Güncelleme Tarihi:
Appiah önce korkuttu sonra sevindirdi
Diğer tüm takımlar gibi Fenerbahçe'nin de gurupta şansı bulunduğunu belirten Stephen Appiah, "Her şeyden önce evimize geleni boş göndermek istemeyiz. Fenerbahçe taraftarının da benimle aynı şeyleri düşündüğünü zannediyorum. Biz de grup favorisiyiz" dedi.
Ganalı futbolcunun Fenerbahçe Gazatesi'nde yayınlanan röportajı şöyle:
Denizli'de önceki sezon camia olarak yaşanan o büyük travmadan fazlasıyla etkilendiği belliydi. Bugüne kadar da bu konuyu açıp, kendine soran bir medya mensubu olmamış ki, biz daha " Denizli…" derken, kendisi başladı anlatmaya o bahtsız günü… Fenerbahçe'nin dinamosu anlatırken sanki ayni heyecanı tekrar yaşıyor, futbol oyununun "insafsızlığına" adeta isyan ediyordu…
"Bu Fenerbahçe'ye geldiğim ilk sezondaydı. Sezonun başından sonuna kadar ligi hep lider götürdük. Ben de şampiyon olacağımızı tüm takım arkadaşlarım gibi umutla bekliyordum. Ancak maça gelince hiç ummadığımız şeyler oldu. Rakibimiz tribünleri kendi amaçları doğrultusunda organize etmişti. Sahaya atılan çeşitli eşya ve konfetiler yüzünden oyun sık sık durunca takım olarak konsantrasyonumuzu kaybettik. Şans da bizden yana değildi. Ne yazık ki galip gelemedik ve şampiyonluğu son anda kaçırdık.
Kullanamadığım pozisyonlara değinirsek, ilkinde bana doğru güzel bir orta yapıldı. Ben gol olacak şekilde bir kafa vurdum, ancak top direkten geri geldi. Bundan hemen sonra,son dakikalarda başka bir gol pozisyonu daha gelişti. Bu sefer topu ayağımla durdurdum ve kaleye vurdum. Top bu sefer de kale direğini sıyırarak dışarı çıktı..
Maç sonrası düşündüğümde hep bu iki pozisyon aklıma geldi ve çok duygulandım.Hala daha etkisinden kurtulamadım. Çünkü bunlardan bir tanesini değerlendirebilseydim şampiyon olacaktık.Benim ilk senem, yaşayacağım ilk şampiyonluk olacaktı!"
Uzun süredir takımdan ayrı oluşunu, çok farklı şekilde yorumlayanlar vardı. Appiah gibi taraftarın büyük işler beklediği bir star futbolcunun her davranışından farklı anlamlar çıkartılması da çok doğaldı.
Basın seni hep göndermek istiyor. Oysa sen ameliyatını bile burada bir Türk doktora yaptırdın. Bu konuda neler söylemek istiyorsun? diye sormadan edemezdik…
"Özellikle bu hazırlık döneminde basında Fenerbahçe'den gideceğim hakkında çok haber yapıldı. Ancak ben hiçbir zaman böyle beyanlarda bulunmadım. Burada ameliyat olduktan sonra, kısa sürede iyileşmek için çalışmalarıma devam ettim. Evet, bana transfer süreci içinde Avrupa'dan teklifler geldi. Fakat kendi değerlendirmemi yaptıktan sonra Fenerbahçe'de kalmaya karar verdim. Bu kararı aldıktan sonra bu dosya benim için kapandı. Ama ne yazık ki medyada spekülasyonlar devam etti. Beni gazeteler üzerinde birçok takıma transfer ettiler, ama görüyorlar ki ben buradayım. Bu nedenle Fenerbahçe Gazetesi'ne de açık açık söylüyorum ki burada olmaktan mutluyum. Bu tür haberler beni az da olsa yıprattı ve üzdü. Ben her şeyden önce dürüst bir insanım. Günün birinde Fenerbahçe için yapabileceklerimin hepsini yaptığıma inanıp başka bir takıma gitmek istediğim zaman, bunu Kulübüme, basına, herkese saklamadan, gizlemeden açıklarım.
Kararlıyım.Bundan sonra bu konuyu kimseyle konuşmayacağım, sadece Fenerbahçe Spor Kulübü'nün yayın organlarına konuşacağım ve takımın başarısı için elimden geleni yapacağım."
Umuyoruz yeşil sahalara yakın bir zamanda döneceksin. Henüz Roberto Carlos'la beraber oynama şansını yakalayamadın. Sence dünyanın en iyi sol kanat oyuncusuyla aynı takımda oynamak nasıl bir duygu?
"Bir kere konuştuğumuz kişi Roberto Carlos… Dolayısıyla R. Carlos her zaman R.Carlos'tur. Tabii ki onunla aynı takımda oynayacağım için heyecanlıyım. Sakatlığımın tamamen bitip, sahaya çıkacağım günü heyecanla bekliyorum. Onunla ilgili hiçbir şey söylemeye gerek yok. Bütün dünyanın saygısını kazanmış, dünyanın en iyi futbolcularından biri. Oynadığı takımlardaki diğer futbolcular da benim hissettiklerimi hissediyorlar. Örnek olarak David Beckham"
Tüm takım arkadaşların seni çok seviyor, sana sürekli takılıyorlar. Bunun sebebi nedir?
"Fenerbahçe'ye geldiğim ilk sene beni çok sıcak karşıladılar. Bunun sonucunda aramızda güçlü bir bağ oluştu. Zamanla şakalaşmaya, duygularımızı paylaşmaya başladık. Onların bana gösterdikleri ilgi ve samimiyet, benim de onlara karşı samimi olmamı sağladı. Bu durumdan memnunum. Takım içinde çok iyi bir birlik var. Bu şakalarla, bu arkadaşlıklarla takım içindeki birliği büyütüp güçlendiriyoruz.."
Şampiyonlar Ligi'ndeki rakiplerimizi nasıl değerlendiriyorsun?
"Gruptaki diğer takımlar hakkında fazla konuşmak istemiyorum. Ama diyebilirim ki futbol sadece ağızdan çıkan laflarla yürümüyor. Kesinlikle bütün diğer takımlar gibi bizim de şansımız var. Her şeyden önce evimize geleni boş göndermek istemeyiz. Fenerbahçe taraftarının da benimle aynı şeyleri düşündüğünü zannediyorum. Biz de grup favorisiyiz. Bizim için önemli olan inanarak, konsantre olarak, mücadele ederek, kafamızdakileri sahaya yansıtarak bir sonraki gruba geçmektir. Bu tüm Fenerbahçe taraftarlarının,yönetiminin ve futbolcularının beklentisidir."
Sakatlık nedeniyle takımdan ve taraftardan uzun süre ayrı kaldın. Bu ayrılık nasıl bir duygu?
"Tabii bu kadar ayrı kalmak beni çok üzdü. Çünkü her şeyden önce futbol oynamayı seven bir insanım. Oynayamadığım her maçta stada gidiyorum. Taraftarımızı görüyorum. Böyle anlarda sahada olmamak beni üzüyor. En yakın zamanda sahalara dönerek Fenerbahçe taraftarını tekrar kucaklayacağım."
Zico, takımı şampiyon yapmasına rağmen çok eleştiri alıyor. Sence Zico nasıl bir hoca ve nasıl bir insan?
"Öncelikle Zico, Maradona olsun, Pele olsun, bütün efsane futbolcularla birlikte anılır. Futbolculuk kariyerine çok büyük bir saygım var. Ayrıca bunun dışında çok iyi bir insan. Hocalığına gelince, hocalığına da çok büyük bir saygım var. Çünkü bir oyuncunun, oynadığı takımın hocasına her zaman saygı duyması gerekir.
Bütün hocaların kendilerine özgü teknikleri ve düşünceleri vardır. Geçen sene onun da ilk senesiydi. Buna rağmen bizi şampiyon yapmayı başardı. Çok büyük bir başarı kazandırdı kulübe. Tabii ki eleştiriler olacak. Bütün herkes takımının kendisinin istediği gibi oynatılmasını ister. Ama takımın başında bir teknik adam vardır."
Türkiye'deki yaşama alıştın mı? Mesela en sevdiğin şarkıyı ve en sevdiğin yemeği sorsak?
"Özellikle İstanbul'da bulunmaktan çok mutluyum. Çünkü İstanbul çok büyük ve hayatın durmadan aktığı bir şehir. Yapılabilecek çok şey var İstanbul'da.
İkinci olarak Türk yemeklerini ve müziğini çok seviyorum. Türk yemeği olarak kebabı çok seviyorum.
Türk müziğinde İbrahim Tatlıses ve Kenan Doğulu'ya hayranım. Fırsat buldukça onları dinliyorum. Genel olarak Türkiye'den çok memnunum."
Gana Milli Takımında kaptanlık yapıyorsun. Alex'in kaptanlığını nasıl buluyorsun?
"Bana göre kaptanlık, sadece 90 dakika kolundaki pazubandı taşımak değildir. Onun haricinde takım içinde arkadaşlığı ve birliği sağlamayı gerektirir. Bana göre Alex çok iyi bir kaptan. Aslında bunu bizim takımda kimin yaptığı çok önemli değil. Bir kaptan var o da Alex, herkesin de Alex'e çok büyük bir saygısı var. Karakter olarak biraz sessiz ve sakin bir arkadaşımız olabilir. Ancak nerede konuşacağını, nerede bize öğütler vereceğini, bizi destekleyeceğini, takımı nasıl birlik haline getireceğini çok iyi biliyor. Bunu bizimle yaptığı toplantılarda, konuşmalarda anlıyoruz."