Antik çaÄŸdan bugüne

Güncelleme Tarihi:

Antik çağdan bugüne
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 05, 2004 00:00

1896'dan bu yana her dört yılda bir düzenlenen "Modern Olimpiyat Oyunları", günümüzde dev spor organizasyonu halini aldı. Uzun yıllar önce eski Yunanistan'da düzenlenen ve tarihe "Klasik Olimpiyatlar" olarak geçen bu en büyük spor organizasyonuna ev sahipliÄŸi yapabilmek için dünya kentleri, kıyasıya bir mücadele veriyor. Son olarak Ä°stanbul, 2012 Plimpiyat Oyunları'nı düzenleyecek finalist 5 kent arasında kendisine yer bulamamıştı. 4 BÄ°N YILLIK SERÃœVEN Fransız Baron De Coubertin'in hayata geçirebilmek için deyim yerindeyse ömrünü feda ettiÄŸi olimpiyat oyunlarınının temeli eski Yunan'a kadar uzanmaktadır. Eski Peleponez Yarımadası'nda Elis ülkesinin "Olimpia" yöresinde dört yılda bir "ulu tanrı" Zeus onuruna düzenlenen "Klasik Olimpiyatları" zaman için içinde evrilerek ve günümüze ulaÅŸmıştır. Bu oyunların resmi baÅŸlangıcı her ne kadar Hazreti Ä°sa'nın doÄŸumundan önce 776. yılı olarak kabul edilse de, klasik olimpiyatların geçmiÅŸinin, günümüzden 4 bin yıl geriye gittiÄŸi ileri sürülmektedir. "KUTSAL AY"Aslında, çeÅŸitli Yunan sitelerindeki birlik, barış ve dayanışmayı saÄŸlamak amacını güden bu oyunlar, genellikle Temmuz - AÄŸustos döneminde düzenlenir ve oyunlar süresince tüm ülkede barış ilan edilirdi. "Kutsal ay" olarak kabul edilen bu dönemde tüm kırgınlık ve savaÅŸlara ara verilirdi. Yarışmalar yapılırken, "Olimpia"ya silahla tek kiÅŸinin bile girmesine izin verilmez, tam bir şölen havası yaÅŸanırdı. Önceleri "stat koÅŸusu" adı verilen ve 192 metrelik bir yarıştan ibaret olan oyunlara zamanla,  "Ä°kili Stat KoÅŸusu", tam teçhizatlı koÅŸu, cirit atma, disk atma, atlamalar, ikili ve dörtlü araba yarışları, at yarışları, güreÅŸ, boks ve boks ile güreÅŸin karışımından oluÅŸan "Pankration" branÅŸları eklendi.Olimpiyat oyunlarının çıkışı ile ilgili olarak bazı tarihçiler, "Tanrılar Tanrısı Zeus" adına yapılan bir şölen olduÄŸunu öne sürerken, diÄŸer bir grup ise adı efsane olmuÅŸ bir kahraman olan Pelops'un hatırasına yapıldığını iddia etmektedir. Efsanesi ise şöyle: Bugünkü Peloponez Yarımadası'na adını veren Pelops, o zamanlar "Küçük Asya" diye anılan bugünkü Anadolu'dan gelen bir delikanlıdır. Efsaneye göre, Pelops, yöreyi yöneten hükümdarın kızı olan Hippodamia'ya aşık olur. Ama, hükümdar kızının evlenmesini kesinlikle istememektedir. Hükümdarın hayatı, kendisine çok önceleri verilen bir bilgiye göre, kızının evlenmemesine baÄŸlıdır. Kızı evlenince kendisi de ölecektir. Kızını almak isteyen herkesle atlı araba yarışına giren hükümdar, gayet iyi cins atları ve çok iyi bir arabaya sahip olduÄŸu için yarışmaları hep kazanmakta ve yarışı kaybeden de ölüme mahkum olmaktadır. Hükümdarla yarışmada yenik çıkacağını gayet iyi bilen Pelops, Hippodamia ile anlaÅŸarak, araba bakıcısına rüşvet verir ve yarışı kazanır. Ama olayın ortaya çıkmasını önlemek için de arabacıyı öldürmek zorunda kalır. Arabacının Pelops tarafından suda boÄŸulurken onu lanetlemesi, sonunda tutar ve Pelops, kendi babası tarafından öldürülür. YaÅŸadığı sürece yöreye yaptığı olumlu katkılardan dolayı, yöre halkı tarafından bir kahraman olarak tanınan Pelops adına ölümünden sonra çeÅŸitli tören ve şölenlerin yapıldığını anlatan tarihçiler, M.Ö. VIII. yüzyılda zamanın hükümdarı olan Iphitus'un, Pelops adına ve sonra "Olimpiyatlar" diye anılan şölenleri baÅŸlattığı söylenir.  BAYANLARA YASAK Yarışmalara katılanların safkan Helen olması, aranan en önde gelen ÅŸarttı. Kötü bir geçmiÅŸe sahip olmamaları da bir diÄŸer ÅŸarttı. "Klasik Olimpiyatlar"da mücadele edecek sporcular, kendi ülkelerinde 10 ay antrenman yaptıktan sonra geldikleri  "Olimpia"da da özel yargıçlar ve hakemler yönetiminde 1 aylık bir çalışma dönemi geçirirlerdi. Sporcular, "Olimpia"daki Zeus tapınağı içindeki Zeus anıtı önünde yemin ettikten sonra geçit törenine katılırlardı. Yarışmalara katılan sporcular çıplak mücadele ettiklerinden, bayanların oyunlarda yer alması ve bunları izlemesi yasaktı. Zamanla köprünün altından çok sular aktı ve yabancıların oyunlara katılmasının önünün açılmasını, kadınlarında oyunlarda boy göstermesi izledi. Ãœlkelerinin ulusal kahramanları olarak görülen olimpiyat ÅŸampiyonları, altın bıçakla kesilen zeytin aÄŸacı dallarından yapılan taçla ödüllendirilirdi.MODERN OLÄ°MPÄ°YATLAR DOÄžUYORRoma Ä°mparatoru I. Teodosius'un "Klasik Olimpiyatlar"ı yasaklamasının ardından II. Teodosius oyunların düzenlendiÄŸi Yunanistan'daki "Kutsal Olimpia" bölgesini tahrip etti. Romalılar'dan geriye kalanları da Gotlar yaÄŸmaladı. Bu yaÄŸmalardan geriye kalanları ise ÅŸiddetli depremler toprağın derinliklerine gömdü. Aradan geçen uzun yılların ardından  1829 yılında ünlü Fransız Arkeolog Blouet, "Olimpia"da yaptığı kazılarda "Zeus Tapınağı"nı ortaya çıkardı. Çıkardı çıkarmasına ama tapınakta yer alan ve "Dünyanın 7 Harikası"ndan biri olarak kabul edilen  "Tanrı Zeus"un altından imal edilmiÅŸ dev anıtından eser yoktu. VI. yüzyılda Romalılar tarafından Ä°stanbul'a getirilen bu anıt, meydana gelen büyük bir yangında tüm izlerini kaybettirmiÅŸ ve tarihin karanlıklarına gömülmüştü. Fransız  arkeolog Blouet'ın izlerini takip eden bir baÅŸka arkeolog, Alman Curtius(1875-1885) M.Ö. 776 yılında tek bir yarışma olan 192 metrelik koÅŸu ile baÅŸlayan olimpiyatlara zamanla koÅŸu mesafelerinin deÄŸiÅŸmesi ile yeni koÅŸular eklenmiÅŸtir. Daha önce bir günde gerçekleÅŸtirilen müsabakalar 5 güne kadar yayılmıştır. Programa dahil edilen bu yeni uzun mesafe koÅŸuları bazı yazarlara göre Yunan ÅŸehirleri arasında haberleÅŸmeyi saÄŸlayan profesyonel koÅŸucuların ağırlığı ile olmuÅŸtu. Bu habercilerin en tanınmışı hep anlatılan, Perslerle yapılan savaÅŸta Atina'dan Isparta'ya kadar 200 km olan mesafeyi 2 günde koÅŸarak askeri birliklerin savaÅŸa katılmasını saÄŸlayan Phidippdes'dir. Bugüne kadar adı gelen, Maraton galibiyetini Atina'ya bildiren ve haberi verdikten sonra ölen Phidippdes'in de kökeninde bu habercilerden olduÄŸu iddia edilir. "Olimpia"da gerçekleÅŸtirdiÄŸi kazılarda, dünyaca ünlü Fidias'ın atölyesi, efsanevi ÅŸampiyon Krotonlu Milon'un atını ve daha bir çok eseri gün ışığına çıkardı. Bu kazıların ardından artık Olimpiyat ateÅŸinin kıvılcımları çakmıştı.BÄ°R ÖNERÄ° VE BÄ°RBÄ°RÄ°NE GEÇEN 5 KITABu kazılarda bunca mesafe alınmasına karşın "Modern Olimpiyatlar"ın baÅŸlaması için yine de 1896 yılına kadar beklemek gerekecekti. ABD ve Ä°ngiltere'deki spor faaliyetlerini, Alman ve Ä°sveç jimnastiÄŸini inceleyen, özellikle eski Grekler'in sporuna büyük duyan Fransız Pedagog Baron Pierre de Coubertin, modern olimpiyatlara hayat veren kiÅŸi oldu.  Pierre de Coubertin, 1892 yılının 24 Kasım'ında Paris'in Sorbon Ãœniversitesi'nin anfisinde düzenlenen "Union de Societes Françaises de Sports Athletiques - Fransız Atletik Sporları KuruluÅŸları BirliÄŸi"nin 5'inci yıldönümünde, çeÅŸitli ulusları birbirine yaklaÅŸtırıp kaynaÅŸtıracak, dünya gençliÄŸini, ırk, din ve politik kavramlar gözetmeksizin, spor ve sportmence yarışmalar yoluyla birleÅŸtirecek bir spor organizasyonunun düzenlenmesini önerdi ve önerisi kabul edildi. BaÅŸlıngışta sadece bir öneri olan oyunlar, günümüzde dev bir spor organizasyonu halini aldı.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!