planlar içinde yer alan önemli isimlerden biri. 2004’e kadar kontratı var ve kulübü bırakmadan önce Valencia’nın büyük bir şey kazandığını görmek için ölüp bittiğine emin olabilirsiniz. Lig, kupa veya geçen sezon Real Madrid’e karşı Şampiyonlar Ligi’nde gösterilen zayıf performansın rövanşı?
button