Alp ULAGAY
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 16, 2006 00:00
1980’lerde tenis dünyasında, özellikle de kadınlarda bir ABD hakimiyeti egemendi. Asya’dan, Güney Amerika’dan çok az oyuncu dünya sıralamasında ilk 100 tenisçi arasına girebilirdi. Bugün ise ABD hakimiyeti tamamen sona ermiş durumda. Geçen hafta sona eren Wimbledon Tenis Turnuvası’nda 95 yıldır ilk kez çeyrek finalde hiçbir ABD’li tenisçi yoktu.
25 yıl önce kadınlar dünya sıralamasında ilk 100’de sadece 18 ülkeden tenisçi vardı, bugün ise 31 ülkeden. Bu aralar kortları birbirine katma sırası Ruslar’dan sonra Çinlilerde. Wimbledon’da Li Na çeyrek finale yükseldi. Vatandaşları Zheng Jie ve Yan Zi ise çiftlerde şampiyonluğa ulaştı. Dünya tenisinde değişen güç dengesini ve Çinli kadın tenisçilerin yükselişini araştırdık.
1981 yılında dünya tenisinde hem erkeklerde hem kadınlarda ABD’li sporcuların büyük üstünlüğü vardı. Kariyerlerinin zirvesindeki iki tenisçi John McEnroe ve Jimmy Connors, erkeklerde dünya sıralamasının tepesine kurulmuştu. O yılki Wimbledon Turnuvası’nın dördüncü turundaki 16 isim arasında ise 7 ABD’li raket sallıyordu. Ayrıca Profesyonel Tenisçiler Birliği ATP sıralamasında, ilk 100 içinde tam 40 ABD’li bulunuyordu. Geri kalanlar, dikkat çeken birkaç Güney Amerikalı ve 10 Avustralyalı’yla birlikte 25 farklı ülkeden çoğu Avrupalı isimlerdi.
Kadınlarda durum farklı mıydı sanki? Chris Evert sezonu ilk sırada bitirirken vatandaşları Tracy Austin, Martina Navratilova ve Andrea Jaeger onu takip ediyordu. Sıralamada aşağılara indikçe ABD’li üstünlüğü daha da artıyordu: İlk 10’da 7, ilk 50’de 32 ve ilk 100’de tam 55 ABD’li kadın tenisçi. ABD dışında ilk 100’de sadece 17 ülkenin tenisçisi yer bulabilmişti.
Aradan 25 yıl geçti. Dünya tenisi bambaşka bir kimliğe büründü. Profesyonel tenis, ABD’nin hakimiyetinden çıktı. Asya’dan, Afrika’dan, Güney Amerika’dan üst düzey tenisçiler çıktı. Teniste esamisi okunmayan ülkeler şampiyonlar çıkardı. Kıbrıs’ta, Tayland’da, Hindistan’da tenisçiler halk kahramanı haline geldi. ABD bu kısırlığı çözmek için alınacak önlemleri tartışadursun, kadınlarda Ruslar, Fransızlar, İtalyanlar, İspanyollar, Çekler ve Çinliler kortlarda şimdi fırtına gibi esiyorlar. Erkeklerde ise ülke sayısı fazla artmadı ama dağılım fazlasıyla değişti. 1981’deki 26 ülkenin yerine bugün 30 ülke var. ABD’li sayısı 40’tan 8’e inerken İspanyollar ve Fransızlar ön plana çıktı.
BU KÜRESELLEŞME
Birçok kişi, bu durumu tenisin küreselleşmesi olarak yorumluyor. ABD’den sonra her gün tenis sahnesine yeni ülkelerin çıkışını izliyoruz. Örneğin iki yıl önce kadınlarda Ruslar parlıyordu. Şimdi de sıra Çinliler’e geldi.
İki yıl önce Atina Olimpiyatları’nda Sun Tiantian-Li Ting çifti, altın madalya kazanınca çok dikkat çekmemişti. Ne de olsa Olimpiyatlar tenisin en önemli turnuvası değildi, varsın Çinli çift kazansın, dediler. Ama 2006’da Çinli tenisçilerin performansı dikkat çekmeyecek gibi değil. Geçen hafta Wimbledon’da Zheng Jie-Yan Zi çiftlerde şampiyonluğa ulaşırken, Na Li (24) de teklerde çeyrek finale kadar yükseldi. Li, bu başarısıyla bugüne kadar bir grand slam turnuvasında çeyrek final oynamayı başaran ilk Çinli oldu.
Sadece Li değil. 10 Temmuz tarihli son WTA sıralamasında, ilk 100’de tam 6 Çinli var. Wimbledon’daki başarısının ardından, Li en tepede, 22. sırada. Düşünün, 5 grand slam kazanmış ABD’li Venus Williams’ın bir basamak üstünde.
ÇİNLİLER YORULMAZ
Çinliler, bu yılın başından beri bu çıkışın sinyallerini veriyordu aslında. Ocak ayında Avustralya Açık’ta Zheng Jie-Yan Zi çifti Çin tenisine ilk grand slam şampiyonluğunu kazandırmıştı. Mayıs ayında Estoril’deki toprak kort turnuvasında da, iki Çinli Li ve Jie Zheng final oynadılar. Mayıs ayı sonunda yılın ikinci grand slam turnuvası Roland Garros’da da tam altı Çinli tenisçi mücadele etti.
Kortaki performanslarına gelince rakipleri Çinlilerin asla yorulmak bilmediğini düşünüyor. Fransız Nathalie Dechy, sonuna kadar maça asıldıklarını söylüyor: "Onları öldü sanıyorsunuz, ama yine de yenemiyorsunuz."
Dip çizgi oyununu tercih eden Çinliler, yabancı antrenörlerin de katkısıyla yavaş yavaş daha atak bir oyuna yöneliyor. Ancak, kort dışındaki tutumları hakkında bazı şikayetler var. Örneğin pek azı İngilizce konuşuyor. Genelde grup halinde dolaşıyorlar. Ayrıca, antrenman sırasında topları dağıtıp toplamadıkları ve diğer oyuncuların yüzüne bakmadıkları konusunda eleştiriliyorlar.
ÇİN’İN TENİS POLİTİKASI
Çinli tenisçiler, Çin Tenis Federasyonu’nun gözetiminde çalışıyorlar. Federasyon, oyuncuların tüm seyahat ve antrenman masraflarını karşılıyor. Buna karşılık turnuvalardan elde ettikleri tüm gelire el koyuyor. Federasyon’un sponsoru Nike’nin ürünlerini giyiyorlar ama buradan da bir gelirleri yok. Federasyon, şimdi 2008 Olimpiyatları’na oyuncu yetiştirmekle meşgul. Çin Hükümeti’nin en büyük hedefi ise 2010’da 60 milyon Çinli’nin hobi amaçlı tenis oynamasını sağlamak.
DÜNYA 22.’Sİ Lİ
Na Li (üstte), altı yaşında eline aldığı ilk raketi, badminton için sallıyordu. İki yıl sonra antrenör tavsiyesiyle tenise geçti. 2003’te ara verdi, 2004’te bir arkadaşının teşvikiyle korta geri döndü. Şimdi dünya sıralamasında 22. sırada. İlk 100’deki diğer Çinliler ise şunlar: Jie Zheng (34), Shuai Peng (38), Zi Yan (77), Tiantian Sun (88), Meng Yuan (100).
2006’DA İLK 100 DAĞILIMIKadınlar
Rusya13
ABD11
Fransa9
İtalya8
Çek Cum.6
Çin6
İspanya6
Ukrayna4
Almanya3
Hırvatistan3
Japonya3
Slovakya3
Arjantin2
Belçika2
Estonya2
İsrail2
İsviçre2
Sırbistan2
Avustralya1
Avusturya1
Beyaz Rusya1
Bulgaristan1
Finlandiya1
Hindistan1
Hollanda1
İsveç1
Kolombiya1
Macaristan1
Polonya1
Slovenya1
Yunanistan1
Erkekler
Fransa12
İspanya12
ABD8
Almanya8
Arjantin7
Çek Cum.6
İtalya6
Rusya6
Belçika4
Büyük Britanya3
Hırvatistan3
İsveç3
Avusturya2
İsviçre2
Sırbistan2
Şili2
Avustralya1
Beyaz Rusya1
Brezilya1
Finlandiya1
Güney Afrika1
Güney Kore1
Hollanda1
Kıbrıs1
Lüksemburg1
Peru1
Romanya1
Slovakya1
Tayland1
Tayvan1
YILLARA GÖRE İLK 100’DEKİ ABD’LİLER
YılErkekKadın
19814055
19911725
19961218
2001816
2006911
DÜNYA SIRALAMASINDA ÜLKE SAYISI DAĞILIMIYılErkeklerKadınlar
19812618
19912422
19962829
20012933
20012931