Güncelleme Tarihi:
Süper Lig'de Galatasaray, Antalyaspor'u deplasmanda 1-0 mağlup ederek zirve yarışını bırakmadı. Mohamed'in golüyle kazanan Galatasaray, lider durumda olan Beşiktaş ile puan farkını korurken Hürriyet gazetesi yazarları Uğur Meleke ve Kanat Atkaya mücadeleyi değerlendirdi.
KANAT ATKAYA: MATEMATİK VE MUCİZE
Sezonun hızlanarak sona ereceği süreçte elinde kalan tek umuda, matematiksel bir ihtimale tutunmak için durmadan kazanmak zorundaydı Galatasaray.
Mart ayıyla birlikte uzun galibiyet serisini noktalayan ve puanları döke saça ilerlemeye başlayan Fatih Terim ve öğrencileri Antalya’da ‘takılmaları’ durumunda o ihtimalin de elinden kayıp gideceğini biliyordu.
BOFFiN VE DiREKLER
Maça hızlı başladı, kapanmaya ve topu rakibe teslim etmeye meyilli rakibini devirmek için yüklendikçe yüklendi. Bu yüklenme son maçlarda yanından bile geçemediği ölçüde pozisyon bulmasını da sağladı fakat rakibi kıracak gol bir türlü gelmedi.
Pozisyon zenginliğine rağmen golün bir türlü gelmemesinin en büyük nedeni kariyerinde daha önce de bu tür maçlar çıkardığına tanıklık ettiğimiz Ruud Boffin’in mükemmel performansıydı. Kimi zaman direğe, kimi zaman Boffin’e hatta 1-2 pozisyonda hem Boffin’e hem direğe takılsa da yılmadan denemeyi sürdürdü Galatasaray.
PODOLSKi ATILINCA...
Podolski’nin kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalınca tamamen ceza sahası ve civarına duvar örerek direnmeye çalışan Antalya ekibinin direnci 77’inci dakikada nihayet kırıldı.
Şener Özbayraklı’nın pasında topu önünde bulan Mustafa Muhammed’in sert şutuyla gelen gol, Galatasaray taraftarının “Herhalde bu akşam ne yapsan olmuyor dedirten o klasik akşamlardan olacak” dediği anda yetişti. Muhakkak kazanması gereken bir maçı ısrarla istemenin karşılığını alarak dönüyor Galatasaray evine. Kalan maçlarda matematiksel bir ihtimali yaşatmak çabasının yanında mucizelere de ihtiyacı var...
UĞUR MELEKE: DİNAMİK 11
Galatasaray’ın 11’e 11’ken de, rakibi eksildikten sonra da hemen her şeyi doğru yaptığı bir gündü bu. Santradan itibaren önde baskı yaptılar, rakiplerini defalarca hataya zorladılar. Uzaktan-yakından denediler, akan oyun-duran top sayısız fırsat yakaladılar. Evet golü rakipleri 10 kişiyken buldular ama 11’e 11’ken de tek taraflı bir müsabaka vardı Antalya’da.
Podolski atılana kadar da şutlarda 15-1, kornerlerde 6-1 öndeydi Galatasaray. Tek eksikleri goldü. Son yarım saatte de öyle bir baskı kurdular ki o güneşe hiçbir kar dayanamazdı zaten. Ben dünkü iyi oyunun, öndeki genç-dinamik altılıyla direkt ilişkili olduğunu düşünüyorum: İleri altılının yaş ortalaması 24’tü dün. Ve Galatasaray bu sezon ne zaman önde gençleşse, iyi netice alıyorlar bu tercihten. Dün de galibiyeti getiren bir numaralı faktör dinamizmdi bence.
MHK’NIN iNATLAŞMA METODU
Müsabaka yazılarında hakem değerlendirmesine genellikle girmiyorum, çünkü bu makaleleri bitiş düdüğü çalar çalmaz gazeteye gönderiyoruz. Baskı süresi çok kısıtlı. Pozisyonları tekrar izleyecek fırsatımız olmuyor. Ancak dünkü maçın hakemi de malum, daha önce Halil Umut Meler örneğinde olduğu gibi bir ‘inatlaşma’ metoduyla seçildi. O gün de yapılanın yanlış olduğunu söyledim, bugün de tekrar etme ihtiyacı hissediyorum. MHK’nın görevi hakem atamalarını performanslara göre yapmaktır, kulüplere mesaj vermek değil.
ANLAMSIZ ATAMALAR
Medyadan takip ettiğim kadarıyla Antalyaspor da Mete Kalkavan atamasına tepki göstermiş. Şimdi de Kalkavan’ı Antalya’nın bir sonraki maçına mı vereceksiniz? Oysa Kalkavan’ın (veya başka herhangi bir hakemin) bir sonraki hafta maç alma şartı, iyi yönetim olması gerekmez mi? Artık hakemlerin nasıl maç yönettiğinin bir önemi yok mu MHK için? Atamalar tamamen kulüplere mesaj verme kriteriyle mi yapılıyor? Ben hayatımda böyle bir şey görmedim. Bu atamalara da hiç anlam veremiyorum doğrusu.
10.000 TL'ye varan "Hoş geldin bonusu" sadece Misli.com'da! Hemen üye ol...