Alman mantığı

Güncelleme Tarihi:

Alman mantığı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 23, 2002 01:53

KAZANMAK güzel şey... Hele şu stres dolu günlerin üstüne kazanınca daha da bir güzel oluyor. Lorant takıma ağırlığını koymaya başlamış, bu açıkça görülüyor.

Fenerbahçe koşuyor, pres yapıyor, kısacası gol için herşeyi yapıyor. Ama Lorant'ın bu kadroda en çok zorlanacağı konu sanıyorum savunma üçlüsü olacak. Samsun maçında da olduğu gibi savunmanın takıma katkısı sıfır. Pas hataları, topu oyuna sokamama ve Rüştü'ye gereksiz geri paslar... Bakalım bu sorunlar nasıl giderilecek?

Orta saha ise gün geçtikçe işini yapmaya başlıyor. Bu mevkiideki oyuncularının sayısal çokluğuna baktığımızda forma savaşının daha da kızışacağı aşikar. Samsun maçında özellikle belirttiğimiz bir konu vardı, o da kanatların yetersizliğiydi. Bu maçta kanatlar özellikle ilk yarıda kendini gösterince forvet de üzerine düşeni yaparak, iki gol buldu. Serhat'ın attığı ilk golde Abdullah'ın sol kanattan getirdiği top ve ortası mükemmeldi. Hele bir ikinci gol var ki, özlenen Fenerbahçe'yi bu pozisyonda kısa süre de olsa gördük. Kısa süre diyorum, çünkü Fenerbahçe, savunmasından kaptığı topla, dört pasta gole gitti. İstanbulspor defansı ileride yakalanınca topu kapan Lazetiç, Revivo'ya, Revivo, Andersson'a, o da Serhat'a 'al da at' dedi.

SAVUNMA AKSIYOR

Serhat, Lorant
'la birlikte işin ciddiyetini anlamış görünüyor. Yaşlı dediğimiz Andersson ise dün sahanın heryerinde vardı, ama golü yoktu.

Alman mantığı çalışmaktan yanadır. Koşan kazanır. Dün de gördük ki, Yusuf'un işi zor. Çünkü Yusuf topla oynamayı seviyor, ama koşmayı hayır. Aynı şeyler Rapaiç için de geçerli. Lorant, hazırlık maçlarında ve iki lig karşılaşmasında kimlerin neler yapabileceğini daha iyi gördü. Artık bu takımın ideal onbirini Ankaragücü maçıyla birlikte sahaya sürecektir sanırım. Bu arada herkes forvet transferinden bahsederken o, savunmaya adam isterse, normal karşılamak lazım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!