Anlayana

Nâlân ÜLKERİÇİMİZ dışımız futbol. Öyle kapılmışız ki bu çarka, spor basını olarak futbolla yatıp kalkmayı yadırgıyor ama vazgeçemiyoruz. Geçtiğimiz hafta çemberden biraz uzaklaşıp Atatürk Spor Salonu'nda oynanan Pınar Karşıyaka-Efes Pilsen maçını izlemeye gittim. Umduğumdan çok daha keyifli bir atmosferle karşılaşınca altın bulmuş gibi oldum. Bu yıl Troy Pilsner, Pınar Karşıyaka ve Egepen Altay'la 1.Lig'de boy gösteren İzmir'i potada tek yürek görmek güzel. Maç başlamadan salon önünde oluşan kalabalık, tezahüratlar, yükselen grafiği belgelemeye yetiyor. Basın tribününe oturmak yerine İstanbul-İzmir rekabetini taraftarlar arasından izlemeyi tercih edip arka sıralarda yer buldum. Hınca hınç dolu salonu süsleyen ‘Siz & Biz mükemmeliz’’, ‘‘Spor dostluk, kardeşlik, barıştır, Fair-Play sportmence yarıştır’’, ‘‘Küfüre hayır’’ yazılı pankartlar anlamlı mesajlarla göz dolduruyordu. Ne var ki koro halinde söylenen tezahüratlara melodilerle sıkıştırılan ağız dolusu küfürleri hazmetmek imkansız. Nefes nefese geçen periyotlar, berabere biten maçın uzatmalara taşınması heyecanı tırmandırırken, rakip takıma hakaretler, ard arda sıralanan argolar bir çuval inciri berbat ediyor. ‘‘Bağırmayan taraftar.....’’ Gel de çileden çıkma. Herkesin deşarj olmaya, günlük yaşamın kalıplarından, gerginliğinden uzaklaşmaya ihtiyacı var. Ama yarısına yakını bayan olan taraftarlar arasında bu kadar azıtmaya kimsenin hakkı yok. Bu terbiyesizlikten başka birşey değil. Tribün ve duvarları süsleyen pankartlar belli ki aksesuar olarak asılmış. Yıllardır futbol maçlarına gidiyor, en galiz küfürleri işitmek zorunda kalıyorum. Ama Pınar Karşıyaka Basketbol maçında, üstelik kültürüyle, tarzıyla, çağdaşlığıyla övünen bir seyirci topluluğu arasında yaşadıklarım beni irite etti. Çağdışılığı yansıtan bu insanları, ‘‘çirkin yüzlerini’’ görmek için aynaya bakmaya davet ediyorum. nulker@hurriyet.com.tr