Güncelleme Tarihi:
İşte Ali Ece'nin Türkiye-Kosova maçı ilk yarı değerlendirmesi:
Kosova topu kaptırır kaptırmaz 6 kişiden oluşan bir sabit savunma düzenine geçiyor. 6’lı savunmanın yanı sıra da santrforları Vedat Muriç örneğinde gördüğümüz gibi tüm hatlarıyla topun arkasına geçiyorlar. Ancak buna rağmen biz nedense Burak Yılmaz’ı savunma arkasına kaçırmaya çalışıyoruz.
Santrforunu savunma arkasına sarkıtmak için rakip savunmanın boşluklarını değerlendirmek gerekiyor. Ancak hem söz konusu “boşluklar” yok, hem de bizde topla oynamak ile topla oyalanmayı birbirine karıştıran çok! Kaç kere Kosova yarı sahasından çıkmaya çalışırken topu kaptık ancak bir o kadar da topla oyalandığımız için rakibi eksik yakalayamadık.Bu kadar zayıf bir rakibe karşı ilk yarıda gol bulamadığımız gibi neredeyse son dakikada bir de gol yiyorduk, neyse ki direkten döndü!
NEDEN GOL BULAMADIK?
Çünkü ataklarımız Hırvatistan ve İzlanda’nınkilerin aksine çalışılmış kolektif akınlar değil. Daha çok 23’teki Burak-Hakan-Arda pas üçgeninde gördüğümüz gibi bireysel yeteneklerin doğaçlamasına dayalı hücumlar. Ayrıca ataklarda sahayı geometrik açıdan verimli kullanmıyoruz.
Takımımız nedense sürekli sağa yığılıyor: Hâlbuki biraz hızlı oynayıp bazen de hücumun yönünü sola çevirsek daha rahat son vuruşlar yapabilecek pozisyonlar bulabiliriz. İkinci yarıda telaşlı değil, hızlı oynamalıyız. İkisi arasında büyük fark var! Gol atmakla atmamak arasındaki kadar büyük bir fark var. 23’teki seri tek pasları daha organize, daha çok bilinçli şekilde yaparsak ikinci yarıda golü buluruz.