Güncelleme Tarihi:
Emrah Öner yazıyor |
Hemen sıkıldık zaten, yakında da pist kapanır, kurtlar iner.
Bize curling, golf, beyzbol, softbol, bisiklet, tenis, kayak, badminton, kürek de uymaz.
Eşcinsel sporları ile işimiz olmaz.
Bize basket bile olmaz.
Eline dokunuyorsun, hemen faul, itiraz etsen teknik faul.
Peki biz nelerden hoşlanabiliriz?
Futbol, halter, güreş, boks, buz hokeyi, deve güreşi, uzun eşek, Nascar, cirit, dart.
Hepsinde rakibe bir temas, bir güç gösterisi, bir hayvanlık var.
Zekaya da çok çok çok gerek yok.
Mesela, Nascar’da tek kural var, “kural yok”.
Emre ile Lugano dart oynasa, kimsenin ısırmasına gerek yok. Direk gözüne at.
4 kişi denizde bir araya gelsen, fışş fışş kayıkçı mı oynayacaksın?
Uzun eşek oyunun ingilizcesi yok, çünkü litaratürde ön libero var, quarterback var, yastık diye birşey yok.
Peki, sporumuzu seçtik...
Bizde başka ne var?
Artislik var, külhanbeylik var, cehalet var, birilerine güven var, arkan var.
Nasıl mı?
Arabada bir yayanın yanından geçerken, ufacık veletler sanki sen kaldırımda sürüyormuşsun gibi, “Hadi sıkıysa çarpsana” veya dövecekmiş gibi ters ters bakmıyor mu?
Üniversite gençliği elinde tesbih, simsiyah kıyafetler, son model arabalar ile Kurtlar Vadisi Futbol gibi dolaşmıyor mu?
Seni hayatında bir Pendik-Kadıköy minibüsü 30 kereden aşağı sıkıştırmış, önünü kesmiş olabilir mi?
İspanyol televizyonu tribünde her an bir facia olabilir diye yayını keserken, senin yorumcuların “Aha bak şimdi kıçından ısırdı, geri alalım, vallahi bak şimdi de pandik attı.” diye 24 saat program yapmıyor mu?
TV programında Sevda Demirel tokat atınca, Medyum Memiş Ketoya vurunca annen seyretmek için yatak odasından salona uçarak gelmiyor mu?
Peki bunlar hayatta olurken, Arda ile Semih, Sabri ile Emre, Emre ile Nobre, Emre ile Lugano, Emre ile Emre, Arap İsmail ile Rambo Yusuf, Abdülkerim ile Arif, Deli Nezihi ile yine Arif sahadan birbirlerine sarılarak çiçeklerle mi çıkacak?
Yahu bu memlekette melek bile katil oluyor.
Aurelio uçarak tekme atmadı mı?
Amigo Orhan, Mustafa Denizli’ye uçmadı mı?
Milli Takımların en başı, bıyığına oturayım demedi mi?
Semih’in annesi hariç kaç kişi gerçekten bu olaylara üzüldü, kaç kişi gerçekten şaşırdı?
Bütün bu ismi geçen adamlara, bu mimli insanlara, hala 3 maç, tahkimden sonra 2 maç verirsen olaylar yine olmayacak mı?
O kocaman “arka”sına güvenen 20 yaşındaki Arda’nın o artist koşuşunu değiştirebilecek, canlı yayında konuşurken ensesine “Yürü ulan evine!” diyip tokatı patlatabilecek bir yönetici yetişmeyecek mi?
Asker yanlısı bir adam değilim, fakat yemin ederim, er gazinosunda bile gördüğüm bir yazı, hayatım boyunca unutamayacağım, felsefik bir yazıdır:
“Disiplinin olmadığı yerde kan ve gözyaşı vardır.”
Komutan
Bütün bunlardan sonra artık Federasyonu TSK’a mı bağlarsınız, futbola Şeriat mı getirirsiniz ben bilmem. Bilmek de istemem.