Güncelleme Tarihi:
Yüksek atlamada olimpiyatlarda finalde yarışan ilk Türk kadın atlet olarak tarihe geçen Burcu Ayhan, “Londra Olimpiyatları'nda Türk kadınını, kadınları temsil ederken çok heyecan duydum. Kendimi Türk kadınının yükselişi olarak görüyorum” dedi.
Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu (BESYO) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Gölbaşı Yerleşkesi'nde “Kadın ve Spor” konulu bir panel düzenledi.
BESYO Müdürü Prof. Dr. Mitat Koz'un ev sahipliğinde ve Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülfem Ersöz'ün moderatörlüğünde düzenlenen panele, konuşmacı olarak Atletizm Federasyonu YÖnetim Kurulu Üyesi Aycan Kurtcan, Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Canan Koca Arıtan, Ankara Üniversitesi BESYO Öğretim Görevlisi Neşe Şahin Özdemir ve milli atlet Burcu Ayhan katıldı.
Burcu Ayhan, atletizme ortaokulda başladığını ve 9 yıldır bu sporun içinde olduğunu anlatarak, her zaman sporda kadının varlığını ispat etmek istediğini söyledi.
Sporun kendisine çok şey kazandırdığını dile getiren Ayhan, spor sayesinde üniversite bursu aldığını, üniversiteden iyi bir dereceyle mezun olduğunu ve beden eğitimi öğretmenliği yaptığını ifade etti. Her zaman ilkleri temsil ettiğini dile getiren Ayhan, “Londra Olimpiyatları'nda Türk kadınını, kadınları temsil ederken çok heyecan duydum. Kendimi Türk kadınının yükselişi olarak görüyorum” diye konuştu.
Burcu Ayhan, Türkiye'de kadın olarak spor yapmanın çok zor olduğuna dikkati çekerek, “Kadın olarak ayaklarımın yere basması gerektiğini biliyordum. Hedefim her zaman yükselmek oldu. Spor sayesinde maddi manevi her şeyi kazandım, başım dimdik olarak bir erkeğin karşısında durabiliyorum, güçlüyüm” dedi.
“Şu an burada bu konuşmayı yapabiliyorsam, sporun bana verdiği güçle buradayım” diyen Ayhan, kadın sporcular olarak toplumdaki tabuları yıkmak istediklerini, toplumun kadınlara biçtiği, “Ev kadını, anne, çocuk bakan” gibi rolleri yıkmaya çalıştıklarını söyledi.
Ayhan, kadın sporcuların bazen basında başarılarıyla değil, müsabakalardaki giysileriyle ön plana çıktıklarını, bunların kendisini ve diğer kadın sporcuları rahatsız ettiğini dile getirdi.
Aycan Kurtcan
Konuşmasına Nazım Hikmet Ran'ın “kadın” konulu bir şiirini okuyarak başlayan Aycan Kurtcan da, Türk kadının spordaki yerini ve başarılarını anlattı. Türk sporunda kadınların artık daha fazla yer almaya başladığına dikkati çeken Kurtcan, 2012 Londra Olimpiyatları'na giden 114 kişilik Türk Milli Takımı kafilesinin 66'sının kadın olduğunu hatırlattı. Bu olimpiyatta, Türk bayrağını da bir kadın sporcunun, Neslihan Darnel'in taşıdığına dikkati çeken Kurtcan, A Milli Bayan Voleybol Takımı'nın da olimpiyatlara katılma başarısı gösteren ilk Türk takımı olduğunu anımsattı.
Azimle çalışmaya devam edip, Türk sporunun içinde olmaya devam edeceklerini dile getiren Aycan Kurtcan, “Türk kadınının spor yapmasının, çocuğuna spor yaptırmasının ve kendini sporla keşfetmesinin sonucu Nevin Yanıt'tır, Burcu Ayhan'dır” dedi.
Prof. Dr. Gülfem Ersöz ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün tarihçesine değindi. Kadının seyirci, antrenör ve sporcu olarak spor etkinliklerine katılmasının önemine değinen Ersöz, kadının Antik Yunan'dan bu yana sporda kabul görmemesini ve modern olimpiyatların kurucusu Baron de Coubertine'nin kadınların sporda yer almamasına ilişkin söylemlerini anlattı.
Doç. Dr. Canan Koca Arıtan da toplumsal cinsiyet perspektifine değindiği konuşmasında, basında, kadın ve erkek sporcuların başarılarına ilişkin yapılan haberlere atılan başlıkları irdeledi ve kadın sporculara “negatif ayrımcılık” yapıldığını ileri sürdü.
Ankara Üniversitesi BESYO Öğretim Görevlisi Neşe Şahin Özdemir ise “Kadın Sporcu ve Performans” konulu bir sunum yaptı. Günümüzde, kadın sporcuların birçoğunun güç, koordinasyon ve teknik açısından erkeklerle eşit performans gösterdiğine dikkati çeken Özdemir, kadın ve erkek sporcuların biyolojik benzerlikleri ve farklılıklarını anlattı.
Sporun, kadınlar üzerindeki olumlu etkilerine işaret eden Özdemir, spor yapan kadınlarda obezite, hipertansiyon, madde bağımlılığı, erken gebelik ve depresyonun görülmediğine dikkati çekti.