Alp ULAGAY
Oluşturulma Tarihi: Eylül 03, 2006 00:00
Dünya Basketbol Şampiyonası’nda genç Türk takımı sürpriz bir şekilde çeyrek finale kadar yükseldi. 24,5 yaş ortalamalı bu genç takım Litvanya, Brezilya, Avustralya, Slovenya gibi kalburüstü rakipleri yendi. Böylece dünyanın en iyi sekiz takımı arasına girdi. Üstelik iki NBA oyuncusu Hidayet Türkoğlu ve Mehmet Okur’un yokluğuna ve bunun yarattığı polemiğe karşın.
Bu şampiyonada ilk kez ön plana çıkan 19-20 yaş grubundaki gelecek vaat eden oyuncuları dört yıl sonra daha büyük bir sınav bekliyor. Çünkü 2010’daki Dünya Basketbol Şampiyonası Türkiye’de düzenlenecek. Ve Ersan İlyasova, Cenk Akyol, Semih Erden, Hakan Demirel, Engin Atsür gibi gençler dört yıl sonra kariyerlerinin olgun dönemine girecekler. İşte Japonya’da mücadele azimleriyle Türkiye’yi ekran başına kitleyen milli takımın genç yıldızlarının kısa öyküsü.
HEPSİ BU KADAR DEĞİL
1986 ve 1987 doğumlu basketbolcu kuşağının yetenekli birçok üyesi Türkiye Ligi’nde forma giyiyor. Bunlardan Oğuz Savaş (19) 2,10 metrelik boyuyla geleceğin umut vaat eden pivotu. Geçen sezon Ülker forması giydi. Tuborglu 2.08 metrelik Cemal Nalga (18) geçen yıl Türkiye Ligi’nin son maçlarında daha fazla süre bulup kendini gösterdi. 2,12 metrelik boyuyla Emre Bayav (19) da bir başka parlak pivot adayı.
CENK AKYOL (19)
NBA’e seçildi Efes’te kaldı
Efes Pilsen’in basketbolcu fabrikasının son büyük ürünü. İyi bir şutör, soğukkanlı bir oyuncu. 2003’te yıldız takımdayken Efes Pilsen antrenörü Oktay Mahmudi’nin dikkatini çekti ve A takım idmanlarına alındı. 2004’te Avrupa’da fırtına gibi esen genç milli takımın Ersen İlyasova’yla birlikte iki liderinden biriydi. 1,98 metre boyundaki Akyol 2004-05 sezonunda Efes Pilsen formasını Türkiye Ligi ve Avrupa Ligi’nde giymeye başladı. Geçen yılki NBA seçmelerine katıldı. Ancak, ikinci turda Atlanta Hawks tarafından seçilince Türkiye’de kalmayı tercih etti. Asıl patlamayı geçen sezon yaptı. Hele Avrupa Ligi’nin ilk maçındaki oyunu! İtalya’daki Armani Jeans Milano maçında attığı 15 sayıyla galibiyette kilit rol oynadı.
ERSAN İLYASOVA (19)
Ülker keşfetti, ABD’ye kaptırdı
Hem hücumdaki özellikleri hem de savunmasıyla dikkat çeken komple bir oyuncu. Özbekistan’da doğdu. 2002 sonunda Ülker tarafından Türkiye’ye getirildi, Eskişehir’de nüfusa kaydedildi. Türkiye öncesi basketbol topunu eline almamışken bir buçuk yılda inanılmaz bir gelişme gösterdi. Ülker’in B takımı kabul edilen Yeşilyurt’ta pişti. 2004 bahar aylarındaki Türkiye Gençler Şampiyonası’nda en değerli oyuncu seçildi. Ancak, rakip antrenörler Ersan’ın yaşının küçültüldüğünü öne sürüp sahaya çıkamayacağı tehdidinde bulundu. Genç milli takımda oynamasına karşın doğru dürüst Türkçe konuşamaması da eleştirildi. 2004 Avrupa Gençler Şampiyonası’nda ayağını kırdı, finalde oynayamadı. Bu arada NBA takımlarından Milwaukee Bucks tarafından seçildi. ABD’ye hazırlık maçı oynamaya gidince A Milli Takım kampına katılamadı. Bu yüzden milli takım antrenörü Bogdan Tanjevic, Ersan’ın menajeri Tolga Tuğsavul’u genç oyuncunun aklını çelmekle suçladı. Tüm çabasına karşın Milwaukee’nin kadrosuna giremedi, olgunlaşması için bir alt lig olan NBDL’e gönderildi. Bu yıl Avrupa ikincisi olan Ümit Milli Takımı’nın yıldızlarından biriydi. Dünya Şampiyonası’ndan sonra büyük ihtimalle Milwaukee’ye dönecek.
ENGİN ATSÜR (22)
Abisini izledi üç dil biliyor
Türk babayla, Alman annenin oğlu. Basketbola, St. Benoit Fransız lisesinde okurken başladı. Efes Pilsen genç takımlarında ve Pertevniyal’de forma giydi. Ağabeyi Emre basketbol bursuyla ABD’nin yolunu tutunca o da 2003’te North Carolina Üniversitesi’ne gitti. Bir yandan işletme okudu bir yandan da oyun kurucu olarak üniversite seyircisini ayağa kaldırdı. Almanca ve Fransızca’nın yanına bir de İngilizce ekledi. Genç Milli ve Ümit Milli Takım formasıyla kendini gösterdi. Ailesi de zaman zaman onu desteklemek için ABD’ye gitti. Bu sezon hangi takımda oynayacağı henüz belli değil.
SEMİH ERDEN (20)
Blokları müthiş, faul sorunu var
2,11 metrelik boyu ve 2,20’lik kulacıyla pota altının yeni devi. 2004’e kadar İstanbul Şehremini Lisesi ve Darüşşafaka altyapısındaydı. Bir yandan da genç milli takımla ilk uluslararası tecrübesini kazanıyordu. O yıl tartışmalı bir kararla Sırbistan’ın Partizan takımına
transfer oldu. Geçen yaz yeniden yapılanan
Fenerbahçe’yle anlaştı. Ligin ortasında Darüşşafaka’nın itirazıyla lisansı iptal edildi ve birkaç hafta oynayamadı. Sahalara döndükten sonra birbiri ardına sıraladığı bloklarıyla sarı-lacivertli seyircinin sevgilisi oldu. 78-71 kazandıkları
Galatasaray maçında 18 ribaunt ve 13 sayıyla yıldızlaştı. Ancak, çok faulllü oynaması ve fizik açıdan biraz güçsüz olması önemli dezavantajları.
HAKAN DEMİREL (20)
Sahada daha fazla kalmak istiyor
1,90 metrelik solak oyun kurucu Bursa’da TOFAŞ genç takımında yetişti. 2004’te öğrenim için ABD’nin yolunu tuttu. Ancak, Western Carolina Üniversitesi’nde bir yıl forma giymeden oturdu. Geçen yıl Fenerbahçe’nin cezbedici teklifiyle Türkiye’ye döndü. Özellikle takım arkadaşı Mrsic’ten dolayı az top kullandı. Sayı ortalaması düşük kaldı ama maç başına üç asist vererek pas becerisini gösterdi. Dünya Şampiyonası’nda özellikle faul sorunu yüzünden kendini gösteremedi. İlk beş başladıktan sonra maçların geri kalanını yedek bankından izledi. Yeni sezonda Ülker Fenerbahçe formasını giyecek ama Mrsic ve Solomon ikilisinden ona ne kadar zaman kalacağı merakla bekleniyor.