Aşk olsun sana çocuk

Güncelleme Tarihi:

Aşk olsun sana çocuk
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 1997 00:00

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Bu maç için yazılabilecek şeylerin başında maalesef hakem geliyor. Hakem maçı, sertliğe olağanüstü müsamaha ederek futboldan ziyade bir meydan savaşına çevirmeyi amaçladı. Ne var ki, futbolcular ona uymadılar ve çok şükür sahadan bir Okan Buruk faciası daha çıkmadı. Yıllar önce Erman Toroğlu'nun Okan Buruk'un ayağının çatır çatır kırılmasına yol açan kayıtsızlığını unutamadığım için bu maçı da Erman Toroğlu idare ediyor diye düşündüm.

İkinci üzerinde durulacak nokta gene Okan Buruk'tu. Bu çocuk her haliyle eski günlerine dönmüş, hatta onları aşma yoluna girmişti. Futbol adına herşeyi yapıyor. Enfes dalışlar, ortalar şutlar ve inanılmaz bir presle görevini hakkıyla başarıyordu. Birara kendi kendime ‘‘Acaba Hagi 7 numaralı formayı mı giydi?’’ diye sormadım değil. Ama, maçın ikinci yarısından itibaren Hagi'yi gördüm.

Karpatlar'ın Maradonası adıyla tanınan George Hagi, takıma gene yarardan çok zarar veriyordu. Akınları ya öldürüyor, ya kesiyor, ya da başına buyruk hareketlerle saçmalıyordu. Birisinin onu kendisine getirmesi lazımdı.

Son olarak Hakan Şükür'den söz etmek isterim. Hakan Şükür maçın Okan Buruk ile birlikte dört yıldızlık adamıydı. Pas aldığı zaman neler yapabileceğini gösteriyor, ‘‘Dünya gol krallığı’’ unvanını boşuna haketmediğini dosta düşmana haykırıyordu.

‘‘Aşk olsun sana çocuk.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!