Güncelleme Tarihi:
Fenerbahçe Kulübü başkan adayı Ali Koç, Hürriyet Gazetesi’ni ziyaret etti. Koç, ilk olarak TFF Başkanı ve Demirören Medya Holding Başkanvekili Yıldırım Demirören ve Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Mehmet Soysal ile bir araya geldi. İcra Kurulu Başkanı Mehmet Soysal Ali Koç’a bir plaket verdi. Koç daha sonra spor camiasının önde gelen isimlerinin sorularını yanıtlamak üzere spor yazarları, editör ve muhabirlerle buluştu...
İşte Ali Koç'un açıklamalarından öne çıkanlar...
"Fenerbahçe’nin sporcu fabrikası olması lazım… Camianın tekrar kenetlenmesi gerekiyor. Ayrıca camialar arası yapıcı bir rekabet ortamı da gerekli… Bunu da Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde sağlanabileceğini düşünüyorum.
- İçinde bulunduğumuz çirkin ortam değişmeli…Bana göre burada en az sorumlu olan taraftardır. Siz bu ortamı sunduğunuz takdirde durum böyle olur.
- Obradovic’le daha çok sayıda başarı gelecektir. Ona sahip olduğumuz için inanılmaz şanslıyız. Moral düşüklüğü yaşadığım zaman taraftarın yaptıklarına bakıp moral buluyorum.
- Kazansam da kaybetsem de kazanacağım. Fenerbahçe camiası olarak, ‘Ben’i, ‘Biz’e çevirebilirsek çok büyük başarılar ve işler yapacağımıza inanıyorum."
- Bu süreçte rakip takım taraftarlarından da çok güzel mesajlar, sahiplenmeler, güzel şeyler duydum. Onur duydum.
- Herkese sevgi ve saygılar... Bugüne dek 48-49 yere gittik, belki 45'inde bu konu gündeme geldi. 90'lardan önceki Fenerbahçe'ye gidelim... Taraftar anketlerine bakın, çok çok daha yüksek oranlarda taraftar vardı.
- 90'ların ortaları ve sonralarından sonra Fenerbahçeliler ve diğerleri gibi bir anlayış oldu. Evet biz, bize yeteriz. Bıçak kemiğe dayanırsa biz bize yeteriz. Ama benim hayal ettiğim Fenerbahçe'nin dostu, düşmanından daha fazladır.
- Benim hayal ettiğim Fenerbahçe, şampiyon olduğu zaman direkt ana rakiplerimizin dışındaki insanların; Fenerbahçe'nin örnek bir duruşu var, samimi insanlar, iyi bir takım, sözlerinin arkasında duran bir camia dediği bir Fenerbahçe...
- Bunu başarmak aslında çok da zor değil. İnsanlar kişisel bazda bakıp itibarları, güvenilir veya güvenilir olmamaları açısından tamamen sözleriyle, erdemleriyle, duruşlarıyla alakalı... Bunu kişisel bazda camiaya çıkarırsak, Fenerbahçe markası maalesef Fenerbahçelilerin dışında erozyona uğradı. Hababam Sınıfı'nı konuşuyoruz mesela... Fenerbahçe, Anadolu'ya inince heyecan, bereket vardı, umut vardı. Biz seçilirsek, Fenerbahçe'nin tekrar bu konuma gelmesi bizim için öncelikli hedef olacaktır.
- Seçilirsek, kendimize yapılmayanı başkasına yapmayacağız. Saygı, sevgi istiyorsan saygı ve sevgi göstermek zorundasın. Bu herkes ve her şey için geçerli. İnsani değerlerin ortaya çıkması lazım. Kendi başarısı için savaşan ve toplumsal fayda da getiren bir Fenerbahçe hayal ediyoruz. Yaptığın iletişim, söylediğin lafın arkasında durmak, örnek davranmak, genç nesilleri cezbedilmek çok önemli. Her nesli cezbedebilen bir Fenerbahçe hayal ediyoruz.
EZBER BOZAN KULÜBÜZ
- Bugün sporun içinde bulunduğu, sporun içinde olmayan unsurların yansıtıldığı, şiddet, küfür, ayrıştıran bir lisan var... Sporun ruhunda arkadaşlık, dostluk, takımdaşlık, sevgi var. Bizim için en önemli nokta Fenerbahçe'nin örnek ve ezber bozan bir kulüp olmasıdır. Bunun için de Fenerbahçe camiası topluma da faydalı olabilmeli.
- Benim hayallerimden biri, üç büyük kulübün etki alanı o kadar güçlü ki... Öyle bir sosyal sorumluluk projesine imza atmalıyız ki, belki bunu hep beraber geliştireceğiz... Belki 5-6 sene sonra dünyada bir spor kulübünün yaşadığı ülkenin bir konuda yaşam kalitesini nasıl artırdığını gidip uluslararası konferanslarda anlatacağız.
- Fenerbahçe iyi bir camia... Allah iyinin yanındadır. Fenerbahçe'nin artık tekrar sempatik yüzünü göstermemiz gerektiğine inanıyorum. Biz dostu, düşmanından çok daha fazla bir kulüp olabiliriz.
- Ben gittiğim her yerde diyorum. Küfürsüz stat projesi hayalim... Belki şu an ulaşılamaz bir hedef olarak görebilir. Küfür edilmesini istemiyorsanız, deplasmanda hakaret edilmesini istemiyorsanız siz de etmeyin. Hayat çift yönlüdür. Bu yüzden bu fitili biz ateşleyeceğiz. Fenerbahçe'nin örnek olma açısından yapabileceği çok şey olduğunu düşünüyorum.
- Ben çocuklarla yetişkinlerden daha iyi iletişim kurabilirim. Çocuklar beni çok sever... Bu yüzden küçük oğlum başkan adayı olmama karşı. Oğlumla, kızımla, genç yaşta baba olduğum için... Bu hayatta pişmanlık duyduğum konulardan bir tanesidir. Harcayabileceğim her vakti çocuklarıma harcadım. Küçük oğlum da biliyor ki zaman harcayamayacağız birlikte, o yüzden karşı çıkıyor.
- Bu süreçte o kadar çok çocukla temasımız oldu ki inanılacak gibi değil. Bu süreçte en çok keyif aldığım nokta da karşılaştığım, rozet taktığım çocuklar oldu... Bebek yaşlardan, 12-13 yaşına kadar... Haberi çocuktan al diye boşuna dememişler...
- Yönetim kurulu listem çok soruluyor. 2 nedenle bunu deşifre etmedim. Şu anda almayı düşündüğümüz, konuşmadığımız ve listeye almadığımız noktalar da var... Ama iyi kötü 8-9 kişi de hali hazırda var. Ben bu yolun dikenli olacağını biliyordum. Kazanmak için her şeyin mübah olmadığı, kavganın gürültünün olmadığı bir süreç olsun istiyordum. Fenerbahçe için alınacak sorumluluklar ateşten gömlek. Bana yapılan saldırıları görünce iyi ki kimseyi deşifre etmemişim diyorum. Ürkütüp korkutarak insanları caydıracak bir süreç isteniyor. İkincisi çok daha önemli benim için. O da bir kurum insan sermayesi kadar iyidir. Bir kurumun başarısı, insan kalitesiyle eşdeğerdir. Ben şunu yerleştirmek istiyorum. Kulübün günlük işlerini kurumumuzun profesyonel insanları yapmalı. Yönetimler bunları kendileri yapmaya çabalarsa bugün görüntü ortada...
- Biz hem Türkiye'den hem de yurt dışından insan kaynakları firmalarıyla çalışıyoruz. Yurt dışındaki Türkleri de tespit ettik. Türkiye'de Fenerbahçe'ye hizmet edebilecek 'beyaz yakalı' profesyonelleri de tespit ettik. Benim amacım yönetim kurulu olarak, bütçeyi, başarı performans kriterlerini belirlemek ve profesyonelleri kulübe katıp denetlemek. Böyle olursa çağın geneline daha uygun olur.
- Burayı Koç Holding yapacak, 1907 Derneği yapacak diyorlar. Fenerbahçe Spor Kulübü artık bir endüstri... Keşke Koç Holding gibi yönetilse... Fenerbahçe o kadar dev bir organizasyon ki, birkaç kişinin aklıyla yönetilmeyi aşmış bir kulüp... Bu kulüp iyi yönetilmeyi hak ediyor. İyi yönetilirse, şaha kalkacak... Seçilirsek, layık olmak için elimizden geleni yapacağız. Seçilmezsek de, "Sağlık olsun" diyeceğiz.
"ASLA DEMEMEYİ ÖĞRENDİM"
- Ben dedim ki, "Asla dememeyi öğrendim. Ama şunu net bir şekilde söyleyebilirim. Bir sonraki seçimde bu sefer seçilmezsem, kesinlikle ama kesinlikle girmeyeceğim." Çünkü kim seçilirse, işlerini rahat yapabilmeliler... Bir galibiyet, bir beraberlik sonrası ismim geçerse çok rahatsız oluyorum. Ben bunu söyledim. "Asla bir daha aday olmam" demedim. Ancak sağ olsunlar, insanları aptal zannediyorlar, benim gücüme giden bu...
- Öyle şeyler söylüyorlar ki benim söylemlerim üzerinden... Ben miyim, "Beni kızdırmayın 10 sene daha kalırım" diyen. Ben miyim, "İstediğim kadar başkan kalırım" diyen... Bu kongre üyelerine hakaret değil mi ya? Benim sözlerim tehditse, bu tehdidin dik alası... Ben seçilirsem, benim 'tehdidim' gitmek olur...
- Fenerbahçe'nin dernek yapısında kalması ve bugünkü sayılardan, 33 binden bahsediliyor... 28 bin üyemiz var. Bugün Barcelona'da 145 bin üye var... Hedeflerimizde bu da var... 2. seneden sonra 5 ila 10 bin üye kazandırmak... Evet sahiplik pek çok konuda avantaj... Ama mütemadiyen dünyada kulüp sahipleri de değişebiliyor. O yüzden hepimiz, Fenerbahçe'nin mevcut yapısının korunması için mücadele etmeliyiz.
- Bugün yarattığımız ekonomi ve standartlar kendi kendini döndürebilecek durumda... Fenerbahçe'nin kalıcı şekilde Avrupa'da kalmasını sağlayacak ekonomiyi sağlıyoruz. 3 Temmuz'da bu yapı çok büyük darbe yedi. Ama çok yanlış yatırımlar ve yönetimler sebebiyle bu duruma geldik...
20 YILDIR ORADASINIZ
- Şöyle bir sıkıntı var; UEFA zaten bizim bu niyetimizi ayrıca sahiplenecektir. Biz buraya ciddi sıcak para sokacağız. Bunun bir kısmı hibe, sermaye olacak. Düşünüyor musunuz? Belki işler kötü gidecek, belki 2-3 sene sonra bizi değiştirmek zorunda kalacaklar. Kongre olacak. Ne kadar sahibi olabileceğinizi bilmediğiniz bir şeye büyük yatırımlar yapacağız. Bakın kombine, loca, yayın bütün taşınmazlarımız ipotek altında. Bunları konuşmuyoruz, bunları ve rakamları genel kurulda anlatacağım. Ama içinde bulunduğumuz durumun çoğunuz farkında değilsiniz. Başkanımız bir problem yok diyor. Bense maddi sıkıntı var diyorum. Biri doğru söylemiyor.
- İleriye dönük olarak söylüyorum, maddi sıkıntılarımız olmazsa Fenerbahçe Spor Kulübü'nün hak ettiği yere gelmesi mümkündür. O yüzden bir sermaye grubunun altına girmemelidir. Başkan zannediyor ki, biz koyacağımız miktarlar kulübe sahip olacağız... Siz de sermaye artırın o zaman... Yok ben ne koyarsam, 1 fazlasını koyacakmış. E 20 yıldır oradasınız... Sanki ben 20 yıldır oradayım da, onlar yeni aday gibi bir hava oluşturuluyor.
- Biz Fenerbahçeliler, karınca gibi çalışacağız. Kombineler çıktığı hafta tükenecek. Formaları tüketeceğiz. 5 ila 10 bin üye kazandırmak istiyoruz. Siz belki bir komşunuzu, belki 5 kişiyi ikna edeceksiniz. Hepimiz bu camia için harekete geçeceğiz. Bu camiayı harekete geçirecek samimiyeti, inancı insanlara yerleştirecek bir konumda olduğuma inanıyorum.
- 'Azizsilin' lafını burada tartışmayı doğru bulmuyorum. O da bir yönetim şekli, ben çok daha katılımcı, çok sesli, şeffaf bir yönetim anlayışına inanan, hayatında da böyle eğitilmiş bir insanım... Akıl akıldan üstündür. Ne kadar çok kaliteli insanlar birlikte olursanız başarı gelir. Benim işim de o insan sermayesini buraya getirebilmek... Çünkü helvayı yapacak her türlü malzeme var. Sadece onu yapmak gerekiyor. O bahsedilen yönetim şekliyle bu dünyada, bu futbol endüstrisinde çok fazla yol kat edemezsiniz. Kişilere bağlı sistemler, kalıcı olmazlar...
- Ben işin bu noktaya gelmesinden bu kadar rahatsızım ki... İşin bu noktaya gelmemesi için çok uğraştık. Benim kampanyada aldığım tepki, "Çok yumuşaksınız, fazla övüyorsunuz" idi... Bir Fenerbahçeli kongre üyesi, Fenerbahçeliyiz.net'e mesaj atmış. "Sen Aziz Yıldırım'a çalışıyorsun" diye... Biz her adımımızı 11 Mayıs'a kadar saygı ve sevgiyle bir yere getirdik. Ama orada bıçak kemiğe dayandı ve bir şeyleri anlatmak zorunda kaldık.
- Biz niye seçilmemiz gerektiğini anlatırken onlar, neden benim seçilmemem gerektiği yönünde kampanyaya başladı. O yüzden hep söyledim, "Çıkalım televizyona konuşalım" olmadı... Her şeye cevap veriyorlar, ikisine vermiyorlar. Dün demiş ki, "Televizyona çıkarsak kavga ederiz." Biz medeni insanlarız niye kavga edelim ki ya? İkimiz de bir menü sunuyoruz, neden kavga edilsin ki?
- Başkan beni, kendisinden sonraki isim olarak işaret ettiğinde samimi değildi. Sonra, "Giremez" dediler. Şimdi de, "Kazanamaz" diyorlar. Ama bu işin dilim döndüğü kadar böyle gidemeyeceğini anlatmaya çabalıyorum. Bir gün başkanlığa aday gösteriyor, öbür gün yönetim listesine çağırıyor, başka gün benim için ihanet etti diyor... Bizim gittiğimiz yerlerde de dikkat etmemiz gerekiyor. Siz benim gibi bir insana nasıl, "Hain" dersiniz ya? Ne kötülüğüm oldu ki size... Ben neyi yanlış yaptım da bu muameleyi hak ettiğimin muhasebesini çok yapıyorum. Tek unsur var, aday olmak. Siz diyordunuz, "İsteyen erkek gibi çıkıp aday olsun" diye... Ben de oldum...
LİDERLER TUTARLI, İYİ NİYETLİ OLMALI
-Bir başkan adayı başvuruyor. Telefonda resmi imza istiyor ve bugüne kadar hâlâ haber yok. Bu Hürriyet Gazetesi'nde haber oldu. Bunu biz yapmadık. Biz bu hücuma hazır bile değildik. Ve bütün insanlar bize üyelik bilgilerini gönderdi. Haberi onlar yaptırdı biliyorum. Herhalde aralarında sıkıntı çıktı. Bir gün evvel o beni aramıştı. Dönemedim, ertesi gün döndüğümde direkt bu konuyu konuştu. Yalana bak...
- "Başka konuları konuşuyorduk, o bu konuya girdi" dedi. "Resmi yazıyı yollayacağım" dedi. Yollamadı... Sonra bu da haber oldu. 10 bin küsur kongre üyesi bilgilerini hukuki formlarını da doldurarak bize ulaştırdılar. Allah razı olsun onlardan da... "Biz bütün camia olarak bu işin içinden çıkabileceğiz" dedim. İnsanlarda şimdiden bu ruhu yaşatmak için imza kampanyası başlattık. Dünyanın her yerinden katılımlar oldu. Bu tamamen değişim isteyenler için yapılmış sembolik bir harekettir. Tabii ki imza sayımız 10 bine gelmedi. Ama şunu söyleyebilirim, bizim şu ana dek topladığımız imza sayısı Galatasaray Kulübü'nün yaptığı seçimlerde verilen oylardan daha fazla...
- Benim hiç öyle kompleksim falan yoktur. İyiye iyi, kötüye kötü diyecek kendi özgüvenim var. Galatasaray seçimlerinde demokrasi değerlerini en yüksek seviyede tuttu... Adaylar projelerini açıkladılar, anlattılar.
- fenerbahce.org'da, dergide, radyoda bana dair tek kelime haber okuyanınız oldu mu? Hayır... "Ben Fenerbahçe medyasını kullanmadım" diyor... Bu ne o zaman -Fenerbahçe Dergisi kapağını göstererek- bilmiyorum... Herhalde bilmiyor mu, unutuyor mu ben anlayamıyorum.
- Yıllardır camiada çetin bir rekabet yok ve diğer adayın esamesi okunmuyor. Ben hakikaten üzülüyorum bu duruma gelmesini istemiyordum ama mecbur bıraktılar... Bir gün öyle, bir gün böyle, bir siyah bir beyaz olmaz... Fenerbahçe'nin başındaki liderler tutarlı, iyi niyetli olmalı...
FENERBAHÇE'YE YAPILAN AYIP
- 1959 öncesi şampiyonluklar konusu var Fenerbahçe'nin... Bence bu Fenerbahçe'ye yapılmış en büyük ayıplardan bir tanesidir... Başka ülke liglerinde böyle bir şey söz konusu değil. Burada başka takımların da şampiyonlukları var... Bizim çok daha fazla var... O yüzden bunu 1907 Derneği'ndeyken de çok istişare ederdik. Sonuç alınamasa dahi bütün yolların sonuna kadar tüketilmesi gerekiyor.
- Ama bunu yaparken seçim arefesi ya da medya aracılığıyla da değil. Bunu kararlaştırıp güçlü argümanlar, bilgiler ve belgelerle oturup perde arkasında ikna yöntemiyle yapmak gerek. Devlet var, TFF var, diğer kulüpler var... Bağırarak, çağırarak olmaz...
- Kadromuzdaki bir arkadaşımız, yıllarca bu konuda çalışmış biri... Birinci önceliğimiz olmayacak. Çünkü birinci amaç yangını söndürmektir. Söylediklerimizi yapmamız için, bize en az 2 dönem gerekiyor.
4 HAZİRAN'DA UYUYACAĞIM
- 4 Haziran'da uyuyacağım. Mazbata almadan kulübe giremiyorsunuz biliyorsunuz. Artık geriye değil, ileriye bakmak gerekiyor. Çok mutluyuz ki, sırf aday olmamız bile, bir sürü birbiriyle kavgalı insanın barışmasını sağladı. İlk yapacağımız iş, personeli toplayacağız, konuşup hayallerimizi, vizyonlarımızı anlatacağız. Sonra departman departman vereceğimiz ödevler var. Onların hepsi hazır. Fenerbahçe'de çok değerli, çok kıymetli insanlar var.
-
Ali Koç gelirse herkesi işten çıkaracak havası yaratıldı. Biz önce bir fotoğraf çekeceğiz. Neyi devraldığımızın fotoğrafını çok net çekmek zorundayız. Çünkü paylaşılan finansallar, konselide olsun olmasın anlamak çok güç. Hiç beklemediğimiz, ummadığımız şeylerle de karşılaşabiliriz. Ama bu işin doğasında bu var. Bakın 20 yıllık bir iktidar var. Bugün camiada işi sadece Fenerbahçe'ye hizmet etmek olan personeller sanki bir adayın kendi elemanlarıymış gibi müthiş bir seçim çalışması yapıyorlar. Ben bunu çok yanlış buluyorum.
- Mesela sandık sayısı... Dün TRT Spor'u seyredenler oldu mu? 2 kişi mi? 2 buçuk (Gülüyor)... Sandık sayısı çok önemli. Neden? Daha hızlı yapılması için... Bugüne kadar sandık başına yanlış hatırlamıyorsam Mehmet Ali Aydınlar seçiminde 300 oy düşüyordu. Bugün 700 oy düşüyor. Tüzük, 'maksimum' diyor... Maksimum demek, "700'den fazla olamaması" demek... Niye 300-400 olmasın? Yaz günü insanlar gelip oy verecek. Beklemesinler diye sandık sayısının artması gerekiyor. Bunu ilk defa açık açık konuşuyorum. Bunu Vefa Bey'e telefonda ifade ettim. Dün soruldu başkana... O da dedi ki, "Ben karışmıyorum, kulüp personeli yapar" dedi... Şimdi sicil kurulunu kim seçiyor? Yönetim... Bu kadar tarihi bir kongrede insanların ne kadar saatte oy kullanabileceğini ilgilendiren bir mevzuda Sayın Aziz Yıldırım'ın hiç karışmadığına karışmamış olabilir mi? 10 tane, 20 tane sandığın sadece azıcık bir tutarı olabilir. Biraz sabredeceksiniz maalesef, biraz uzun beklemek durumunda kalacaksınız...
KARŞILIKLI KONUŞALIM, HAKTIR BU
- Her medya kuruluşuna, hanginiz ikna edebilirseniz beraber çıkalım... Fenerbahçe kongresinde haktır bu... İki başkan adayının karşılıklı konuşması...
Seçilirsek, konulabiliyorsa, başkan adaylarının televizyona çıkıp konuşmasını tüzüğe koyacağız. Bizim yaşadığımızı kimse yaşamasın istiyoruz.
- Kongrede ben, "Elimi taşın altına koyacağım" dedim. O beni işaret etti. Ben de her yerde, "Ben bu kadar kötü bir adam değilim" diyorum. Ben ağustos ayında sayın başkanımızı ziyaret edip fikir alışverişi yapmak istiyordum. "Temmuzda bitecek, en geç kasımda bitecek" dedi kendisi... 3 sene geçti... Şampiyonlar Ligi'nden elenince eylül ayında gidebildik. Zaten arıza çıkacağı randevu veriş şeklinden de belliydi. Kendi asistanı 3 kere beni, "Niçin geliyorsun" diye aradı. Bir de kendi aradı yine bu sebeple... Onun yansıtması, "Gelip benden hesap sordular" oldu. Biz konuşurken ağır etkilendi. Ben de kolay kolay sinirlenecek bir insan değilim. Ben de, "Bağırmayın lütfen" dedim. "Biz aynı gemide değil miyiz" dedim. "Değiliz" dedi. Sonra dönüp kendi yöneticilerini işaret edip, "Bunlarla aynı gemideyim" dedi. "Başkanım siz seçimden önce, seçimden sonra başka konuşuyorsunuz" dedim. Kızacaksanız, "Ya Ali ben seni işaret ettim. Neredesin" diye kızabilirsiniz dedim... Bu tatsız bir toplantıydı ama medeni çerçevede tokalaşarak noktaladık. Sonra bunu, "Kovdum" diye lanse etti. Sonra bize, bütün defterleri açıp bir odaya istediğimiz zaman gidip gelebilmemizi istediğini söyledi. Komik şeyler bunlar... Dün de, "Bize hesap soracaklar" dedi. Bizim hesap sormak haddimize mi? Beni kovduğunu anlatması, onu küçük düşürür, beni küçük düşürmez...
- Bana, "Sen genel kurulda o konuşmayı yapmayacaktın" dedi... E demediniz mi, "Kurda kuşa bırakmayalım" diye... Toplantının sonuna doğru, "Benden izin almadan o konuşmayı yapmayacaktın" dedi ('Elimi taşın altına sokacağım' dediği toplantı)...
- Sizce ben ona karşı mı aday oldum? "Bugün olmazsa yarın elimi taşın altına koyacağım" dedim. Sizin yanınızdaki insan bana o telefonu etmese ben çıkıp konuşmayacaktım bile... Hatta belki bugün burada bile olamayacaktım.
- Sevgili Fenerbahçeliler, kim doğruyu söylüyor, kim söylemiyor, bunu bilmek sizin hakkınız... Lütfen satır aralarını iyi okuyun...