"Antrenörüm bana silah çekti"

Güncelleme Tarihi:

Antrenörüm bana silah çekti
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 18, 2010 10:21

Atina Olimpiyatları'nda henüz 17 yaşındayken gümüş madalya kazanan ve olimpiyat oyunları tarihinde, Muhammed Ali'den sonra en genç yaşta final oynayan boksör unvanını kazanan Atagün Yalçınkaya, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Yalçınkaya, olimpiyattaki başarının ardından katıldığı turnuvalarda birinci olduğunu, fakat daha sonra Avrupa ve dünya şampiyonalarında başarısız sonuçlar aldığını hatırlatarak, “Dünya şampiyonasına giderken dizanteriye yakalanmıştım. Dünya şampiyonasına hasta hasta gittim. İkinci maçımda güçlü Rus sporcuya yenildim. Sporda yenmek de yenilmek de var. Fakat tüm spor camiası ve medya, olimpiyatlardan sonra beni 'yenilmez adam' olarak düşündü. Bu ise 17 yaşında bir çocuğun kaldıramayacağı bir baskıydı” dedi.

Dönemin Boks Federasyonu Başkanı Caner Doğaneli'nin o zamanlar AIBA ile problemlerinin olduğunu vurgulayan Yalçınkaya, şöyle devam etti:
“Çok iyi çalışıp bir yıl sonra Avrupa Şampiyonası'na gittik. İlk maçımda İngiliz boksör karşısında hakkımı yediler. Yılda sadece tek büyük organizasyon oluyor. Orada hakkınız yenince bir senelik emek boşa gidiyor. Federasyonla aramda bir takım olaylar geçti. Baskıya dayanamadım ve Türkiye'den gitmek istedim.”

PROFESYONELLİĞE GEÇİŞ HİKAYESİ

“Türkiye'den ayrılıp Almanya'ya gitmek ve profesyonel maç yapmak istedim. Ağabeylerim de profesyonel olmuştu” diye konuşan Yalçınkaya, bu kararı almasının gerekçelerini anlatırken, şu ifadeleri kullandı;
“Yanımda olanlar bir bir beni bırakmaya başlamıştı. Sponsorluğumu üstlenen Dinçkök ailesi de, 4 yıl süreyle 'yenilsen de yensen de olimpiyatlara kadar arkandayız' demelerine rağmen, Avrupa Şampiyonası'nda yenilir yenilmez sponsorluk anlaşmasını feshetti.
Olimpiyattaki başarıdan sonra Kadıköy Belediyesi'nde işe başlamıştım. Anında işten çıkarıldım. Birkaç antrenörümle problem yaşadım. Eski bir antrenörüm, ödülüme parama ortak olmak için bana silah çekti. Bunlar benim kaldırabileceğim şeyler değildi.”

“HERKES HATALIYDI”

Bokstan kopmasında kendisi dahil dönemin Gençlik ve Spor Genel Müdürü ve Federasyon başkanı da dahil olmak üzere pek çok kesimin hataları olduğunu savunan Yalçınkaya, “Elbette ben de hatalar yaptım. Fakat 17-18 yaşındaki bir çocuğun hata yapma lüksü her zaman vardır. Çünkü çocuksun” diye konuştu.

“Çocuk yaşta çok büyük bir başarı elde ettim” diyen Yalçınkaya, şöyle devam etti:
“Bana, 1-2 sene hatalarımı düzeltecek zamanı bile tanımadılar. Ben hiçbir zaman tabiri caiz ise 'artist sporcu' olmadım. Mütevazılığımı korudum. Fakat ben de biraz rehavete kapıldım. Omzumda çok ağır bir yük vardı. Milli Takım'ın tüm yükünü de neredeyse ben çekiyordum. Milli takımda 11 kişiydik ama onlar bir yana, ben bir yana. Hep benim ne yapacağım konuşuluyordu. Hep bu stresle maça çıkıyordum.”

“ANLATTIM AMA SADECE DİNLEDİLER”

Atagün Yalçınkaya, o dönemin yetkililerine yaşadıklarını anlattığını belirterek, “Federasyon başkanımıza olayları anlatmaya çalıştım. Beni dinledi ama benim dışımdaki kişilerin sözlerine inandı. Madalya almamdaki en büyük destekçimdi, bu konuda hakkını yiyemem. Fakat sonrasında 'neden böyle oluyor?' diye bir türlü federasyon başkanımızla oturup konuşamadık” şeklinde konuştu.

Dönemin Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay ile de gerekli görüşmeleri yaptığını ifade eden Yalçınkaya, şöyle devam etti:
“O günkü genel müdürümüz Mehmet Atalay'a da gittim, her şeyi anlattım. Anlattım ama o da orada kaldı. Zaten ona isyan ettim. Silahlı olaylardan sonra boy boy medyada haberler çıktı. O zamanki bakanımız Murat Başesgioğlu'nun olaya el koyduğu söylendi. Tüm bu gelişmelere rağmen beni ne arayan ne de soran oldu. Olimpiyat ikincisi olduktan sonra 'bu çocuğa ne oldu?' diye sormalarını beklerdim. Kimse ilgilenmeyince çekip gittim.”

GENEL MÜDÜR AKGÜL'E ÖVGÜ

Atagün Yalçınkaya, yeniden boks camiası içinde bulunmasını Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül'e borçlu olduğunu söyledi.

Akgül'ün kendisini çağırarak, durumunu sorduğunu ifade eden Yalçınkaya, “Genel Müdürümüz Yunus Akgül aradı, beni çağırdı. 'Sen ne yapıyorsun?' dedi. Durumu anlattım. 'Seni spora kazandırmamız lazım' dedi. Antrenörlük yapmamı istedi ve sporun içine beni tekrar aldı. Boks Federasyonu Başkanı Eyüp Gözgeç ile görüştüm, o da Yıldız Milli Takım'da görev alacağımı söyledi.”

“ANTRENÖRLÜKTE KARARLIYIM”

Olimpiyatlarda yakaladığı başarıyı aradığını, ancak artık geleceğe bakmak istediğini anlatan Atagün Yalçınkaya, “Daha önce 'boks camiasına girmeyeceğim' diye kendime söz vermiştim. Ancak genel müdürümüzün yakın ilgisi nedeniyle bu sözümü bozdum. 'Birkaç kişiye kızıp, bu camiadan kopup gitmek istemiyorum' diye karar aldım. Eskiden çocuktuk, küsüp gidiyorduk” diye konuştu.

Antrenörlükte kararlı olduğunu ve eski hatalarını burada yapmayacağına inandığını vurgulayan Yalçınkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yıldız milli takımda görev yapıyorum. Çocuklar beni tanıyorlar. Onlar için ben bir idolüm. En çok sordukları şey 'hocam şampiyon olunca ne kadar ödül aldınız?' Boks yapan ailelerin çocuğu fakirdir. Zengin bir ailenin çocuğu boks yapmaz. Yaşadıklarımı onlarla paylaşıyorum. Başarılı olmaları için herşeyi onlara anlatıyorum. Onları çok seviyorum. Antrenörlüğe kendimi hazır hissetmiyordum ama genel müdürümüz önayak olunca bunu da yendim.”

23 yaşında olduğu ve Fırat Üniversitesi'nde okuduğunu dile getiren Yalçınkaya, “Okul bitince sporcu yetiştirmeye başlayacağım. 3-4 yıl içinde de meyvelerini alırım. 2004'te madalya alınca, 2008'de altın alacağıma söz vermiştim. Bu sözümü gerçekleştiremedim. İnşallah yetiştireceğim bir sporcuyla bu sözümü gerçekleştiririm. 2016 veya 2020 olimpiyatlarında yetiştirdiğim bir sporcu altın madalya alır” diyerek sözlerini tamamladı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!