Güncelleme Tarihi:
Eksikleri olduğu belli idi. Ama her zaman olduğu gibi takımı yönlendiren bir orkestra şefi vardı. O da Alex idi...
Karşısında 25 yıl sonra Süper Lig'e çıkan Orduspor vardı... Teknik Direktörü Metin Diyadin ilk kez bir takımın Süper Lig'deki hocalığını üstlenmişti...
Yeni bir takım oluşturmuş olan takımda eskilerden oynayan bir tek Emre vardı, diğerleri ise toplama bir takımdı... Toplama takım ama Culio gibi bir oyun okuyan futbolcusu vardı... Hücumda oynayan Fatih Tekke'ye attığı iki top yüzde yüz gollüktü. Ama Fatih Tekke bunları değrlendiremeyince , Fenerbahçe kendisini topladı. Mehmet Topuz kaptığı topu Semih'in koşu yoluna akıttı. Ordu defansının ortasında oynayan Sedat ve Yalçın aynı hizada kalınca aralarından sıyrılmasını bilen Semih kendi atacağı golü daha rahat olan Baroni'ye ikram etti. O da kaleye vurmakla yetindi ...
Bu gol olunca dışarda taraftarların sesleri yükseldikçe yükseldi...
İkinci bölümde Ziegler yalnız kaldı. Dia geri gelmedi. Orduspor Dia'nın kanadını kullanmaya başlayınca Aykut Kocaman'ın Ziegler'i rahatlatmak için Caner'i oyuna alması doğaldı. Öyle bir zaman oldu ki her iki takım da maçın bitmesini ister gibi idiler...
Oyuna renk katan Alex'ten başkası değildi hem kullandığı toplar, attığı şutlar , hele yaptığı rövaşata ile görüntü zevki verdi...
Orduspor'un toparlanması için zaman gerek. Önce Fetih Tekke'nin takıma bir an önce ayak uydurması gerekir. Ağır mı ağır... Boş toplara bile vuracak gücü yok... Metin Diyadin'in futbola sunduğu İrfan oyuna girince kendisini gösterdi...
Fenerbahçe 'den öyle muhteÅŸem bir futbol beklemek zaten hayal olurdu... Her geçen gün, hafta hep düşünceler içindeydiler. Sahaya ne zaman çıkacakları belli bile deÄŸildi. Fizik açısından diri olmadıkları belli oldu . Futbolcular için bir yerde, olmak veya olmamak gibi bir olaydı. Yine de sorumluluk alan tek isim  Alex'i kutlamak lazım ...Â