Güncelleme Tarihi:
Taraftar; futboldur bu, üzülmek de var sevinmek de diye düşünse de bu kadar tezat bir arada olunca kafalar da karışıyor haliyle.
Şöyle bir hatırlayalım.    Â
Mevcut kadron zaten iyi. Bir de üzerine Harry Kewell, Milan Baros, Fernando Meira gibi oyuncuları katıyorsun. Ä°nsanın galatasaray’a lig baÅŸlamadan kupayı veresi geliyor. Â
Ama Skibbe! Bu kadar kaliteli bir kadroya ne kadar uydu? BaÅŸtan sona tabi ki uymadı. Uymayınca ne oldu; ligin ortası geçti bir anda hocasız kaldın. Bir yandan UEFA’da ilerliyorsun, ligde de kötü sayılmayacak bir yerdesin, kritik maçlara çıkıyorsun ama başında hocan yok!Â
Bu noktaya gelince de iki seçenek çıkıyor karşına. Ya çok kaliteli, ünlü bir hoca alacaksın ki muhtemelen böyle bir hoca ligi tanıyana kadar lig biter, ya da ligi tanıyan, taraftarın da gönlünü kazanacak bir hoca getireceksin ki ligde ÅŸansın olsun. Â
BaÅŸkan seçimini ikinciden yana kullandı. Kariyeri pek parlak olmasa da hırsı ve azmi ile taraftarın sevgilisi olan, çıkık koluyla UEFA finalinde maça devam eden kahramanı, Büyük Kaptan’ı getiriyor takımın başına. Var mı bundan iyisi? Tabi ki yok!Â
Maalesef işler yolunda gitmiyor ve haliyle mucize gerçekleşmiyor.
Lig, UEFA ve Türkiye Kupası hepsi birden elden gidiyor. Üstüne üstlük ligi 5. sırada bitiriyorsun. Taraftar ortaya çıkan sonuca mı yansın, emektar kaptanın da harcandığına mı?
Yeni tur, yeni şans hesabı, yeni bir sezon ve yeni teknik director Frank Rijkaard …
Yüzyılın transferi desek yeridir. Barcelona’yı Barcelona yapan, pas trafiği ile rakibini resmen aptal eden takımı kuran isim artık senin hocan olmuş. Kaliteli yeni 3 transfer ile bu takım süper olur mu? Olur.
Yap o zaman transferlerini de taraftar sevinçten kudursun.Â
FlaÅŸ flaÅŸ Gökhan Zan galatasaray’da. Â
Film yeniden başlıyor!