Ali Ece: 'Beşiktaş'a faydadan çok zarar verdi!'

İLK 45 DAKİKA...

FENERBAHÇE SADECE DURAN TOPLARLA...
Beşiktaş, Benfica ve Başakşehir maçlarına göre daha az kötü başladı. İlk 10 dakikada pozisyon bulamadı ama pozisyon da vermedi. Fenerbahçe ise Galatasaray derbi galibiyetindekine benzer bir oyun stratejisiyle başladı.

Sadece asıl yeri merkez orta sahaya geçtikten sonra sarı-lacivertlilerin orta sahasına ekstra bir boyut katan Alper ve Volkan yerine tercih edilen Aatıf mikro taktikte farklıydı. Mikro taktik mi ne? Mesela Volkan Şen topu alınca 5. viteste rakibin üstüne gidip eksiltmeye çalışırken Aatıf daha fazla topa basıp hız ile oyun aklı arasında denge kurmaya çalışıyor. İlk yarıda da öyle yaptı. Ancak Galatasaray derbisinde topu kapar kapmaz kanattan süratli hücumla gol arayan bir Fenerbahçe’yi tam da bu yüzden izleyemedik.

GALATASARAY İLE BEŞİKTAŞ ARASINDA BÜYÜK FARK VAR
Tabii ki Galatasaray ile Beşiktaş arasında topa sahip olma stratejilerinde büyük bir fark var. Galatasaray, Fenerbahçe maçı başta olmak üzere topa daha çok sahip olduğu maçların bir kısmını kaybetti. Beşiktaş ise topa sahip olma oranı arttıkça oyun kalitesi yükselen topa sahip olma oranıyla maçtan puan alma oranı birbirine paralel bir takım.

Beşiktaş belli oranın üstünde topa sahip olduğu lig maçlarının neredeyse hepsini kazandı. Kadıköy’e Beşiktaş’ı namağlup getiren bir numaralı faktör de buydu. İlk yarıda da Beşiktaş topa sahip oldukça etkili oldu, en azından ev sahibi Fenerbahçe’nin fazla etkili olmasını engelledi.

Fenerbahçe sadece duran toplardan gerçekten tehlikeli pozisyonlar geliştirdi. Beşiktaş ise yarı alanda alan savunmasını iyi yaptı. Bazen kaptıklarıyla hızlı çıkmaya çalıştı ancak 3. alanda geçen sezonki bitirici kalitesinden yoksun olduğu için skoru değiştirebilecek pozisyon üretemedi. Cenk’e atılan o ara toplar sadece Kjaer’in 2 gömlek altı kalitede stoperler karşısında tehlikeye dönüşebilir.

KERİM FREI HİÇ DEĞİŞMİYOR!
Şenol hocanın ligde uzun süre sonra ilk 11’de şans verdiği Kerim Frei ise geldiğinden beri olduğu gibi: Türkiye Kupası ya da ligde kümede kalma mücadelesi veren takımlara karşı fazla iyi, derbiler için yeteri kadar iyi değil.  

Fenerbahçe ise 2. yarıda, ilk yarıdaki stratejisinden vazgeçip kanatlarda iki hızlı ve direkt gole giden açık oyuncusu Lens ve Volkan Şen’den istifade etmeli. Başka türlü Beşiktaş’ın alan savunmasında boşluk bulmaları zor gözüküyor. Ya da duran toptan gol aramaya devam edecekler. 

Hakem Hüseyin Göçek’in ilk yarı hakemlik performansı iyi değil ama beklediğimden daha az kötü.

İKİNCİ 45 DAKİKA...

ABOUBAKAR TAKIMINA FAYDADAN ÇOK ZARAR VERDİ
Son yılların en zevksiz, tatsız, tutsuz Fenerbahçe - Beşiktaş derbisiydi. Yıllardır Galatasaray - Fenerbahçe derbileri aşırı gerilim nedeniyle saha içindeki oyuncular asıl kalitelerini % 100 gösteremiyorlardı. Ancak Fenerbahçe - Beşiktaş derbilerinin her birinin daha çok salt futbolla ilgili çarpıcı tarafları oluyordu.

Sow gol atamadı, Oğuzhan tempoyu dikte edemedi. Lens sakatlığı nedeniyle yeteri kadar süre alamadı. Quaresma erken sarı kart görünce oyundan atılmasın diye erken oyundan alınmak zorunda kaldı. Van Persie yalnız kaldı, Aboubakar çok etkisizdi, takımına faydadan çok zarar verdi.

İki takımda salt futbol adına haz vermesi muhtemel her oyuncunun bir sıkıntısı vardı: Ortak noktaları kolektif açıdan takım arkadaşlarının oyunlarının asıl standartlarının gerisinde olmasıydı.

Bu derbi nasıl mı hatırlanacak? Tabii ki öncelikle son günlerin dolar tartışmasına da atıfta bulunan Gökhan Gönül'e atılan sahte paralarla. Bir de maç öncesinde Kadıköy'deki Yunanistan 2004 savunmasından bile daha kapalı olan tarihi rezalet seviyesindeki trafiğiyle.