Güncelleme Tarihi:
30 Mayıs 1973 tarihinde doğam Alpay Özalan, futbola Altay Spor Kulübü'nde başladı. 1991-92 sezonunda 3. Lig'te mücadele eden Soma Linyitspor'a kiralık verildi ve profesyonel kariyeri başlamış oldu. 8 Eylül 1991'de Çeşmespor ile oynanan maç kariyerinin ilk maçı oldu. Aynı maçta kariyerinin de ilk golünü kaydetti. Buradaki performansı ile yalnızca kulübü Altay'ın değil millî takımın da dikkatini çekti ve Fatih Terim tarafından izlenmeye başlandı. Bir sonraki sezon da Altay'a geri döndü. 30 Ağustos 1992'de Galatasaray karşısında hem ilk kez Altay forması giydi hem de ilk kez birinci lig maçına çıktı. İlk birinci lig sezonunda 24 maça çıkan futbolcu gösterdiği başarılı performanstan dolayı ertesi sezon Beşiktaş'a transfer oldu.
Beşiktaş'taki ilk maçı 19 Eylül 1993'te forma giydiği Bursaspor maçı oldu. Teknik direktör Gordon Milne futbolcuyu ilk 11'de sahaya sürdü ve 90 dakika oyunda tuttu. Maç 0-0 berabere sonuçlandı. Ancak önce Milne sonra da Christoph Daum tarafından sürekli ilk 11 oyuncusu olarak oynatılmadı. O sezon Kupa Galipleri Kupası'nda oynayarak ilk kez Avrupa arenasında boy gösterdi. Ajax ile oynanan iki maçta da sahaya ilk 11'de çıktı. Alpay Özalan, ilk kupasını bu sezon kazandı. Beşiktaş'ın Galatasaray ile eşleştiği Türkiye Kupası finalinin ilk maçında 54. dakikada kırmızı kart görerek takımını eksik bıraktı ancak maç 0-0 sona erdi. Rövani maçında ise oyuna 72. dakikada dahil olan futbolcu 83. dakika Beşiktaş'a galibiyet getiren golü attı ve maçı 3-2 kazanan Beşiktaş, kupayı kazanan taraf oldu.
1994-95 sezonunda ise Daum'un değişmez futbolcularından biri Alpay Özalan oldu ve ligde 29 maç forma giydi. Beşiktaş, sezon sonunda lig şampiyonu oldu. Alpay Özalan, defansta performansı dışında attığı 3 golle de takımının şampiyonluğunda katkı sağladı. Bir sonraki sezon maç sayısını 31'e yükseltti ve kariyerinde ilk kez UEFA Şampiyonlar Ligi ön eleme maçına çıktı. 1996-97 sezonunda Başbakanlık Kupası'nın sahibi oldular. 1997-98'de ise ikinci Türkiye Kupası şampiyonluğunun yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Kupası da gördü. Ayrıca ilk kez Şampiyonlar Ligi gruplarında beş maçta forma şansı buldu. 1998-99 sezonu sonrasında Beşiktaş ile yollarını ayırdı.
1999 senesinde Beşiktaş'tan ayrılan futbolcu Siirt Jetpaspor ile anlaştı. O dönem Sergen Yalçın gibi önemli futbolcuların haklarını alan bu kulüp ile gelen teklifleri düşünen Alpay Özalan, İstanbul'un bir başka büyüğü olan Fenerbahçe'ye kiralandı ve bir sezon burada top koşturdu. 8 Ağustos 1999'da Vanspor ile oynanan maçta ilk kez sarı lacivertli forması giyen futbolcu, bir de gol attı. 29 maçta forma giyen futbolcu, iki kez de kırmızı kart gördü.
2000 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda oynadığı iyi futbol ile 2000-01 sezonu başında Aston Villa'ya transfer oldu ve 4 sezon boyunca adada başarılı performans sergiledi.
Güney Kore ve Japonya düzenlenen 2002 Dünya Kupası'nda gösterdiği performans ile bu ülkelerdeki futbol kulüplerinden astronomik teklifler alan Alpay Özalan, Ocak 2004'te Güney Kore'nin Incheon United takımına transfer oldu. Aynı sezon içerisinde Japonya'nın Urawa Red Diamonds takımına geçti. Asya'da yılın defans oyuncusu seçildi. Alpay Özalan daha sonra oynadığı yedi maçta üç kırmızı kart gördü. Japon kulübü Alpay'ın disiplin sorunları nedeniyle yapılan sözleşmeyi iptal etti. Urawa Red Diamonds takımından ayrıldıktan sonra, 2005-2007 yılları arasında Almanya'nın 1. FC Köln takımında oynadı.
2008 yılında futbolu bırakan Alpay Özalan, 23 Haziran 2016 tarihinde 1. Lig ekiplerinden Eskişehirspor' da teknik direktörlük görevine başladı.
1996 Avrupa Futbol Şampiyonası'ndaki Hırvatistan-Türkiye karşılaşmasında, maçın son bölümünde Hırvatların yakaladığı bir kontra atakta, rakip forvet Goran Vlaović'e faul yapmamış ve bu atakta Goran Vlaović topu Türkiye ağlarına gönderdi. Alpay Özalan, bu centilmence hareketinden ötürü UEFA tarafından Fair Play ödülüne layık görüldü. 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Türkiye'nin gruptan çıkmasına büyük katkı sağladı. Özellikle Türkiye-İtalya karşılaşmasında oynadığı futbol, kale çizgisinden çıkardığı bir top ve gösterdiği performans ile Avrupa ve Türkiye'deki futbol otoritelerinden tam not aldı. 2002 Dünya Kupası'nda altın karmaya girerek Türkiye'nin en büyük gurur kaynaklarından biri oldu.