Anne tarafım İzmir'den
Güncelleme Tarihi:
Atina'daki evini Hürriyet'e açan dünyaca ünlü Yunan sanatçı Haris Alexiou, ‘‘Anne tarafım İzmir'den geliyor. İzmir'den akrabalarımız Atina'ya ziyaretimize geldiğinde, evde sadece Türkçe konuşulurdu’’ dedi.
KIRK yıllık dostum gibi kapıda yanaklarımdan öperek karşıladı Haris Alexiou. Ardından beyaz uzun giysilerini yeldire yeldire, giriş katındaki salona buyur etti. Atina'nın Kalamaki semtinde denize üç sokak uzaklıktaki, Levent'tekilerin benzeri bu iki katlı beyaz villanın içi de, dışı gibi gösterişsizdi. Salonun ortasındaki koltuğa oturur oturmaz yanıma oturan şirin Yunan diva'sının kara gözlerinin içine baktım. Allah Allah, Diva dediğin böyle mi olur? Japonya'dan Arjantin'e, Avustralya'ya kadar dünyanın dört bir yanında konser veren bu kadın değil mi? Korumalar, hizmetçiler, basın danışmanları, şoförler nerede?
ÇOK ACILAR ÇEKTİM
Haris, tatlı tatlı güldü, elimi usulca tutarak.
‘‘Yener, benim hiçbir zaman büyüleyici evler, arabalar sahibi olmak, böyle bir imaj yaratmak gibi düşüncem olmadı. Bu gördüğün evde bir aile olarak yaşıyoruz. Öze yönelik o kadar çok yapabileceğim şeyler var ki, saray sahibi olmak gibi biçimselliklerle uğraşacak zamanım yok. Ben çok yaşamış, çok acılar çekmiş bir insanım. Ben delikanlı kadınım, mücadele etmeyi çok iyi öğrendim. Yener, bir halk şarkıcısının niye korumalara ihtiyacı olsun? Kim bana kötülük yapacak ki? Herkesin gittiği yere biz de gidiyoruz, onlarla içiçe oturup, konuşup eğleniyoruz. Yunanistan'da star sistemi yok. İnsanlarla ilişki kurabilen, onlar için şarkı söyleyebilen ve onlardan bu mutluluğu geri alabilen bir şarkıcı gerçekten mutlu biri demektir.’’
Kimlerin kulaklarının çınladığını artık siz tahmin edin. Baktım ki Haris'in ağzından zaman zaman Türkçe kelimeler çıkıyor. ‘‘Tamam, haydi sor bakalım Yener’’ demez mi?
‘‘Anne tarafım İzmir'den geliyor, çiftçi olan babam Yunanistan doğumlu. Ben bu iki dünya arasında büyüdüm. Gerçek adım Alexiou değil, Rupaka. Haris ise İzmir'den gelen dedemin soyadı. Annem güzelliğiyle babamı aşktan çıldırmıştı. Annemin İzmir'deki akrabaları buraya geldiklerinde kendi aralarında Türkçe konuşurlardı, biz ne dediklerini anlamayalım diye. Bu arada Türkçe şarkılar söylerlerdi. En çok; ‘Aman Doktor, Canım Cicim Doktor, Derdime Bir Çare' ile ‘Konyalı'yı hatırlıyorum.’’
DEPREM BİZİ BİRLEŞTİRDİ
Haris Alexiou, Açıkhava Tiyatrosu'ndaki Sezen'li ve Sezen'siz konserleri için yarın İstanbul'da olacak. Bunun için öylesine sevinçli ve heyecanlı ki.
‘‘Sezen'le verdiğimiz konserlerin Türk- Yunan dostluğuna katkıda bulunduğunu görmekten çok mutluyum, çok gururluyum. Türkiye'de konser vermem için uzun yıllar teklif aldım. Kalben istememe rağmen bunu bir türlü gerçekleştiremedim. Sanki burada var olan politik duyguya aykırı düşecekmişim gibi geliyordu. Halbuki bizden daha iyi anlaşacak iki dost ülke olamaz ki. Aynı psikolojiye sahibiz, aynı şekilde eğleniyoruz, aynı şekilde seviyoruz. Dinlerimiz farklı ama iki taraf da dinine derinden bağlı. İstanbul'un sokaklarında dolaştım, sanki kendi ülkemin bir kentindeydim. Manav dükkanlarında, kasap dükkanlarında, Kapalıçarşı'da gördüğüm insanlar sanki benim buradaki komşularımdı. Niye ben İtalyan'la Türk'ten daha fazla dost olayım? Bir deprem oldu, insanlar sanki bu fırsatı bekliyormuşcasına ortaya çıkıp birbirlerini kucakladılar. Taraftarı olduğum AEK Türk basketbolcusu İbrahim'i transfer etti, bunu hayal edebilir miydik? Yener, bizi bir felaket ayırmıştı, bir felaket birleştirdi.’’
Feminist değilim
Bir yılda devlete ödediğim vergi 40 milyon drahmiyi (Yaklaşık 80 milyar TL) aşıyor.
Henüz ihtiyaç duymadığım için herhangi bir estetik ameliyat yaptırmadım.
Filmlerdeki ayrılma sahnelerinde çok ağlarım.
Hafta sonları eşim Sotiris'le yemek yapma yarışına gireriz, sonunda hep ben kazanırım. Çok güzel balık çorbası yaparım, haberin olsun.
Boş zamanlarımda Yunan ve yabancı edebiyatı okuyordum. Bugüne kadar bir Türk yazarının eserini ne yazık ki okumadım.
Kadın haklarını saygıyla karşılıyorum ama feminist değilim.
Sporu düşünce olarak seviyorum ama yapmıyorum.
Yaptığım bir diyet yok, buzdolabını açıp canım ne çekerse onu yerim.
Her ne kadar sık sık takmasam da mücevher hoşuma gidiyor, özellikle elmas.
İstanbul'daki konserlerden sonra İzmir'e gidip, dedelerimin yaşadığı yerleri gezeceğim. Ayrıca eylül'de İzmir'de konserlerim olacak. Bu arada İstanbul'da Patrikhane'yi de ziyaret edeceğim.
Seks, aşk dolu iki insanın sevgi dolu bir anıdır. Ben bu konuda tutucuyum, gizli kalmasından yanayım.
Mimarlıktan şarkıcılığa
Gemicilik yapan kardeşim Yorgo'nun 1962'de bana İspanya'dan getirdiği gitarın hayatımı değiştireceğini bilemezdim. Ben mimar olmayı kafama koymuştum o yıllarda. Gitar dersleri almaya başladım ama, yine de şarkıcılık aklımda yoktu. Ailem fakir olduğu için küçük yaşta bakkal çıraklığı yapmaya başladım. Hem çalışıyor, hem de Pire'de okuyordum. Küçük yaşta hayata atılmak beni çok çabuk büyüttü. 1970'lerin başında Yorgo'nun bir müzisyen arkadaşının kurduğu grupta amatör olarak şarkıcılığa başladım. Derken ilk albümüm ‘Mikro Asya’ ve bugünlere kadar geldim. Bugüne kadar yaptıklarım bana daima birinci sırada olmak zorunda olduğumu öğretti.
İstanbul'da üç konser
HARİS Alexiou, İstanbul'da biri Sezen Aksu ile birlikte olmak üzere 3 konser verecek. Açıkhava Tiyatrosu'ndaki konserlerine 7 Ağustos'ta Sezen Aksu ile başlayacak olan sanatçı, 8 ve 9 Ağustos geceleri de solo konserleri ile sevenlerinin karşısında olacak. Alexiou, İzmir'den göç eden ailesinin doğduğu toprakları da görmek üzere, İstanbul'daki konserlerini tamamladıktan sonra İzmir'e gidecek.
Bebek badem ezmesine bayılıyor
Yunan basınının bile giremediği Kalamaki'deki beyaz villanın üst katında yer alan Alexiou'nun çalışma odası. Duvarlarını çeşitli fotoğraflarının süslediği odanın baş köşesinde, beyaz konsol bir piyano ile org var. Büyük çalışma masasının üstünde ise çeşitli kitaplar, kasetler ve notalar var. Haris Alexiou, İstanbul'un ünlü Bebek Badem Ezmesi'ne doyamıyor. Atina'daki buluşmada özel hazırlattığımız badem ezmelerini arkadaşımız Yener Süsoy kendi eliyle ünlü şarkıcıya yedirdi. Haris Alexiou, ‘‘Şam fıstıklı olanı beni kendimden geçirdi’’ dedi.