Güncelleme Tarihi:
Duruşmaya katılan Aslı'nın annesi Ayşe Elerman Nemutlu, "Keşke kızım yerde sürünseydi, ölmezdi. Direkt kar perdelerine çarptı. Kayaklarının çıktığını söylüyorlar ama ikisi de ayağındaymış. Kızımın ölümünden sorumlu olanlardan davacıyım" dedi.
Konaklı'da 13- 15 Ocak günleri yapılacak olan Alp Disiplini yarışmasına katılmak için İstanbul'dan gelen milli kayakçı Aslı Nemutlu, 12 Ocak günü Bayanlar Süper G pistinde antrenman yaparken, kayağının ayağından çıkması sonucu tahta perdelere çarparak öldü. Kazayı aydınlatmak için soruşturma başlatan Cumhuriyet Savcılığı, Atatürk Üniversitesi Beden Eğitim ve Spor Yüksekokulu (BESYO) Spor Sağlık Bilimleri Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatih Kıyıcı ve aynı okuldan Yrd. Doç. Dr. Orcan Mızrak'ı bilirkişi olarak atadı. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor Genel Müdürlüğü Müfettişliğince düzenlenen rapora da yer veren Cumhuriyet Savcısı Hasan Dalak'ın hazırladığı iddianame 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesinde kabul edildi.
Duruşmada hazır bulunan tutuksuz sanıklar Kayak Federasyonu (TKF) Başkanı Özer Ayık, antrenörler Fidan Kırbaç Özbakır, Recep Süleyman Dilik, Kayak İl Temsilcisi Nevzat Bayraktar hakkında 'taksirle ölüme neden olma' suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istendi.
"400 KİLOMETRE AĞ GEREKİYOR"
Aslı Nemutlu'nun annesi Ayşe Elerman Nemutlu ile babası Ahmet Metin Numutlu'nun avukatları ile birlikte katıldığı ilk duruşmada Kayak Federasyonu'ndan sporcu, hoca ve yöneticiler de hazır bulundu. Saat 14.00'te başlayan duruşmada ilk olarak Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık, savunma yaptı.
Kar perdelerinin dünyadaki tüm kayak merkezlerinde bulunan ve önünde koruyucu ağ bulunmayan fotoğraflar gösteren ve yazılı olarak da savunmasını veren Ayık, kar perdelerinin önüne ağ çekilmesi halinde karı tutmanın olanaksız olduğunu bildirdi. Uluslararası yarışlarda güvenlik ağı çekme zorunluluğu bulunduğunu vurgulayan Ayık, "Olayın meydana geldiği gün ben görevli olarak Avusturya'daydım. Benimle nasıl bir bağlantı kurulduğunu anlamakta güçlük çekiyorum. Palandöken ve Konaklı'da 200 kilometre uzunluğundaki pistlere sahibiz. Bunlara ağ çekecek olursak, 400 kilometre ağ çekmek gerekir. Bu da devlete külfet getirir. Hiçbir sporcunun iki tarafı ağla çekilmiş bir pistte kayacağını düşünemiyorum" diye konuştu.
"DEMİRÖREN FATİH TERİM'İN YERİNE AYKUT KOCAMAN'IN ALINMASINI İSTEYEMEZ"
Ayık'ın avukatı Asım Kılıç, "Özer Ayık'ın sanık olarak gösterilen antrenörlerden sorumlu tutulmaması gerekir. Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, Galatasaray'a 'Fatih Terim'den vazgeç, Aykut Kocaman'la çalış' diyemezse, Aslı'nın kulübüne de Recep ve Fidan'dan vazgeçmelerini isteyemez" dedi.
Sorumlu tutulmamasını isteyen Nevzat Bayraktar, Kayak İl Temsilciliğini 2003'ten beri fahri olarak yaptığını gelir elde etmediğini söyledi.
ANTRENÖRÜ FİDAN KIRBAÇ ÖZBAKIR: ASLI KAYARKEN BAŞKA KAPIYA GİRDİ
Aslı'nın antrenörlüğünü yapan Uludağ Spor Kulübü Antrenörü Fidan Kırbaç Özbakır ise 20 yıldan beri sporcu yetiştirdiğini belirtti. Aslı ile 4 yıldan bu yana çalıştığını anlatan Özbakır, şunları söyledi: "Aslı antrenman yaparken, 9 yaşındaki oğlum da o pistte serbest kayıyordu. Bize verilen pistte ve saatte Erzurum Kayak Kulübü antrenman yapıyordu. Büyük slalom kapılarını yaparak antrenmana başladılar. Pistte iki kulübün saat 10.00'da aynı anda çalışmasını tehlikeli bulduğumuz için terk etmelerini bildirdik. Onlar yapmaya devam etti, bizim antrenman ise 11.30'a ertelendi. Sporcularımıza antrenmanın ertelendiğini söyledik. Aslı'nın Süper G kayaklarını almak için havalimanına gittiği için geç geldi. Aslı, kayaklarının ayaklarına uymadığını ve ayarlanması gerektiğini söyledi. Ayağında büyük slalom kayakları vardı, ısınmasını söyledim. Diğer kayakları ise aşağıya bırakmasını ve hocasının ayarlayacağını ifade ettim. Aslı önce serbest şekilde kaydı, ikinci kez kayarken, Erzurum Kayak Kulübünün antrenman yaptığı büyük slalom kapısına girdi. Olayı ben görmedim, dengesini kaybederek düşüyor. Kusurumun olduğunu düşünmüyorum, suçsuzum. Kar perdelerinin tehlike oluşturacağını düşünmüyorum. Çünkü, biz bu şekilde kayıyoruz. Aslı, 2008'de tahta perdeler arasında kayarken bu fotoğrafı çekilmiş."
Antrenör Recep Süleyman Dilik de Aslı'nın ikinci kez kayarken Erzurum Kayak Kulübü'nün kapısından geçtiğini bildirdi. Kayağının kenar kapması sonucu dengesini yitirdiğini anımsatan Dilik, sporcunun kar perdelerine çarptığını belirtti.
"BIRAKIN HAVA AMBULANSINI, SEYDELİ KAR MOTURU BİLE YOK."
Anne Ayşe Elerman Nemutlu, kızı Aslı'nın 2004'ten beri TKF'nin lisanslı, 2006'dan bu yana da milli takımda yer aldığını anımsattı. Kızının ölümündeki tek nedenin kar perdeleri önündeki koruyucu ağların bulunmamasına bağlayan Nemutlu, Federasyon Başkanı Ayık'ı eleştirdi. Ayrıca ambulans, sağlık ekibinin de bulunmamasını eleştiren Nemutlu, antrenman yapılan pistlerin hem uzunluk hem de genişlik bakımından yetersiz olduğunu iddia etti. Dar olan pistte birden fazla kulübün antrenman yaptırılmasını sakıncalı bulan Ayşe Elerman Nemutlu, şöyle devam etti:
"Aslı'nın ölüm nedeni, yanlış kayması veya kaymayı bilmemesi değil. Keşke kızım yerde sürünseydi, ölmezdi. Aslı, sürüklenmeden direkt kar perdelerine çarptı. Kayaklarının çıktığını söylüyorlar ama ikisi de ayağındaymış. Kar perdeleri olmasaydı, kızım ölmeyecekti. Kızımın ölümünden sorumlu olanlardan davacıyım. Özer Ayık, her ne kadar sorumluluğu almasa da o pistlerin sorumlusu Türkiye Kayak Federasyonu'dur. Yabancı ülkelerde kazadan hemen sonra hava ambulansı indiriliyor. Sağlık görevlisi boyunduruk takarak sporcuyu ambulansa alıyor. Bırakın burada hava ambulansını, seydeli kar motoru bile yok. 25 dakika ambulansın gelmesi bekleniyor. Çocuğumu kucaklarda taşımışlar. Taşıyanlara teşekkür ediyorum."
SANIKLARLA DAVACILAR TOKALAŞTI
Aslı'nın babası Ahmet Metin Nemutlu, kuralların ve yönetmeliklerin laf olsun diye yapıldığını, uygulanmadığını iddia etti. Nemutlu, Aslı'nın ölümünden sonra bazı olumsuzlukların düzelmesini beklediklerini, örneğin Bursa'daki yarışlarda ağaçlara sünger yatak bağlayarak komik önlemler alındığını söyledi.
Ahmet Nemutlu, "Ancak hiç bir şey kızımı geri getiremez. İhmali olan kişi ve kuruluşlardan şikayetçiyim" dedi.
Mahkeme başlamadan önce duruşma salonu kapısı önünde Aslı'nın ailesiyle sanıklar tek tek tokalaştı, çıkışta da benzer manzara yaşandı. Sanıkların tutuksuz yargılandığı ve 4 saat süren duruşma, 5 Şubat'a ertelendi.
KAMERALARA KONUŞTULAR
Mahkeme çıkışında Ahmet Metin Nemutlu, "İnşallah yargı sonunda doğru kararı kusurlular ve hatası olan kişiler cezayı alır. Biz de rahat ederiz. Aile olarak kendimizi rahat ettirecek başka husus kalmadı. Her şeyin bir miladı olmalı. İnşallah bu milat olur" diye konuştu.
Eşi Ayşe Elerman Nemutlu da, "Amacımız kayak sporunun daha sağlıklı bir ortamda devam etmesi. Sorumlu kişiler sorumluluklarını kabul etmedikleri için sorumsuzluk suçu getirdi. İnşallah eşimin de söylediği gibi gerçek suçlular cezasını alır ve en önemlisi kayak sporunda gerekli önlemlerin alınması için bir hareket başlar. 12 Ocak'ta bir sene olacak. Hala yapılan en ufak bir hareket yok" dedi.
NİYE SANIĞIM, ANLAMIYORUM
Mahkemeden çıkışta alkışlanarak karşılanan Türiye Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık, "Keşke hiç böyle bir olay yaşanmasaydı. Bu acılar çekilmeseydi. Böyle mahkeme önlerinde kayağı konuşmak, durumunda kalmasaydık. Kızımıza bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Bu üzüntüler bu acıyı daha da kat ve kat artırıyor. Fakat anlamakta da zorluk çekiyorum. Niye mahkemede sanık sıfatıyla ifade veriyorum? Hangi kanuna, hangi yönetmeliğe, hangi talimata aykırı davranmaktan yargılanıyorum? Tüm camiamız bunu anlamakta güçlük çekiyor. Ama hukukun üstünlüğüne de inancımız, güvencemiz sonsuz. Mahkeme sürecinde adaletin bizim lehimize çünkü haklının ve hakkın lehine sonuçlanacağını da ümit ediyorum" diye konuştu.