Arsenal'in dönüşü
Güncelleme Tarihi:
Dünya futbolunun iki fiyakalı markası, seyredenlere bir ömür hatırlayacakları türden oynadı. İbrahimoviç’in iki golüyle öne fırlayan Barça’nın kimyasını 66’da oyuna giren Walcott bozdu. Fabregas’ın penaltı golü skoru eşitledi.
İŞTE MAÇIN SÜPER GOLLERİ -WEBTV
TÜRKİYE’deki futbolseverler, Arsenal-Barcelona maçı oynandığı sırada birbirlerine popüler sosyal paylaşım ağı twitter üzerinden şu soruyu sorup durdu dün gece: “Bu oyun futbol ise mesela bize geçen hafta sonu seyrettirilen Galatasaray-Fenerbahçe arasındaki ‘şey’ neydi?”
Dünya futbolunun iki fiyakalı markası, şiirsel futbolun iki temsilcisi seyreden şanslı kulların bir ömür hatırlayacakları türden oynadı. Barcelona müthiş başladı maça.
15’inci dakikaya gelindiğinde yoğun Barcelona kuşatması altında direnen kaleci Almunia’yı alkışlıyordu herkes. 30 saniyede 3 Barça şutu filan kurtarırken bana da “Almunia da insan evladı, yazıktır!” demek düştü.
Bu arada Arsenal’de Arshavin ve Gallas’ın sakatlandıklarını ve oyundan çıktıklarını da belirtmek gerek. Arshavin’i bilmem fakat sanırım Gallas, Barça presi karşısında “morali bozularak” sakatlanmış olabilir!
Arsenal 20’nci dakikadan sonra kafasını kaldırabildi fakat ilk 45 dakika sona erdiğinde herkes Barcelona’nın golü er geç bulacağından emindi.
Uzaylı dursa Zuzaylı durmuyor!
Devrede Barça’da birileri “Yahu Almunia da İspanyol. Fazla zorlamasak mı elemanı?” dediyse bile herhalde İbrahimoviç “Eeee? Biz Katalan takımıyız, ben İsveç vatandaşıyım, ailem Balkanlar’dan...” şeklinde düşünmüş olmalı. İkinci yarıda 20 saniye ya geçmişti ya geçmemişti, ilk yarıda savruk duran İbrahimoviç şahane bir aşırtma vuruşla golü buldu; sanırsın Federer “lob” yaptı...
Sonra Xavi öyle bir ara pası attı ki; İbrahimoviç sadece pasın hatırına golü bulmuş olabilir: 0-2...
“Bu Barcelona’yı durduran çıkmaz. Uzaylı dursa Zuzaylı durmuyor!” düşüncesi hakimdi seyredenlerde. Ancaaaak 66’da iş bir daha değişti, kartlar yeniden dağıtıldı: Walcott oyuna girdi. Barça’nın sol tarafında trafik keşmekeşi yaratan Walcott, 4 dakika sonra, 70’te golü buldu: 1-2.
Yorgunluk belirtileri göstermekte olan dev Barça’nın dengesini bu genç ve süratli adam bozmaya yetti. Kimyasını bozdu Barça’nın tek başına Walcott.
Puyol’un kırmızı kart görüp penaltıya yol açtığı pozisyonunda tasarlayıcısıydı. Penaltıyı gole çeviren Fabregas, skoru da eşitledi: 2-2.
Vay bizim gençliğimize
Camp Nou’da 2-2’nin rövanşında Fabregas’tan da yoksun Arsenal’in şansı az gibi dursa da, durumun 0-2 olmasından iyidir, öyle değil mi? Siz onu bunu bırakın da dün gece seyrettiğimiz şey futbol ise vay bizim gençliğimize!
İNTER MİLİTO İLE GÜLDÜ
Şampiyonlar Ligi çeyrek final ilk maçında Inter, sahasında CSKA Moskova’yı Milito’nun golüyle devirdi: 1-0. Rusya’daki rövanşa avantajlı skorla gitmeyi planlayan Jose Mourinho, ilk 11’de üç forvet Eto’o, Pandev, Milito ile başladı. Beşiktaş’ın yer aldığı B Grubu’ndan çıkıp, Sevilla’yı eleyen CSKA Moskova karşısında sürpriz bir sonuçla karşılaşmak istemeyen mavi siyahlılar, maç boyunca kontrolü elinde tuttu. 90 dakikalık süreçte birçok gol pozisyonuna giren İtalyan temsilcisi, bunlardan sadece bir tanesini değerlendirdi. 65. dakikada sahneye çıkan Arjantinli Milito, maçın skorunu belirleyen golü kaydetti.