Güncelleme Tarihi:
Ali Koç'un yaptığı konuşma şu şekilde:
Çok Kıymetli Yüksek Divan Kurulu Üyelerimiz, Değerli Konuklarımız,
En az 25 yılını Fenerbahçe’mizin çatısı altında gerek idari sahada, gerekse sportif sahada hizmetler yapan siz kadim Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Üyelerinin karşısına,
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkan Adayı sıfatıyla çıkmanın büyük onur ve gururunu taşıyorum.
Öncelikle değerli vaktinizi ayırıp geldiğiniz, bu geceye şeref verdiğiniz ve beni dinleme lütfunda bulunduğunuz için, sizlere en içten şükranlarımı sunuyorum.
Ama öncesinde, kuruluş yıllarımızdan bugüne her Fenerbahçeli’nin genetiğine işlenmiş milli duygularımızla,
başta Afrin olmak üzere, vatanımızın dört bir yanında ülkemizin birlik, beraberlik ve bekası için görev yapan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin değerli evlatlarına en içten duygularımızla muvaffakiyet dilemek istiyoruz.
Bu zorlu ve kutsal yolda askerlerimize başarı; şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve ülkemize sabır, gazilerimize acil şifalar diliyoruz. Herkes gibi bu operasyonun en kısa zamanda hedefine ulaşıp askerlerimizin yurtlarına, ailelerinin yanlarına dönmelerini temenni ediyoruz.
Tek temennimiz, evlatlarımızın muvaffakiyetle bir an önce yurduna, ailelerine dönmesi, dualarımız onlarla…
Bugün kulübümüzde çok emeği olan, Fenerbahçe sevgisi ölçülemeyecek, camiamız adına büyük bir değeri de saygıyla anmak istiyorum.
Fenerbahçe içinde bugünkü noktaya gelmemde de emeği ve katkısı olan Yüksek Divan Kurulumuzun Eski Başkanlarından Yüksel Günay’ı aramızdan ayrılışının 4. yılında saygı, minnet ve özlemle anıyoruz.
Toprağı bol, mekanı cennet olsun…
Ayrıca bugün maalesef futbol takımımızın 3 sene evvel uğradığı hain saldırının da yıldönümü. Türk spor tarihine kara bir leke olarak geçen saldırının faillerinin halen bulunamamış olması kabul edilebilir değildir. Bu hain saldırıyı unutmadığımızı da buradan ifade etmek istiyorum.
Bildiğiniz üzere, geçtiğimiz haziran ayında Mali Genel Kurulumuzda, Allah’ın izniyle, şartlar ne olursa olsun diyerek, başkan adaylığımı sizlerin huzurunda, resmi olarak bir kez daha açıklamıştım.
Bu niyetle, bu süreci Kulübümüzün ali menfaatleri ve temsil ettiği değerleri bir gün dahi aklımızdan çıkarmadan, büyük özen, titizlik ve hassasiyetle sürdürdüğümüzü önemle bilmenizi önemle rica ederim.
Keza Ocak ayından bu yana gerek yüksek katılımlı toplantılarla, gerekse çeşitli davetler vesilesi ile pek çok kongre üyemize ve taraftarımıza temas etme; onları dinleme, eleştirilerini değerlendirme, tavsiyelerini alma şansımız oldu.
Üye bilgilerine sahip olamamamız sebebiyle, her üyemize ulaşamasak da elimizden geldiğince maksimum sayıda üyemizin bize ulaşması için çeşitli yol ve yöntemler bulmaya çalışıyoruz.
Ulaştıklarımız oldu, henüz ulaşamadıklarımız oldu ama nihayetinde bugün aynı havayı soluma, sizleri dinleme ve tavsiyelerinizi alma şansına sahip olduk.
Zira camiamızın kanaat önderleri olan siz yüksek divanı kurulu üyelerimizin görüş, eleştiri ve tavsiyesi bizler için altın niteliğinde, değerindedir.
Benim de yöneticilik yapmış olmam sebebiyle, sizlerin bir parçası olduğum bu değerli kurulun, camiamız açısından öneminin farkındayım.
Özlediğimiz Fenerbahçe diyerek çıktığımız bu yolda, sizlerin tecrübesi en büyük ışığımız; tavsiyeleriniz en değerli yoldaşımız olacaktır.
Zira geleceğimizi doğru adımlarla çizebilmek için önce geçmişimize ve şanlı tarihimize bakmamız ve isabetli analizler yapmamız gerekmektedir.
Biz Özlediğimiz Fenerbahçe derken; yepyeni, dünü olmayan, köklerine sırt çevirmiş bir dünyayı değil;
köklerinden aldığı güçle, Fenerbahçemizin onurlu geçmişini gelecek nesillere taşıyan bir Fenerbahçe hayal ettik.
Büyüyen ama Kadıköy’lü ruhunu, ilk günkü heyecanını kaybetmeyen,
Lefter’iyle, Mehmetçik Basri’si ile halkın, Türkiye’nin Fenerbahçesini özledik.
Tribünlerin tıklım tıklım dolduğu stadımızı, şampiyonluk sayılarındaki ezici üstünlüğümüzü, zaferlerimizi, bu zaferleri yine birlikte kutladığımız günleri,
ihtişamlı ama bir o kadar da mütevazı duruşuyla Türkiye’nin en sevilen ve açık ara en çok taraftarına sahip takımı olmayı başaran Fenerbahçemizi özledik.
Kısacası, eski gücümüzü ve heyecanımızı, coşkumuzu her şeyden önemlisi yekvücut olmayı, kenetlenmemizi çok ama çok özledik.
Bugüne kadar Fenerbahçemizin eşi benzeri olmayan gerçek potansiyelini harekete geçirdiğimiz takdirde Fenerbahçe’mizin nasıl bir kulüp olabileceğini anlattık.
Bu dünyayı hayal ederken, de stadını yenileyen, kulübüne tesis imkânları sunan, olimpik branşlarda başarılar yaşatan Sayın Başkan ve yöneticilerimizi de hiç unutmadık.
Bundan daima gurur duyduk ve onlara şükranlarımızı ilettik. Hele ki başkanımızın önderliğinde, camiamızın 3 Temmuz kumpasına karşı eşine rastlanamaz, ezber bozan dik duruşunun, her daim ülke tarihinde örnek olarak gösterilecek bir olgu olarak yerini aldığını hep söyledik.
Ancak bugün geldiğimiz noktada camiamız maalesef özellikle son 3-4 yılda yönetimsel anlamda; gerek mali, gerekse özellikle futbol noktasında sportif açıdan ve her şeyden önemlisi ise camia değerleri açısından sürdürülemez bir boyuta gelmiştir.
Camiamızda 3-4 yılda açıkça gözüken ve her geçen gün artan bu büyük erozyon ise ortada olan bir gerçek ve de göreve talip olmamızın en önemli sebebidir.
Yeri gelmişken bununla bağlantılı olarak çok konuşulan Yargıtay konusuna da kısaca değinmek istiyorum.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, 3 Temmuz Fenerbahçeliyim diyen herkesin kırmızı çizgisidir. Bunun başka türlü düşünmenin imkanı yoktur.
Camiada önümüzdeki yıllarda görev alacak her başkan ve yönetim tüm bireyleriyle sonuna kadar bu sürece sahip çıkmak ve haklarımızı savunmak zorundadır!
Seçildiğimiz takdirde bu alçak saldırının peşini asla bırakmayacağımıza, uğradığımız zararların tazmini için var gücümüzle çalışacağımıza hiç şüpheniz olmasın.
Ancak yargıtay kararının açıklanmasıyla sürecin bitmeyeceğini, bu sürecin bir üst mahkemesi olduğunu, olabileceğini ve bu durumda senelerce bu sürecin sürüncemede kalabileceğine inandığım için, yani diğer bir deyişle bu dava yarın da bitebileceği, 3-5 sene de sürebileceği için ve her şeyden önemlisi bu sürece sonuna kadar sahip çıkacağıma güvendiğim ve kendimden şüphe duymadığım için, Fenerbahçemizin gelmiş olduğu noktadaki değişim ihtiyacına istinaden yarın çok geç olabilir diyerek; bu yola çıktık. Bu yolda Allah utandırmasın.
Bu yola çıkarken de, eski heyecan ve yeni kan ile TAM ZAMANI ŞİMDİ, diye vurguladık!
Peki, göreve geldiğimiz takdirde, acil eylem planımız nedir?
4 Haziran itibariyle yol haritamız ne olacak?
Arzu ettiğimiz ve gecemizi gündüzümüze katarak sizlerle beraber ortaya çıkarmak istediğimiz Fenerbahçe nasıl bir Fenerbahçe? Biz neyi kast ediyoruz?
Bugüne kadar birçok toplantıda açıkladığımız bu detayları bir kez daha vurgulamak istiyorum:
•Şeffaf, hesap veren, ayakları yere sağlam basan bir mali yapı ile her anlamda özgür bir Fenerbahçe
•Bu güçlü yapının yanında istikrarlı sportif başarısı ile ulusal ve global arenada yükselen, değerlenen bir Fenerbahçe.
•1907’den bu yana taşıdığı ilke ve değerleri, çağdaş, vizyoner ve saygılı bir yönetimle gelecek nesillere taşıyan bir Fenerbahçe.
•Türk sporunun marka değerini yükselten öncü, her anlamda kıstas ve örnek bir Fenerbahçe.
•İyiliği, bereketi, umudu ve halkı temsil eden, bu temsil ve güçle toplumsal fayda sağlayan bir Fenerbahçe. Sosyal sorumlulukta da şampiyon bir Fenerbahçe.
•Ve her şeyden önemlisi, eleştiriye açık, demokrasinin tüm değerlerini yerine getiren, kutuplaştırmanın ve ötekileştirmenin değil, karşıt görüşlere tahammülün olduğu, hayat görüşü ve hayattaki rolü ne olursa olsun, dünyası Fenerbahçe olanların bir ve bütün olduğu, hedef birliği sağlamış, omuz omuza yürüyen bir Fenerbahçe.
Tüm bunların sonucunda da her nesle hitap eden, her nesli cezbeden bir Fenerbahçe.
Reçete açık: anca beraber, kanca beraber!
Fenerbahçemize sıkı sıkıya yeniden sarılacak, Fenerbahçemizi zirveye yeniden birlikte taşıyacağız.
Kulübümüz için kendimize koyduğumuz hedeflere ulaşabilmek adına önümüzde yoğun bir çalışma dönemi olacak.
Hep birlikte yürüyeceğimiz yol uzun ve tahmin ettiğimizden daha da meşakkatli. Çalışma programımızı tam olarak uygulayıp meyvelerini almamız yani hayal ettiğimiz Fenerbahçe’yi sizlere yaşatabilmemiz için en az 2 döneme ihtiyacımız var.
Bu tip söylemler benim tarzım olmamasına ve daha önce birkaç defa söylemiş olmama rağmen bir kez daha söyleme ihtiyacı duyuyorum. Bizler Fenerbahçe için maddi ve manevi her türlü fedakârlığı yapmaya hazırız. Fenerbahçe’de acilen yapılanması gereken mali tarafta çok önemli hususlar var.
•Göreve geldiğimiz takdirde, kulübümüzün kasasına çok ciddi bir sermaye girişi yapabilmek için 4 Haziran sabahı itibariyle çalışmalara başlayacağız.
•Olimpik şubelerimiz, arttırılmış sponsorluklarla desteklenerek, her branşta zirvede olmak için tüm ihtiyaçları karşılanacaktır. Amatör şube olarak adlandırdığımız alanda rakiplerimize nazaran çok daha iyi durumdayız. Bunun için yönetimimizi de tebrik etmek gerekir.
Ve böylece, tüm olimpik branşlarda ulusal ve uluslararası şampiyonluklara devam edilecektir. Bunu gerçekleştirmek için de en büyük dayanağımız; kendi öz kaynaklarımızdan yetişen, Atamızın da istediği ve sevdiği, eğitimli, ahlaklı, zeki ve çevik sporcularımız olacaktır.
•Sermaye girişinin yanında, artık sürdürülemez hale gelmiş finansman giderlerimizde tasarruf sağlamak için, piyasa değerlerinin çok üstünde olan faiz yükünü düşürüp, borç stoğumuzu yeniden yapılandıracağız.
•Bunun yanında, mali konularda şeffaflığa ve bilgi paylaşımına çok önem vereceğiz.
Kontrollü ve gerçekçi hareket edeceğiz, ancak bu demek değil ki şampiyonlukların en büyük adayı olmaktan vazgeçeceğiz!
Futbol başta olmak üzere, her branşta yine şampiyonlukların 1 numaralı adayı olacağız.
Mali sorunlarımızın ana sebebi olan futbolda, günü kurtarma zihniyetinden acilen uzaklaşmak zorundayız.
Yani futbol aklımızı ve direksiyondaki teknik direktörü sürekli değiştiren,
Buna bağlı olarak her sene bambaşka ihtiyaçlar için transferler yapan,
Yine buna bağlı olarak futbol kültürü ve oyun tarzını da sürekli değiştiren,
Plansız, programsız bir şekilde transferin son gününde, alelacele piyasa değerinin ve emsallerinin çok üzerinde transferler yapan,
kariyerinin son kontratına gelmiş yıldız oyuncuları kadroya katmaya çalışan anlayışı, artık bir an önce değiştirmek zorundayız.
Finansal tablolarımızın da gösterdiği gibi bu sürdürülebilir bir durum değildir.
Bunun için bir ekibimiz, zaman zaman benim de katıldığım uluslararası toplantılarla, Fenerbahçe’mizin uzun vadeli futbol aklını oluşturacak yapı için, çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor. Seçimlere daha yakın bu konularda sizlere derinlemesine anlatacaklarım olacak.
Futbol anlayışımızı baştan aşağıya değiştirmek zorundayız.
İngiltere ve İspanya’da yaptığımız toplantılarda gördüğümüz modellerden hangisinin Fenerbahçe’mize daha uygun olduğunu, hangi altyapı modelinin meyvesini en kısa sürede alabileceğimizi araştırdık.
Tekerleği yeniden icat etmeden en akılcı adımlarla ilerleyeceğiz.
Kalıcı başarı ve istikrar için, en büyük yatırımımızı scouting ve altyapı için yapacağız.
Biz bir spor kulübüyüz. Bir numaralı önceliğimiz başta futbol olmak üzere bütün spor dallarında doğru, kalıcı yatırımları yapmaktır.
Görev süremizin ilk döneminde altyapıya yönelik yoğun bir çalışma programımız olacak. 7 ya da 8 tane sahayı içerisinde barındıran bir altyapı tesisi inşa etmek istiyoruz. İkinci dönemimizde ise, A takımımızı da bu tesisin içerisine dâhil etmeyi hedefliyoruz.
Mali ve sportif konularda bu adımları atarken, camia değerleri açısından da marşımızdaki ‘hiçbir kulüpte olmayan bu dostluk’ sözlerine yakışan şekilde davranacağız.
Öte yandan, Kulübümüzü ilgilendiren stratejik kararlar sürecinde, konusunda uzman, tecrübeli, liyakat sahibi üyelerimize, özellikle de siz Yüksek Divan Kurulu’nun kadim üyelerine danışılacak ve burada tartışılarak sizlerin tavsiye ve önerileri de karar alma süreçlerinde bizim için önemli bir kılavuz olacaktır.
Üyelerle monolog değil diyalog yaratmak istiyoruz. Aklın akıldan üstün olduğunu bu süreçte gördük.
Daha önce söylediğim gibi, bizim tek bir projemiz var;
O da; Fenerbahçe’yi hep birlikte tekrar şahlandırarak, eski gücüne, ihtişamına, zafer dolu günlerine hak ettiği yere; zirveye taşımak.
Biz; en doğal demokratik hakkımızla, adaylığımızı mali genel kurulumuzda resmi olarak açıkladık. O günden bugüne kadar da adımlarımızı, Fenerbahçe menfaatlerini düşünerek attık.
Birlik ve beraberliğimizi bozabilecek tek kelime etmedik.
Tüm branşlarımızı ve takımlarımızı sonuna kadar destekledik, tüm camiamıza da tribünleri doldurma çağrısını sürekli tekrarladık.
Biz; başkanımız ve yöneticilerimize de hiçbir zaman hiçbir yerde saygısızlık etmedik, kimseye de ettirmedik!
Hatta onlara yapılmış her türlü kötü söz ve davranışlara da kendimize yapılmış gibi tepki verdik.
Zaten, Fenerbahçelilik bunu gerektirir. Geçen hafta Başkanımız Sayın Aziz Yıldırım da adaylığını açıkladı. Camiamıza hayırlı olmasını diliyorum. Ne güzel! Çok sesli, çok adaylı bir sürece girdik. Farklı fikirler, farklı görüşler kurumların ilerlemesine ve kendini geliştirmesine her kurumda müthiş bir katkı sağlar. Zaten daha şimdiden seçim sürecimizde yaşanan rekabetin Fenerbahçe’mize neler kazandırdığını da hep birlikte şahit oluyoruz. Birbirimize karşı saygılı, seviyeli, şeffaf, adaletli bir seçim süreci yaşamamızı temenni ediyorum. Seçim bittiği zaman, hepimiz birbirimizin yüzüne bakabilecek, kürsüde kaybedeniyle kazananıyla omuz omuza Fenerbahçe’mizin marşlarını söyleyebilecek durumda olmalıyız. Çünkü 4 Haziran sabahından itibaren, kim seçilirse seçilsin Fenerbahçe için yeni bir sayfada yine hep birlikte yürümeye devam edeceğiz. Hep söylediğimiz gibi, biz şahıslar gelip geçeceğiz, Fenerbahçe ise, sonsuza kadar yaşayacak!
Adaylığımızı açıklamamız ile birlikte, bizlere bu yolda tamamen gönüllülük esasına dayanarak desteklerini sunan arkadaşlarımıza öncelikle teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum. Biz de tüm bunları göz önünde bulundurarak, Fenerbahçe’nin tabanından gelen sese kulak verdik ve bu desteği resmiyete dökelim diye bir imza hareketi de başlattık.
Bizim tek korkumuz size layık olamamak. Başkan adaylığı için gerekli olan 200 imzayı sembolik olarak binlere çıkaralım ki; camiadaki değişim ve dönüşüm isteyenlerin tavrı anlaşılsın, güçleri hissedilsin istedik.
Anlaşmalı noterlerimiz olmasına rağmen, kongre üyelerimiz Türkiye’mizin her yerinden kendi noterlerine gidip bize imzalarını ulaştırıyorlar. Şu anda bu salonda da imza vermek isteyen ve hala vermemiş olan varsa dışarda noterlerimiz var.
Siz de bu kitlesel harekete katılıp, değişim isteyenler gibi gücünüzü gösterebilirsiniz. 25 bin küsur aidat ödendi. Bu da seçimler için bizi mutlu eden bir sinyaldir.
Bizim gibi düşünen binler on binler oldu; kartopu her geçen gün büyüdü, hızla da büyümeye devam ediyor.
Beni bir umut olarak görmeniz bugüne kadar, hayatımdaki en büyük onurum.
Siz her şeyden çok sevdiğiniz Fenerbahçe’nizin başkanlığına beni layık görüyorsunuz, Fenerbahçe’yi emanet etmek için bana güveniyorsunuz.
Bu benim için anlatılamaz bir duygu.
Şunu bilmenizi isterim ki, seçildiğimiz takdirde, güveninizi boşa çıkarmamak, sizlere mahcup olmamak için ben ve arkadaşlarım gece gündüz çalışarak, her şeyimizi ortaya koyarak güveninize layık olmaya çalışacağız.
Emanetinizi, gelecekte bizden alacaklara en iyi şekilde devredeceğiz. Emanetinizin bizde emniyette olduğunu da bilmenizi isteriz. Bunun bir bayrak yarışı olduğunu hiçbir zaman unutmayacağız.
Başkan olduğum takdirde bizim başkanlığımızda gerçekleşecek ilk seçimde şahsen aday olayım ve olmayayım, tüm adayların beraber, kol kola gireceği tamamen eşit ve adil şartlarda yarışacakları bir atmosfer olacağını size buradan veriyorum. Çünkü aynı durumu ben şu an kendim yaşıyorum.
Fenerbahçe’mizin acil ihtiyaç duyduğu ve tarihimizin bir büyük beyaz devrimi olacak bu yenilikçi, çağdaş değişimi gerçekleştirmek, en büyük arzum ve hedefimdir.
Ben sözümü tuttum. Sizin de seçildiğimiz takdirde bu değişimi hep beraber gerçekleştirmek için bir koltuk bile boş bırakmamanızı istiyorum.
İzmir’de söz aldım, şimdi burada da sizden bunun sözünü aldığımı varsayıyorum.
Bu akşam davetimize katılıp, beni onurlandırdığınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.
Kalan 60 günü hep birlikte yürümek umuduyla.
Kalın SAĞLICAKLA
Kalpler Beraber.