Altın günü

Kadın kadına maça gitmek ister miymişim? Şike, ceza, hapis, lig düşme laflarının havada uçuştuğu ama futbol sempatimin eksikliği nedeniyle ilgilenmediğim Fenerbahçe’de son durum buymuş.
Akşamki Fener maçında stada sadece kadınlar ve çocuklar alınacakmış.
Bugüne kadar erkeklerin yanında ezik halde götürüldüğüm maçları düşününce “Neden olmasın?” dedim.
Telefonu kapadım, “Nasıl yani?” diye düşündüm, “Kadınlar matinesi gibi bir ortam mı olacak?”
Ben yoldayım. Etrafta 7’den 70’e bir dolu kadın formalar içinde, mavi peruklusu, soytarı şapkalısı, çarşaflısı, türbanlısı, minilisi, zengini, fakiri gruplar halinde.  Yüzlerinde bir sevinç, bir zafer ifadesi. İlk kez statların hakimi olmanın verdiği tatmin.
Kapıya varıyoruz. Kadın carlaması diye bir şey varsa, onu alın, binle çarpın, bir de 10’a katlayın. Bir erkeği bu güruhun ortasına atsanız çiğ çiğ yerler. Polis memurları o anda doğduklarına pişman.

Kapıdan girmek hak getire

Kapıdan girmek hak getire. Ben barikatın üzerinden atlarken peşimden polisler koştu. Macera filmi çeviriyoruz sanki. O ara gözüm karardı, kendime geldiğimde locadayım.
Stat full. 100’üncü yıl marşıyla çığlıklar bir başlıyor ki... Gözünü sevdiğimin erkeklerinin bas perdedeki tezahüratları. Çığlıklar öyle tiz ki sanki bir milyon kişi aynı anda tırnaklarını kara tahtaya sürtüyor. Kadınların coşkusundan çocuklar tırsmış vaziyette.
Türk kadını Kurtuluş Savaşı’nda mermileri kağnılarla cepheye taşıdı derlerdi ya. Neymiş anladım. Bu kadınları sürün cepheye, karşıda sağ adam kalırsa namerdim.

Kadın dayanışması

Belirtmek gerek, tezahüratlar erkeklerinki gibi organize değil. Herkes ayrı telden. “Sarı, lacivert, en büyük Fener”de bile senkronize olamadılar. Sıradan “Fener, gol gol gol”, bir de erkeklerde pek duymayacağımız, daha ziyade Seda Sayan’ın sabah programında seyircilerden gelecek cinste “Bir daha, bir daha, bir daha” tezahüratları...
Kimi teyzeler el yordamıyla hazırladıkları “Dizileri ekranda, tencereyi ocakta, bebeleri kucakta bırakıp geldik” yazılı pankartları sallıyor.
Kıyafetler bol çeşnili.  Rengarenk. Çubuklu forma revaçta ama sallantılı küpeler, taşlı kelebek tokalar eksik değil. Fönlü saçlı yalancı sahte sarışınlar mı istersiniz... Türban ve kıtafet asortisi yapmış kızlar mı...
Bu tecrübeden sonra kulak zarlarım epey hasar aldığı için daha da kadın kadına maç izlemeye gelmem.
İyi yanı: Hiç küfür duymadım, kadın dayanışması neymiş anladım, kombineydi falan demeden her sınıftan kadını bir arada gördüm.
Lakin ben okulların da, statların da karma olması taraftarıyım. Her şeyi bir kez denemeli ama işte dünya da erkeklerle güzel.