Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2008 09:31
Yıldırım Demirören bir basın toplantısı düzenledi; hatalar, komplo teorileri üzerine.
|
Güçlü Berk yazıyor |
Daha önce diğer kulüplerin yaptığı gibiydi...
Beni en çok Özhan Canaydın’ın toplantısı rahatsız etmişti.
Herkes onu diğerlerinden ayırdığı içindir belki...
Ama o konuşma o gün
Galatasaray’ı “büyük” olmaktan uzaklaştırmıştı.
Bu toplantı da
Beşiktaş’ı uzaklaştırdı...
Sayın Demirören, Delgado’ya gösterilen kart ile başlayıp, Konya’da “kol” ile bitirecek zannettik, olmadı.
İş yirmi yıla uzadı, “şerefli” ikinciliklere kadar gitti..
“Ankara'da basketbol skorlarıyla biten maçları hatırlayın” dedi.
“Beşiktaş’ın aynı sene, aynı takımı, 6-0 ve 4-0 yendiğini unuttu herhalde” dedim...
Sonra da meşhur Samsun maçı geldi, “şampiyonluk elimizden alındı” dendi.
Hata bu suçlamaları yapanlarda değil, hata bu suçlamaları cezasız bırakanlarda.
Tekrar hatırlatalım...Bugün şikayet edenin menajeri, daha dün hakeme “korkma seni korurum” demişti.
Onu da kulak arkası etmişti şimdi şikayet ettikleri...
Kaç tane suçlama oldu ama hiç soruşturma açıldı mı?
“Şike vardır, bedeli şu kadar cezadır” dediler mi?
Veya “şike yoktur, iftirayı atana şu kadar ceza” diyen oldu mu?...
Bu yapılmadıkça herkes birbirine “şikeci” de der, annesinin, sülalesinin hatırını da sorar...
“Anne” demişken, özür de dilediler o malum söz için.
Sözü taşeronla ilettikleri gibi özür de yine taşere edildi.
Bu arada özür de halktan dilendi, söylenenden değil.
O küfürü edenler bir de dediler ki; sükunetleri, efendiliklerinden, büyüklüklerindenmiş...
En çok burada şaşırdık, hangi sükunet anlamadık...
Asıl sıkıntı başka, Beşiktaş da farkında!
O uzun toplantıda geçen bir cümle anlatıyor aslında...
“ '3 büyük değil, 2 büyük var' yalanı zihinlere yerleştirilmeye çalışılıyor.” dediler laf arasında.
İşte sıkıntı bu, Beşiktaş’ın giderek “büyük” olmaktan uzaklaşması.
Kimse kendi başarısızlığını yirmi, yirmibeş yıla yaymaya çalışmasın, hatayı başka yerde aramasın.
Yani böyle bir komplo vardı da; Toshack’ın, Scala’nın, Del Bosque’nin, Rıza Çalımbay’ın, Tigana’nın, Ertuğrul Sağlam’ın suçu neydi?
Madem sonuçlar komplodan kaynaklandı, antrenörler neden değişti? Başkanlar neden değişti? Avrupa’da başarı neden gelmedi?
“Büyük” olmak için sadece şampiyonluk yıldızı yetmiyor.
Dev ekran televizyonda görüntü oynatmakla da olmuyor...
O görüntüler için harcanan mesai takım için harcandığı zaman “büyük” olunuyor.