Güncelleme Tarihi:
Yarmolenko hep aynı şeyi yapıyor. Dinamo Kiev ya da Ukrayna Milli Takımı formasıyla fark etmiyor. Kale çizgisine paralel şekilde vücudu ile topu saklayıp çizgi üzerindeki küçücük alandan delikten çıkan fare edasıyla bizim takımların yediği gollerin asistlerini yapıyor. Ancak nedense kulüp düzeyi ya da milli takımda bu Yarmolenko numarasını her sefer yiyoruz!
Barcelona'dayken kazandığı kupa sayısı, bizim evdeki kahve kupasından bile fazla olan Adriano bile Yarmolenko zehrine panzehir olamıyor! Buzdolabının içi gibi olan hava, derin dondurucunun içine dönüşüyor!
Aslında Beşiktaş'ın maç 11'e 11'ken yaptığı tüm pas organizasyonları, tam anlamıyla oyunu ısıtan cinstendi. Özellikle 15. dakikadan 10 kişi kalana kadar Beşiktaş'ın bu paslarla kurduğu hücum sürekliliği, yenilen golden sonra derin dondurucuda hissettiren tur umutlarını yeniden ısıtmaya başlamıştı ki hakem Thomson bir düdükle oyun damarımızı kesti.
Penaltı ve kırmızı kartın ardından yaşanan şok, daha da basit kötülükte yenilen 3. gole neden oldu.
Her şey bitmedi ama 10 kişi bu zeminde geriden gelmek kolay değil. Beck'in atılmasından sonra sağ beke geçen Olcay yerine Gökhan Gönül ve oyun tarzı bu zemine uymayan Tolgay yerine daha savaşçı Gökhan İnler oyuna girmeli.