A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ocak 19, 2011 13:35
Türkiye Büyükler Tenis Şampiyonası'nda tek erkeklerde şampiyon olan Ergün Zorlu, “Daha önce oynadığı 5 finali de kaybetmiş biri olarak, Türkiye şampiyonu olmanın gururunu yaşıyorum” dedi.
5 yaşında tenise başladığını, 2002 yılından itibaren de katıldığı turnuvaların bir çoğunda final oynadığını belirten Zorlu, “Türkiye Şampiyonası öncesinde yoğun bir çalışma süreci geçirdim. Antalya'da 5 haftalık bir turnuva serisi vardı ve orada iyi maçlar çıkardım, iyi dereceler elde ettim. Zemin farkından dolayı 1 hafta daha süren turnuvada yer almadım, tamamen Türkiye Şampiyonası'na odaklandım. Şampiyonada finale çıkınca tamamen bu maça konsantre oldum. Çünkü bundan önceki 5 finalimi kaybetmiştim. Bunun hem avantajı hem dezavantajı vardı. Bu psikolojiyle tamamen taktiksel bir oyun ortaya koydum. Kendi oyunumdan çok rakibimin oyununu gözlemledim ve ona göre bir oyun oynadım. 5 final kaybettikten sonra insan tamamen kazanmaya odaklanıyor. Seyir açısından da, bizim açımızdan da güzel bir maç oldu. Galip gelmek en önemlisiydi, bunu da başardım” diye konuştu.
ATK'DAN 25 YIL SONRA ÇIKAN ŞAMPİYONErgün Zorlu, Ankara Tenis Kulübü (ATK) adına yarıştığını hatırlatarak, “Kulübüm, son şampiyonunu doğum tarihim olan 1985 yılında çıkarmış. Bu şampiyonluk, hem benim, hem de kulübüm için büyük bir onur” dedi.
ATK'nın bu kadar uzun süre şampiyon çıkaramadığından haberi olmadığının altını çizen Zorlu, şöyle devam etti:
“1985 benim doğum tarihim ve kulübüm ATK son şampiyonunu da o yıl çıkarmış. ATK'nın bu kadar uzun süre şampiyon çıkaramamış olması çok şaşırtıcı. Çünkü ATK tenisin lokomotif kulüplerinden biridir. Hem kendi kariyerimde ilk olması, hem de kulübümün çeyrek asır sonra şampiyon çıkarması büyük onur.”
“HEDEFİM 400'LÜ SIRALARA YÜKSELMEK”Ergün Zorlu, elde ettiği Türkiye şampiyonluğu sonrasında hedefini Avrupa'da başarı olarak belirlediğini ifade ederek, “Şu an dünya sıralamasında 830. sıradayım. Bu yıl için hedefim 400'lü sıralara yükselmek” dedi.
Antrenörü Michail Stoian ile çalışmalarını sürdürdüğünü ve 2011 yılının programını yaptıklarını kaydeden Zorlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Öncelikli olarak üniversiteyi bitirmek için çabalıyorum. Bunun için sene başındaki 2-3 turnuvayı kaçıracağım. Bu büyük bir eksik değil, telafasini ilerleyen turnuvalarda yaparım. Bu sene yurt içinde 30 hafta uluslararası turnuva var. Bunlardan 16-18 haftasına katılmak istiyorum. Aradaki boşlukta da yurt dışındaki turnuvalara katılmak istiyorum. Geçen sene sakatlıklarla boğuştum. Bu nedenle çok turnuva oynayamadım ama bu sene çok fazla turnuvaya katılacağım. Buralardan olabildiği kadar fazla puan almaya çalışacağım. Açıkçası bulunduğum sıralamadan memnun değilim. Çok daha iyi yerlere gelebilecek kapasitede olduğumu biliyorum. Gençler ve 16 yaş kategorilerinde Avrupa'da 20'li sıralara kadar çıkmıştım. Gerek sakatlıklar, gerek maddi sorunlar nedeniyle burayı koruyamadım. Hedefim şu an için 400'lü sıralara çıkabilmek. Özverili çalışmayla bunu başarmamak için neden yok. Ancak önemli olan 200'lü sıralara çıkıp, bir grand slam oynamak ve o havayı teneffüs etmek.”
MARSEL İLHAN BÜYÜK POTANSİYELMilli tenisçi Marsel İlhan'ın potansiyelinin çok yüksek olduğunu belirten Zorlu, onun çok daha iyi yerlere geleceğine inandığını söyledi.
Marsel'i, seviye atlamış bir sporcu olarak değerlendiren Zorlu, “Dünya sıralamasında 90 numara olmak çok kolay değil. Bu yıl için yapacağı en iyi şey, sıralamadaki yerini korumak olmalı. Avustralya Açık Tenis Turnuvası'nda 1. tur maçını kaybetti, geçen sene burada 2. turu oynamıştı. Bu yenilgiyle puan kaybı yaşayacak ve sıralamada da geriye düşecek. Çok daha iyi yerlere gelebilecek kapasitede bir isim. Özgüveni çok fazla, çalışmaları da bu doğrultuda çok iyi gidiyor. Belki dünyanın ilk 10 tenisçisi arasında yer alamaz ama ilk 20, ilk 30 olabilir” şeklinde konuştu.
SPONSORLUK KONUSU
Tenisin bireysel bir
spor olduğuna ve bireysel spor dallarında sponsor bulmanın zorluğuna değinen Ergün Zorlu, kulüplerin veya federasyonun, üst düzey bir tenisçinin yıllık masrafını karşılaşmasının çok zor olduğunu belirtti.
Marsel İlhan seviyesinde bir sporcunun yıllık masrafının 150 bin dolara yaklaştığına dikkati çeken Zorlu, şöyle devam etti:
“Bu rakamlar kulüpler için de, federasyon için de çok fazla. Çünkü tek bir sporcuyla değil, birçok sporcuyla ilgilenmeleri gerekiyor. Burada en önemli konu bireysel sponsorluk. Türkiye'de sponsorluk konusunda yanlış bir anlayış var. İnsanlar, 'bir yerlere gel, sonra sponsor olalım' mantığındalar. Zaten bir yere geldikten sonra bir sponsora da ihtiyaç olmuyor. Önemli olan genç yaşta başarılıyken bu yardımı yapabilmek.”
Ergün Zorlu, son yıllarda özellikle uluslararası arenada elde edilen başarıların, tenisin Türkiye'deki gelişimine büyük katkı sağladığını ifade ederek, “Tenis, artık Türkiye'de futbol, basketbol ve voleyboldan sonraki en popüler spor haline geldi. Türk sporcuların uluslararası arenada aldığı başarılar, tenisi gündemde tuttu. Federasyon da önemli atılımlar yapıyor. Mesela dünyanın en iyi 8 bayan tenisçisi Kasım ayında İstanbul'da karşılaşacak. Bu çok büyük ve önemli bir organizasyon. Bu tür organizasyonlar, ülkemizde tenisin gelişimine çok büyük katkı sağlayacaktır” diyerek sözlerini tamamladı.