Doç.Dr.M.Emin Ceylan
Oluşturulma Tarihi: Aralık 13, 2004 21:23
Aseksüel erkek ve kadınların büyümeye karşı özel bir korkuları vardır. Büyümenin en temel belirtisi de bilindiği gibi cinselliktir. Bu kişiler vücut hatlarını gösterir tarzda giyinmekten, özellikle kadınlar sutyen takmaktan örneğin sakınırlar.
Aseksüalite kavramı, hormonal bir yeterlilik olduğu halde cinsel aktivitenin tamamen yokluğu anlamına da gelse, klinik uygulamada bu tür olgularla seyrek karşılaşılıyor. Karşılaşılan olgularda, homoseksüel ya da özdoyurum anlamında bir cinsel aktivite genellikle bulunuyor.
Daha sıklıkla karşılaşılan olgular erkek oluyor ve bazen bir evlilik yaptıkları bile olabiliyor. Ama bu evliliklerini genellikle frijidite ve/veya vajinismus sorunu olan kadınlarla yapıyorlar ve topluma karşı hem kadın, hem erkek, aseksüelliğini gizleyerek yıllarca evliliklerini sürdürebiliyorlar.
Temelde bu kişilerin çözülmemiş cinsel kimlik sorunları ve/veya Ödipus kompleksleri oluyor. İkincil sorunlar ise üstesinden gelinememiş evlilik uyumsuzlukları gibi kişilerarası çatışmalar (interpersonal struggles) veya ruhsal (intrapsişik) çatışmalar oluyor.
En önemli sorunlardan birisi de özellikle performans anksiyetesi şeklinde giden başarısızlık korkusu biçimindeki tablolar oluyor.
Aktiflik ve pasiflik
Cinsel yönden aktif bireylerde çoğunlukla anksiyete, sosyal ve cinsel canlılığı kolaylaştırırken, cinsel olarak pasif kişilerde anksiyete canlılığı öldürücü bir rol oynuyor.
Öte yandan cinsel aktivitenin beyindeki ikili (dual) bir sistem tarafından kontrol edildiği ve uyarıcı ve baskılayıcı sistemlerin cinsel aktiviteyi paralel biçimde kontrol ettiği söylenmektedir (Bancroft). Baskılayıcı sistem de iki ayrı alt gruptan oluşmaktadır:
a) Performans yetersizliği tehdidi
b) Cinsel performansın yaratacağı sonuçların tehdidi(evlilik dışı ilişki, evlilik dışı çocuk olması, alt kültürlerde kızlık zarının yırtılması ve evlenmek zorunda kalmak vb)
İki biçimi
Aseksüalite iki şekilde olabilir: Global ve Durumsal. Global olduğunda kişi tüm durumlarda ve tüm partnerlere karşı olabilir, genellikle ergenlikte başlar.
Durumsal olduğundaysa, belli durumlarda ve belli partnerlere karşı gelişebilir. Durumsal olanların en dikkat çekici olanı eşlerden birinin çok aktif, diğerinin belirgin biçimde pasif olduğu durumda zaman içinde gelişebilir.
Aktif eş, her durumda diğer eşi yetersiz bulmaya başlayınca pasif olanda cinsel aktiviteye karşı giderek bir korku ve sonunda da soğukluk başlar bu da tam bir aseksüaliteyle sonuçlanabilir.
Öte yandan durumsal aseksüalite bazen travmatik bir olayın veya depresyonun sonunda olabildiği gibi bazı ilaçlara bağlı olarakta ortaya çıkabiliyor.
Cinsel iğrenme
Aseksüalite bazen tam bir cinsel iğrenme haline dönebilir. Bu durumda başlangıçta sıkıntı ve korku oluyor sonra bir iğrenmeye dönüşme oluyor. Yalnızca sevişmeye karşı olabileceği gibi, daha sıklıkla cinsel birleşmeye karşı da olabilir.
Bunlar cinsel ilişki tehdidi yaşadıklarında çarpıntı, bayılma, bulantı ve kusmaya kadar giden bir tablo gösterebilirler.
Geçici aseksüalite durumlarında sıklıkla erken yatma, yalnız seyahat etme, eşe görünmeme, alkol ve madde kullanarak evde olunan zamanı sürekli uyuyarak geçirme, mesleki, toplumsal, ailesel etkinliklerle aşırı ilgilenme halleri görülebilir.
Büyüme korkusu
Psikodinamik olarak temelde cinsellikten korkma vardır. Bu korkular fallik dönem takıntılarından oluşur. Fallik dönemi başarıyla atlatamayan bir çocuk ileri dönemlerinde cinsel yönden sorunlar yaşayacaktır.
Bu takıntı, cinselliğin aşırı abartılmasına ve sonunda ondan korkmaya ve korkuyu gidermek için de cinselliğin tümden inkarına dönüşür. Erkeklerde özellikle anneye fazla yakın büyümüş olanlarında bu yakınlığın sürdürülebilmesi ergenlik döneminde cinselliğin tümden inkarıyla mümkün olabilir. Çünkü anneye bu kadar yakınlık ancak çocuk kadar aseksüel olarak mümkündür.
Aseksüel erkek ve kadınların büyümeye karşı özel bir korkuları vardır. Büyümenin en temel belirtisi de bilindiği gibi cinselliktir. Bu kişiler vücut hatlarını gösterir tarzda giyinmekten, özellikle kadınlar sütyen takmaktan örneğin sakınırlar ya da göğüslerini saklamak için özellikle kambur dururlar.
‘Erkek Fatma’ tavrı
Aseksüellik bazen karşıt cinsiyetin davranışlarını (cross gender behaviour) benimseyerek de gerçekleştirilebilir. Türk toplumundaki ‘Erkek Fatma’ kavramı biraz bununla ilgili bir konsepttir.
Özellikle erkeklerde temelde bir vajina korkusu olabilir ve vajinaya yaklaştıklarında kastre (penisin kesilmesi) olacaklarından korkarlar. Freud bu erkeklerin, vajinanın dişleri olduğuna (vajina dentata) inandığını söylemiştir.
Kişisel olarak bir deneyimimi de aktarmak isterim:
Bundan on yıl kadar önce Danimarka’da Aarhus Psikiyatri Hastanesinde çalışırken, mesleği ressamlık olan ve sürekli penis resimleri yapan aseksüel bir erkek hastanın, bir sabah kendini kastre ettikten sonra birden daha maskulen davrandığını ve cinsel içerikli şakalar yapmaya başladığını, cinselliği daha rahat konuşabildiğini ve paradoks olarak penis resimleri yapmayı da bıraktığını gözlemiştik.
Penisi olmayan birisinin cinsellikten korkmasına gerek kalmamıştı çünkü.
Aseksüellik temelde fallik dönem takıntılarıyla giden onmaz bir korkudur.
Kaynak: Bancroft J. Central İnhibition of Sexual Response in The Men: ATtheoretical Model, Neuroscience and Biobehavioral Review.