Güncelleme Tarihi:
Avrupa'da futbol, ağırlıklı olarak piramit sistemi olarak adlandırılan (Şu an ligimizde de uygulanan) tüm takımların birbiriyle bir kez evinde bir kez de deplasmanda karşılaştıkları, çift devreli lig formatıyla oynanıyor.
UEFA Ülke Puanı Sıralaması’nda ilk 10’da yer alan yedi ülke (İngiltere, İspanya, Almanya, İtalya, Fransa, Portekiz, Hollanda) şampiyonunu bu sisteme göre belirliyor. Sadece Hollanda'da, her ne kadar şampiyon normal sezonda elde edilen puanlara göre belirlense de bir alt kümeye düşecek 3 takımdan 2'si play-off sistemiyle belli oluyor.
Bu yedi ülke dışında sıralamada ilk 10’da yer alan Belçika, İskoçya ve Avusturya ise uzun süredir şampiyonunu play-off maçları sonunda belirliyor. Bu üç ülke dışında Avrupa futbolunda çok fazla ön plana çıkamayan ülkeler de play-off sistemini uyguluyor.
Peki Avrupa’nın devlerinin itibar etmediği play-off, ligimizde uygulanırsa majör ligler kadar heyecanı artırabilir mi? Sezon içinde çok fazla derbi maçının olma ihtimali rekabete nasıl yansır? Futbol kalitemiz artar mı? Bu format, finansal açıdan takımlara katkıda bulunur mu?
Bunun gibi pek çok soruya teknik direktörler ve spor yazarlarıyla cevap aradık.
‘TAKIMLARIN ÇEKİLMESİ SONRASI LİGDE ÖNEMLİ BİR SORUN ORTAYA ÇIKTI AMA ÇÖZÜM PLAY OFF MU?’
Gazeteci, spor yorumcusu Okay Karacan, “Aslında bu formatı daha önce 2011-2012 sezonunda denedik. O dönem ortaya atılmış bir kurtarma sözlüsü ya da yazılısı gibi bir şeydi. Fakat şu an lig devam ederken zaten böyle bir sistemin getirilmesi zor. Açıklamalar da olmayacağı şeklinde…” dedi.
Spor yorumcusu Didem Dilmen ise “Süper Lig'de play-off tartışmaları, yaşanan deprem felaketi sonrası bazı takımların ligden çekilmesiyle ortaya atıldı. Şu an itibariyle ligde önemli bir sorun ortaya çıktığı doğru… Hatayspor ile Gaziantep'in ligden çekilmesi ve sezonun ikinci yarısında bu takımlarla oynayacakların üç puan almaları, ligdeki sıralamaya önemli etki edeceği düşünülebilir. Ancak play-off bu olağanüstü duruma bir çözüm olmaz. Zaten bu yıl için artık olması çok zor” ifadelerini kullandı.
‘PLAY OFF’TAN ÖNCE İYİ PAZARLAMAYA İHTİYACIMIZ VAR’
Okay Karacan, eğer gelecek yıllarda Süper Lig’de play-off uygulamasına geçilirse bu sistemin lige artı bir değer katmayacağını vurgulayarak, “Liglerin bilinen geleneksel bir tarzı ve tavrı var. Örneğin İngiltere’de böyle bir teklif masaya bile gelmiyor. Çünkü Premier Lig; doğru yönetilen, bütçe fazlası olan ve iyi pazarlanan bir lig… Lige bir artı sağlayacaksanız bunu pazarlamayla yaparsınız. Kendi içinde temiz bir organizasyonla bunu başarırsınız. Dışarıdan insanların kapıya dayandığı, içeriğe ulaşmak adına mücadele ettiği, onu görmek için araştırdığı bir lig yapmanız gerekiyor” dedi ve ekledi:
“Şu an dünyada Süper Ligi bizden başka “Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor kazanmış mı, kaybetmiş mi, işler nasıl gidiyor?” diye araştıran, merak edip bakan var mı? Mutlaka birileri vardır ama sayı çok az. En önemlisi kitlesel ve ticari karşılığı olan bir durum yok. Önce bunu yaratmak lazım…”
Bu soruma Okay Karacan, çok net bir şekilde “Play-off sisteminin adaleti sağlaması mümkün değil” cevabını verdi ve şöyle devam etti:
“Bir sezon boyunca maçlar yapıyorsunuz. Örneğin 1,2,3 ya da 4’üncü oluyorsunuz. Sonra play-off oynuyorsunuz. Çok garip değil mi? İyi bir sezon geçirmişsiniz ve bir maçta işler kötüye gidiyor. Adalet bir sistemle değil, genel anlamda hayatın işleyişi ile alakalıdır. Oyun da hayatın içindedir.”
Ayrıca Karacan, “Bizim futbol topluluğumuz çok ilginçtir. Sezon başında play-off sistemi oynayacağız derler, ne adaleti ne de rekabet ve gelir artışını sağlayabilirler. Çünkü herkes play-off’a göre adım atar. “Sekizli play-off’ta sekizinci olmayayım diye maç sattı”, “Dördüncü olmayayım diye geri yaslandı”, “İkinci olayım zayıfla oynayayım diye rakibini yenmedi” gibi dedikodular, sosyal medyanın da etkisiyle çığ gibi büyür” ifadelerini kullandı.
Didem Dilmen de play-off'un bir adalet kavramı getirmeyeceğinin altını çizerek, "Adalet kavramı futbolda çok fazla dile getiriliyor ve artık içi de boşalmaya başladı. Play-off fazladan maç ve fazladan tartışma anlamından öteye asla gitmeyecektir" dedi.
Süper Lig'de pek çok takım çalıştırmış Teknik Direktör İrfan Buz ise gelecek yıllar için futbol kalitemizi yükseltmek ve daha heyecanlı hale getirmek adına bir format değişikliğini tartışmak gerektiğini savunuyor.
Buz, özellikle orta sıralardaki takımların bu sistemde lig sonuna kadar hedefsiz kalmaması oyunun seyir zevkini daha da artıracağını düşünüyor. Buz’un yorumları ise şöyle:
-- Alt liglerimizde bu sistemi uyguluyoruz. Örneğin, TFF 1. Lig’de yine format değişikliğine gidildi ve bu yıl ligi 3, 4, 5, 6 ve 7’nci sırada bitiren takımlar play-off müsabakalarına katılma hakkı kazanacak. Ligi üçüncü sırada bitiren takım doğrudan play off finaline yükselecek. Ligi 4’üncü sırada bitiren takım ile 7’nci sırada bitiren takım, 5’inci sırada bitiren takım ile 6’ncı sırada bitiren takım eşleşecek ve müsabakalar yapılacak. Ligi birinci ve ikinci bitiren takımlar dışında bu play-off’un şampiyonu bir üst lige çıkan üçüncü takım olacak.
-- Bu neyi gösteriyor; lig devam ederken orta sıralardaki takımların hedefsiz kalma ihtimali ortadan kalkıyor. O takımlar bir şekilde kendini yukarı atarsa, sezon sonuna kadar hedefini diri tutabiliyor. Süper Lig’in kalitesini Avrupa’nın önde gelen ligleriyle kıyasladığımızda ciddi bir kalite farkı ortaya çıktığı doğru. Hatta bazı müsabakalar gerçekten çok kötü geçiyor ve bu oyun ligimize yakışmıyor. Bu nedenle hem seyirciler açısından hem de genel anlamda heyecanı ve rekabeti artırmak adına gelecek yıllarda Süper Lig’de format değişikliği üzerine kafa yormak gerektiğini düşünüyorum.
PLAY OFF, LİGE VE TAKIMLARA BÜTÇE OLARAK KATKI SAĞLAR MI?
NBA’de play-off, oyunun kalitesini artırmakla kalmıyor, en iyi takımları karşı karşıya getirerek reklam gelirleri ve reytinglerle gelirlerini oldukça artırıyor. Bu durumdan doğal olarak takımlar da faydalanıyor. Peki, futbolda Avrupa’nın majör liglerindeki bütçelerle yarışacak durumdan oldukça uzaklaşmışken play-off sistemine geçmemiz takımlarımıza ve ligimize maddi açıdan daha fazla katkı sağlar mı?
Okay Karacan, sistemin maddi olarak katkı sağlayacağını düşünmüyor. 2011-2012 sezonundaki Süper Final’den örnekle konuyu açıklayan Karacan, “O dönemde bir-iki maçta yayıncı kuruluşta yorumcuydum. Tribünlerin bir kısmının bir hayli boş olduğunu gördüm. Hafta içi ve garip bir futbol atmosferinde oynanıyordu. Bir kere karşılıklı anlayış ve saygı kültürünün olmadığı ortamdan parasal çıkar elde etmek çok zor” dedi. Karacan şu yorumda bulundu:
“Detroit Pistons ile New York Knicks oynadığı zaman hiç kimse “Burası New York’a mezar olacak!” diye bağırmıyor. Ya da Detroit taraftarlarını New York’ta dövmüyorlar. Gayet medeni bir şekilde çıkıp oyunlarını sergiliyorlar. En önemlisi de televizyon bu işin müşterisi… Fakat Türkiye’de televizyon bu işin müşterisi değil. Platformlar müşterisi olabilir ama düşük bütçe teklif ederler. Zaten yayıncılığın da kaliteli olması lazım. Fakat ülkemizde yayıncılık da kaliteli değil. Çekim tekniği ve programcılık seviyesi ortada…”
Didem Dilmem ise bu soruma “NBA ve diğer Amerikan sporları ile Avrupa’yı karşılaştırmak doğru değil” yanıtını verdi. Dilmen, “Latin Amerika’daki açılış kapanış ligleri gibi, her coğrafyada bir sportif anlayış hâkim. Avrupa’da az takımlı liglerde şampiyonluk grubu play-off’ları oynanıyor” dedi.
Dilmen, Süper Lig’de izlenme oranlarının da çok düştüğüne dikkat çekerek, “Aslında sadece ligimizde değil tüm dünyada da benzer bir düşüş söz konusu. Z kuşağı ve sonrasındaki nesiller için futbol bir anlam ifade etmiyor. Babası veya amcası ile maça gidemeyen, sokakta futbol oynayamayan nesillerin bu oyunla iletişim kuramaması da son derece normal. Bu durumun çözümü şampiyonluk grubu adı altında fazladan maç oynanması olduğunu düşünmüyorum" ifadelerini kullandı
Az takımlı liglerde genelde play-off uygulanıyor. Örneğin İskoçya'da lig 12 takımla oynanıyor. Üç maç yapılıyor ve dördüncü maçlar yerine play-off yapılıyor. Biz de play-off olsa herkes hemen çok fazla derbi izleyeceğiz diye düşünüyor. Kaç tane derbi oynayınca derbilerin kalitesi artar ki? Derbilerin heyecanı eskiden bir hafta öncesinden başlardı. Ayrıca play-off'un ağırlıklı olarak derbilerden oluşacağı garanti mi?
Didem Dilmen'BÜTÇESİ YÜKSEK OLMAYAN TAKIMLAR İÇİN CİDDİ BİR FIRSAT ORTAYA ÇIKAR'
İrfan Buz ise sistemin heyecan ve rekabet dışında finansal olarak da artısı olabileceğini düşünüyor. Buz, “Yayın ve reklam gelirlerinden, bütçesi çok yüksek olmayan takımlara ciddi bir fırsat doğar. Bu sefer ligin doğal favorileri yüksek ses çıkarabilir o zaman da bütçeyi ona göre ayarlayarak herkesi mutlu edecek bir formül de yaratılabilir. Play-off'u gelecek yıllar için daha fazla tartışmamız gerekiyor” dedi.