Güncelleme Tarihi:
BASIN TOPLANTISINDAN KARELER / Semih Bahadır'ın objektifinden
Futbol Şubesi Sorumlusu Ali Yıldırım'ın kendisi hakkında "Senin hakkında işlem yapmak için en küçük hatanı bekleyeceğim" dediğini belirten Brezilyalı futbolcu, "Ben ailem için yapmadıklarımı Fenerbahçe için yaptım" dedi.
İŞTE ALEX DE SOUZA'NIN 2 SAAT 11 DAKİKA SÜREN BASIN TOPLANTISINDA SÖYLEDİKLERİ...
"JÜBİLEMİ KADIKÖY'DE YAPMAK İSTERİM"
Başkanın yaptığını benim yerime Aykut Kocaman'ı desteklemek olarak düşünmüyorum. O Fenerbahçe için çalışıyor. Başkan Fenerbahçe'yi çok seven bir insan. İlk günden beri bana desterk verdi. Ayrılana kadar elinden geleni yapacaktır. 1 Ekim itibariyle Fenerbahçe'deki futbolculuk kariyerim sona erdi. Tanrı bana her zaman çok fazla şey verdi. 1 tek hayalim var. Jübile maçımı Kadıköy'de yapmak isterim. Kimseyle transfer görüşmesi yapmıyorum. Şu anda sadece taşında işleri ile uğraşıyorum. Heykel taraftarın bir çılgınlığı. Heykeli dikilecek kadar bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Ama yapanlara tek yapmam gereken şey teşekkür etmek.
ALEX DE SOUZA DEVRİ BÖYLE BİTTİ
"2 SENE DAHA FUTBOL OYNAYACAĞIM"
Maç günü sabah 11'de Volkan'la konuştum. maçı evde izleyeceğimi söyledim. Bana maçtan sonra gelmek istediklerini söyledi. Ben de olur dedim. Maçtan çıktıkları için açlardır. Bir şeyler yedik. Benimle vedalaştılar. Sonra da ayrıldık. Benim oğlumun en sevdiği kişilerden biri Volkan'dır. Kimse ile aramda bir sorun olmadı. Şimdi bir veda yemeği olacağını düşünmüyorum. Çünkü herkes milli takımlara gitti. Zaten duygusallık açısından böyle bir veda yemeğini de kaldıramam. Ben artık bir Fenerbahçe taraftarıyım. Umarım Fenerbahçe şampiyon olur. Kulüp içindeki muhtemel başkan ya da yönetici kimdir onları tanımıyorum. Herkes bana futbolu bıraktırmaya çalıştı ama ben hala futbolcuyum 2 sene daha oynamak istiyorum.
FUTBOLCULAR ALEX'İN EVİNE GİTTİ
"BEN ANTRENÖR OLURSAM BAŞKANI SOYUNMA ODASINA ALMAM"
Ben hiçbir zaman saygısızlık yaptığımı düşünmüyorum. Zaten benim görüşüme göre saygı bitince ilişki de bitmeli. Biz de saygı bitmemişti ama bitmeye yakın dönemde ben gitmek istediğimi söyledim. Ben her zaman herkesle aynı saygı çerçevesinde çalıştım. Başkanla 1-1.5 saat görüştük Metris'te. İçerdeki günleri hakkında konuştuk. Bana takım hakkında sorular sordu. Yanına ikinci kez de gitmek istedim ama kısmet olmadı. Zico'nun sözleşmesi bitince Başkana bunu söyledim. Zico hayatımda gördüğüm en iyi insanlardan bir tanesi. Ama Zico çalıştığım en iyi hocalardan biri mi derseniz hayır değil.
Bence soyunma odası futbolla ilgili olanların yeridir. Başkan da futbolla ilgili değildir. Bazı hocalar benim gibi düşünür. Ben hoca olursam soyunma odamı bu tip konulardan koruyacağım. Başkanın hesap sorma yetkisi vardır ama soyunma odası futbol ekibinin yeridir. Soyunma odalarında problemler olur ama bu sorular orada kalmalı.
"BAŞBAKAN BENİ ARADI"
Fenerbahçe ile beraber iyi bir geçmişimiz oldu. Samet'le henüz görüşmedim. Kendisi ile konuşmak istiyorum. Gelecek için şu anda bir planım yok. Gidip bir takım ile 2 yıllık bir sözleşme imzalayacağım. Sonra da futbolu bırakacağım. Başbakan beni aradı. 8 yıllık serüven için bana teşekkür etti. Bana tek söylediği "Gidiş saatin belli olduğunda bana söyler misin" oldu.
"FENERBAHÇE'YE BAŞARILAR DİLİYORUM"
Kendilerine başarılar diliyorum. Şahsi olarak kimseyle bir sorunum yok. Başkan'a dava süreci hakkında başarılar diliyorum. Kendisine saygı duyuyorum. Fenerbahçe başarılı olacaktır. Avrupa'da grubundan çıkacaktır çünkü takımda çok iyi oyuncular var. Ben ne olduysa onu anlattım. Benden sonra o bunu söylemiş başkası şunu söylemiş konularına girmiyorum. Ben olanları söyledim.
YILDIRIM: YA BEN GİDECEKTİM YA DA ALEX
"İKİ ALEX ARASINDAKİ FARK..."
Aziz Yıldırım'ın söylediği "Sahadaki Alex'e kefilim ama dışarıdakine değil" sözlerine Alex şu cevabı verdi. Sahada lens takıyorum, dışarıda gözlük. Sahada krampon giyiyorum dışarıda normal ayakkabı.
SAMET BASKI ALTINDA KONUŞTU
Samet'e geç kalıp kalmadığımı sordu başkan. Geç kalmıştım. Oturma şeklimi sordu. Ben her zaman bacak bacak üstüne atarım. Başkan geldiğinde elimde telefon olduğunu söyledi. Evet doğru mesaj atıyordum. Bunu zaten anlattım. Samet, Başkanın yanında baskı altındaydı.
VOLKAN DEMİREL'DEN ALEX YANITI
NEDEN TÜRKÇE KONUŞMUYOR?
2004'te Türkiye'ye geldiğimde bana "Türkçe konuşma" dediler. İngilizce dersi al dediler. İlk 3 senede neredeyse Türkçe duymuyordum takımda. Zico geldiğinde 40 tane Brezilyalı vardı takımın içinde. Sonra Aragones geldi. Saha dışında arkadaşım, çok yakınım yoktu. Sonra Türkçe dersi almaya başladım. Eğer ben şu an "Türkçe konuşuyorum" dersem yalan olur. Bazılarınızla konuşmuşumdur. Artık gittiğim yerlerde tercüman ihtiyacı duymuyorum ama yüzde 100 konuşmuyorum. Aykut hocadan sonra Türkçe duymaya başladım. Belki yazarak kendimi çok daha iyi ifade edebilirim. Twitter konusunda yazdıklarım Aykut hocaya bir mesaj değildi. Bir cümledeki bir kelime Türkçeye çevrildi sonra da bunlar oldu. Mesajlaştığım kişi de Brezilya'da çok meşhur bir şarkıcı. Kendisine bu düşüncelerimi defalarca kez söyledim ama hiç haber olmadı. Ben kimsenin arkasından mesaj göndermedim. Her zaman her şeyi herkesin yüzüne söyledim. Sistem ve taktik hakkınd her zaman konuşuyorduk.
"HERKESE ÇOK TEŞEKKÜRLER"
"Ben geldikten sonra Volkan Ballı ile 3-4 yıl çalıştım. Fenerbahçe'den gittikten sonra 3-4 kez konuştum. Kendisi ile kulüp siyaseti ile konuşmadım. Bence siz basının da bazı şeyler de sorumluluğu var. Fenerbahçe taraftarına şunu net olarak söylemek istiyorum. Temmuz 2004 ve 1 Ekim 2012 tarihleri arasında görevimi yapmaya çalıştım. Gitmek istememin en büyük nedenlerinden biri siyasete çok çekilmemdi. Fenerbahçe bir oyuncu kaybetti. Ama bir taraftar kazandı. Teşekkürüm sadece Fenerbahçe taraftarına değil. Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Bursa, Eskişehirspor, Elazığspor taraftarları, Sivasspor, Kasımpaşalılar... Herkes bana son derece destek oldu. Onlara da çok teşekkür ediyorum."
İŞTE ALEX'İN AÇIKLAMALARI / WEB TV
"ZOR DÖNEMLERDE EĞLENDİĞİM SÖYLENDİ..."
Şimdi basın ile ilgili bir hikaye anlatacağım. 2003 yılında Cruzeiro'da oynuyordum. Oraya bir Türk geldi. İspanyolca konuşuyordu. O dönemlerde Valencia beni istiyordu. Brezilya ve İspanya futbolu hakkında konuştum. 1 hafta sonra Luciano beni aradı. Türkiye futbolu hakkındaki görüşlerimi söyledi. Türkiye'ye geldim, otele yerleştim. Orada ilk gördüğüm insan Brezilya'da benimle İspanyolca konuşan kişiydi. Türkiye'de çoğunlukla gördüğüm şu: Bir haber yapılınca altına imza atmıyorlar. İlk çocuğumdan beri benimle çalışan bir bakıcımız var. Uzun yıllardır bir Türkle beraber, yeni evlendi. Ve maalesef bazı basın organları tarafından zor dönemlerde ben eğleniyorum gibi yansıtıldı. Eminim sizler de sevdiğiniz birinin düğününe giderken eğleniyorsunuz. Son zamanlarda çok karşılaştığım bir soru da okul paralarının sadece yarısını ödediğimdi. Büyük yalanlardan bir tanesi de buydu. Geçen hafta okula gittik. Tüm sene boyunca ödediğim paranın okumayacakları kısmını gerş aldım. Geri almak için gittim. Okul yönetimi de beni anlayışla karşıladı ve parayı vereceklerini söyledi. Bazı yerlerde Hakan Bilal Kutlualp ile ortaklığım olduğu söylendi. Hakan ile tek ilişkim beni Fenerbahçe'ye gelmemde ikna ettiği için kendisine olan şükranımdır. Bazı yerlerde benim Ferit Şahenk'le beraber çalıştığımı söyledi. Kendisi ile Avrupa maçlarında karşılaştım. Ama biraraya geldiğimizde yanımızda Aykut Rıdvan Samet ve ben vardık. Onlar ne konuşuyordyu hatırlamıyordum ama benim istediğim arabadan bana indirim yapmasıydı. Eğer bu siyaset yapmaksa tüm araba satıcılarını incelemek lazım.
İŞTE ALEX'İN AÇIKLAMALARI (2) / WEB TV
KASIMPAŞA MAÇINDAN SONRA YAŞANANLAR
Kasımpaşa maçında devre arasında Stoch ile birlike oyundan alındım. Volkan'ın arkasındaki tribünde Serkan ve masörler vardı. ben de oraya gitmek istedim. Sonra şaşırtıcı bir şekilde insanların tepki verdiğini gördüm. Çok zor ve kötü bir maç oldu. Soyunma odasında Aykut Kocaman herkese tek tek teşekkür etti. İyi ya da kötü yaptığımız her iey için teşekkür etti ve gitti. Sonra Ali Yıldırım bir şeyler söyledi ve gitti. Sonra başkan geldi ve bir sorun olup olmadığını sordu. Düzelmek için bir şeylerin farklı olmasını söyledi. Gitmek isteyen varsa söylesin dedi ve gitti. Volkan Demirel bir toplantı yapmamız gerektiğini söyledi. Volkan "Problem var mı" dedi. Ben de promlem olduğunu görmediğimi ama benim hoca ile problemim olduğunu söyledim. Ben de başkanın söylediklerinden dolayı ayrılacağımı söyledim ve herkes bunu duydu. Pazartesi günü Aykut hocanın benimle görüşmek istediğini söyledi. Bana bir karar aldığını söyledi. Bana kadro dışı olduğumu iletti. Ben de "Neden" dedim. Benim geçmişimi övdü. Ama soyunma odasında iki liderliğin olmayacağını söyledi. "Soyunma odasında büyük yer turuyorsun seni takımdan ayırmalıyım" dedi. Bir daha beni görmek istemediğini söyledi. Takım çift antrenman yapıyorsa başka yere gitmemi istedi. "Bu karar senin mi kulübün mü" dedim. O da "kendi kararı olduğunu söyledi. Sözleşmemi sordum. "Bu kısmı kulübü ilgilendiriyor" dedi. Bana bunu söyledi. Ben her zaman bir hocaya ihtiyaç duydum ama hiç bir zaman olmadı. Başkan ile bir toplantı için 16:00'da sözleştik ama 15 dakika geciktim. İstanbul trafiğinde normal. Ben 7 Eylül'den beri bekliyorum. Bu da çok büyük bir gecikme değil. Oda da tweet attığım kesinlikle doğru değil. Eşimle konuşuyordum. Durmumuzu analiz ediyordum. Başkan odaya geldiğinde eşime mesaj atıyordum. Başkan gelince kapatık masaya koydum. Başkan konuşabilirsin dedi. Benim konuşacak bir şeyim olmadığını söyledim. Bana karar senin dedi. Kalmak istiyorsan kal ama takımla çalışamazsın dedi. Gitmek istiyorsan da git dedi. Ben de gitmek istediğimi söyledim. Elini uzatıp bana teşekkür etti. Sözleşme bu şekilde bitti. Avukat bana kulüpten birisi ile birlikte basın toplantısı düzenlemek isteyip istemediğimi sordu. Ben de erken olduğunu söyledim.
"AİLEME YAPMAYACAĞIM AYRICALIKLARI FENERBAHÇE İÇİN YAPTIM"
"Başkan'a Ali Yıldırım'ın aksine çok büyük saygı duyuyorum. Her zaman birbirimizin gözünün içine bakarak konuştuk. Her zaman açık olduk. Kimse kimsenin arkasından mesaj göndermedi. ben protesto edildiğimde başkan beni alkışladı bu da beni çok mutlu etti. 2011'de sözleşmemi uzatırken Murat Özaydınlı ile uzattık. Birçok detay ile konuşuyorduk ama bir türlü anlaşmaya varamıyorduk. Başkan odaya girdi ve bu işin artık çok uzadığını söyledi ve yarım saatte sözleşme işini halletti. Aykut hoca geldiğinde Young Boys maçı ile başlayan sıkıntılı bir döneme girdik. O maçtan sonra başkan beni çağırdı ve "Yarından itibaren ilişkini kes" dedi. Ben de eve gidip eşimle konuştum. Kaybetmek için benim takımda olmama gerek olmadığını söyledi. Tranzfer sezonunun bitmesine çok az kalmıştı, başımızın çaresine bakmalıydık. Samandıra'ya gidip eşyalarımı toplarken Aykut Kocaman beni çağırdı. bugün bu kulüpte kalmamı sağlayan kişi Kocaman'dır. Ona teşkkür ediyorum. Bana sabırlı olmam gerektiğini söyledi. Başkan antrenmanı bırakıp stada gitmemi istedi. Sabah kendisinin bana söylediklerini unutmamı söyledi. Bu da ilişkimizin kötü yanlarından biriydi. Her zaman kendini işine veren bir insan olmuştum ama o sezon her şey maksimim seviyede yaptım. Ailemden bile fedakarlık yaptım. Aileme ayırmayacağım zamanı kulübe ayırdım, sonunda da krallık ve şampiyonluk geldi. Ama bu aynı gün içinde kovulmak benim için çok zor bir dönemdi. Başkan için geçen sene çok zordu. Gaziantepspor maçından sonra başkanla bir görüşmeye çağırıldım. Başkan benim hakkımda düşündüklerini söyledi. Bazılarına katıldım bazılarına katılmadım. Twitter hakkında söylediklerine katıldım. Bir röportajda kulübün Avrupa'ya olan ilgisinin azaldığını söylemiştim, kendisi ban tepki gösterdi. Sonra bana kulüp içi siyasetle ilgili bir şeyler söyledi. Ben kulüp içindeki bazı dengelerin hiçbir zaman parçası olmadım. Ben ona futbol hakkında konuşmak istediğimi söyledim. O da bana éaykut Kocaman ile konuş" dedi ama ben "konuşamıyoruz" dedim. Kendisi ben bana en çok üzüldüğüm şeyi söyledi. Gaziantepspor maçında kadro dışı kaldım. Maça gidip gitmeme konusunda kararsız kaldım. Ama gittim. Kızlarım bana sen yoksan biz gitmeyiz dediler. Ben de Felipe'yi aldım. Ona sormama bile gerek yoktu. Kendisi top için deli oluyor. Başkanım, Felipe ile sahada top oynamamın ilgi çekmek için olduğunu söyledi. Bu da hayatım boyunca duyduğum en kırıcı şeydi. İlgi çekmek için 2 yaşındaki bir çocuğun formalı görüntüsüne ihtiyacım yok. Ben de soru sordum. "Geçen sene siz yokken de çocuklarınmın sahaya çıkmasına güzel bakıyordunuz. Ne değişti?" dedim. Bundan sonra toplantıyı bitirdik. Ali Yıldırım ile konuşmayı sonlandırmamı söyledi. Başkan bana 7 Eylül'de bir toplantı yapacağımızı söyledi. O gün ben ilk kez ayrılmak istediğimi söylemiştim. Fenerbahçe Kulübü'nün gelişiminin önünde bir engel olduğumu düşündüm. O nedenle takımın önünden çekilmek istedimi düşünüyordum. O da bana kulüpten bu şekilde ayrılmamam gerekitğini söyledi. Bu twitter hakkında konuştuklarımız hakkında morali biraz iyiydi. Bana "Ben eşimle, sen eşinle, Aykut da eşiyle yemeğe çıkalım" dedi. Ben de kendisine konumuzun ailevi olmadığını bunun gerekli olmadığını söyledim. Ayın 7'sindeki görüşme hala gerçekleşmedi.
ALİ YILDIRIM "SENİN HAKKINDA KARAR ALMAK İÇİN EN KÜÇÜK BİR HATANI BEKELEYECEĞİM" DEDİ
"Ali Yıldırım ile olan ilişkim başkan hapise girmeden önce çok sınırlıydı. Merhaba - merhaba düzeyindeydi. Başkan'dan sonra Ali Koç ve Ali Yıldırım'ı gördük. Bu sebeple kendisi ile olan ilişkimiz gelişti. Tüm bu olaylar esnasında Ali Yıldırım hepimizi toplayarak bir toplantı yaptı. Bu toplantıda kulübün çok zor bir süreçten geçeceğini, takımdan ayrılmak isteyen varsa kendilerine söylemesi gerektiğini söyledi. Bazı oyuncular gitti. Toplantıdan sonra Ali Yıldırım ile birlikte Samet'in odasına gittik. Fenerbahçe ikinci ligede de oynasa takımda kalacağımı söyledim. Takımın maddi sorunlar yaşayacağını bildiğimi söyledim ama bunlara rağmen kalacağımı söyledim. Kendisine sadece söyledğim ödemelerle ilgili bir plan istedim. Benim elime, maaşıma bakan birçok insan olmasından dolayı böyle bir şey istedim. Türkiye Kupası finalinden önce kaptanlar biraraya geldik. Ben - Aykut hoca - Ertuğrul hoca ve Ömer buluştuk. Orada Ömer bana "Oynayabilecek misin" dedi. Ben de her zaman iyiydim, oynamam hocanın kararı dedi. Bursa maçında da Galatasaray maçında da hazırdım. Ali Yıldırım, Samet'e Aykut Kocaman'ı basının önüne attığımı söylemiş. Hiçbir şekilde öyle bir şey yapmadım. Ali Yıldırım'ın bana özellikle çok kızgın olduğunu söyledi Samet. Ve bana şunu iletti: "Taraftar ve halkla çok iyi ilişkisi vari taraftar onu çok seviyor ama onun hakkında karar almak için en ufak bir hatasını bekliyor olacağım" oldu. Bunu yüzüme karşı söylememesi çok üzdü.
AYKUT KOCAMAN İLE OLAN GERGİNLİĞİN NEDENİ
"Türkiye'deyken en çok üzüldüğüm maç geçen seneki Galatasaray maçı oldu. Kazanmak kaybetmek bu oyunun parçası. Oynamak ya da yedek kalmak hocanın tercihleridir. Bu maçtan önce ayağımdaki problem yüzünden Trabzon maçında oynayamadım. Takım çok iyi oynadı. İlk antrenmanda hocanın odasına gidip "Tebrikler takım çok iyi oynadı" dedim ve ona ayağımdam bahsettim. Galatasaray maçında çok oynamak istediğime rağmen büyük ihtimalle oynayamayacağımı söyledim. O da bana "Sana güveniyorum seni bekleyeceğim" dedi. Sonra bir program yaptık ve 7/24 programa devam ettim. Perşembe günü doktor anestezi uygulamak istedi ama ben izin vermedim. Antrenmandan sonra hocanın odasına gittim ve iyi olduğumu söyledim. O da bana teşekkür etti. Maç günü öğle yemeğinde benle konuştu. Beni yedek soyunduracağını ve onun görüşübne göre maçı kazanacağımızı söyledi. Ben de ona "Umarım bu planlarında yanılırsın inşallah bana gerek kalmadan kazanırız" dedim. Zaten gerisini de biliyorsunuz. Sonra Bursa maçına gittik. Zor bir dönemdeydik. Başkan içerdeydi, rakbimize bir final kaydetmiştik. Sonr amaçı herkes hatırlıyordur. 30 yıllık bir tabuyu yıktık. en mutlu olduğum maçlardan biriydi. Maçtan sonra hocamız bizi tebrik etmedi. Takımla beraber İstanbul'a gelmedi. Bu da ilk günkü bana olan tepkisini hatırlattı. 30 yıl sonra bir kupa alıyoruz ama hoca takımla beraber dönmüyor bile. Bu davranışları bana garip geldi. Sonra tatildeydim. Aykut Kocaman'ın basınla yaptığı görüşmenin detayları bana geldi. Tatilden sonra benimle konuşacağını, fizik olarak belirli noktalara geldiğimi söylemiş. Tatilden geldim ama bu konuşma gerçekleştirmedi. Sağlık kontrollerinden sonra Bolu'ya gittik, orada benimle konuşmadı. Sonra 2 hafta geçirdik, yine benimle konuşmadı. 2 hafta Avusturya'da kaldık. Son gününde bir basın toplantısı yapacaktım. Biraz da geciktim hatta toplantıya. Gecikmemin nedeni odamdan çıkınca Aykut hoca beni çağırdı. Benimle konuşmaya fırsat bulamadığını ama İstanbul'da konuşacağını söyledi. MTK maçında frikikten gol attım. Arkadaşlarım bana "Hocanın haline bakarsak sanırım golü kendi kalene attın" diyorlar. Sonrasında moralim bozulmaya başlamıştı. benimle hala konuşmamıştı. Vaslui maçında çok kötüydük. Sonra Romanya'ya gittik. Vaslui'den 1 gün önce beni çağırdı. Bana çözülmesi gereken bir sorun var mı diye sordu. Ben de orada patlama yaşadım. Kendisi ile tanıştığımız ilk günden bu yana kendisi hakkında ne düşünüyorsam söyledim. O da benim hakkımda ne düşündüğünü söyledi. İşi sonlandıran konuşma da bu oldu. "Şimdi ne olacak" dedik. Ben "Şu ana kadar ne olduysa öyle olacak" dedim. Erzurum'dan önce takımı ikiye ayırdı. 11-11 olarak. Ben ilk 11'de değildim. Erzurum'da maç toplantısında konuşmalar yapıldı. Toplantı sonunda kendisiyle konuşmak istediğimi söyledim. O da benim bu duruşumu övdü ve olumlu bulduğunu söyledi. Ben de kendisine benim bu duruşumun başından beri böyle olduğunu söyledim. Galatasaray maçının da Spartak Moskova maçı öncesinde prova olacağını söyledi. Odaya giderken oynayıp oynamayacağımı bilmiyordum. Samet bana oynamayacağımı söyledi ben de çok şaşırdım. Süper Kupa'yı Galatasaray'a kaybettik ve Elazığ maçı ile lige başladık. Cuma günü İzmir'e gittik maç oynadık sonra da Moskova'ya gittik. Salı günü öylen saatlerinde toplantı yaptık. Görüntü izliyorduk, durdurdu ve "Bugün Alex oynamayacak" dedi. Burada problem benim oynamamam değil. Ben bunu iletişim eksikliği olarak görüyorum. Bunu bana maç öncesi özel olarak söyleyebilirdi. Bundan sonra benim en büyük hatam geldi. Antep maçından önce duran top çalışırken hocanın Cristianı çağırdığını ve benim de 18'de olmayacağımı öğrendim. Hocanın "Alex'in kafası karışık" sözü benim canımı sıktı. Benimle konuşmadan bunu nereden bilebilirdi ki... Bundan sonra son görüşmem kadro dışı kaldığım gün oldu."
"AYKUT KOCAMAN'IN GOLLERE SEVİNMEMESİ BENİ ŞAŞIRTTI"
"Aykut Kocaman konusunu sportik direktör ve teknik direktör olarak ikiye bölmek istiyorum. Sizler Fenerbahçe'yi çok iyi takip ediyorsunuz. Aragones zamanında Trabzonspor'u yenseydik 7 Temmuz'da geri gelecektik. Öyle de oldu. Ben yokken Aragones gtti, yerine de Aykut Kocaman geldi. 20-22 Haziran'da Samet beni arayıp geri dönüşün 1 hafta erkene çekildiğini söyledi ama ben de tüm planlarımı 7'sine göre yaptığımı ve geri gelemeyeceğimi söyledim. 7 Temmuz'da geldiğimde Daum'un odasına gittim. Kendisinden özür diledim. Kendisi de bana bunun sorun olmadığını söyledi. Sonra da beni tanışmam için Aykut Kocaman'ın yanına gönderdi. Kendisi ile tanıştım. Bana ilk söylediği "Sen kaptansın, senin erken gelmen gerekirdi" oldu. Ben de kendisinin haklı olduğunu söyledim. Kendisine şunu söyledim: 12 ayın 11 ayını burada geçiriyorum. 7 Temmuz'da dönemk için gittim. İlk tanışmamız bu şekilde oldu. Yönetici olarak o 1 sene içinde çok az kontağımız oldu. Sonra zaten takımın başına geçti. Teknik direktör olduğunda da problemlerimiz başladı. Kendisi ile çok kez görüşmemiz oldu. Kararlarının hepsini kabul ettim ama hiçbirine katılmadım. Futbol görüşlerimiz çok farklıydı. Benim görüşüme göre bir takım her zaman değişmelidir. 3 sene boyunca bir oyuncu geriye gidiyorsa ya da aynı şekilde devam ediyorsa bu yanlıştır. Bunları Aykut Kocaman'a söylediğimde bana "Antrenmanlar gelişmek için değildir" diye cevap verdi. Özellikle takımın gol attığı sıralarda hocanın sevince katılmaması benim kafamda soru işaretleri uyandırmıştı. Bir çok insan bana bunun Aykut hocanın tarzı olduğunu söyledi ama bu benim kafama yatmadı. Dün gördüğüm şey de çok mutlu oldum. Gökhan'ın golünden sonra sevince ortak olması bana bir şeylerin değişebileceğini gösterdi. Sonra hocanın sözleşmesi 3 sene uzatıldı. Yani hocanın yaptığı işe güveniyorlar. Sözleşmesi uzatılınca kulübün futbola bakış açısında değişiklikler yapacağını söyledi ama bana göre hiçbir değişiklik olmadı."
"BENİM EN BÜYÜK HATAM..."
"Fenerbahçe'ye katkılı olduğumu düşünüyorum. Şimdi buraya nasıl geldik onu anlatacağım. Bu olanların 5 ayağı var: Kendim, Aykut Kocaman, Ali Yıldırım, Başkan ve basın. Başınıza bir şeyler geliyorsa bunun içinde sizin de sorunlarınız vardır. Ben kendi hatalarımında olduğunu biliyorum. En büyük hatam kulübü bazı anlarda yaralamış olmam. Twitter'ı yanlış bir şekilde kullandım. Bazı insanlara mesaj ve SMS'ler gönderdim. Atmasam daha iyiydi. Mesjın içinde bir hata yoktu ama keşke göndermeseydim daha iyi olurdu. Para için oynuyor gibi sözlere mağruz kaldım. Ben primlerin eşit dağıtılmasını istiyordum. Eğer para düşkünü biri olsaydım, bana yapılan ayrı çalış önerisini değerlendirir ve Mayıs'a kadar maaşımı tıkır tıkır alırdım. Ben insanlar haketikleri parayı almalı. Bunlar benşm hatalarım."
"TEŞEKKÜRLER SAMET GÜZEL"
Her şeyden önce geldiğiniz için teşekkürler. Sizlerle geçirdiğim süre için teşekkürler. Bana olan davranışları nedeniyle taraftara da teşekkürler. Pazartesi günü sözleşmemi feshedince taraftarın gösterdiği tepkiden dolayı çok mutlu oldum. 35 yaşına bastım. Çocukken bile bu hafta ağladığım kadar ağlamamışımdır. Bana destek olan Samet Güzel'e çok teşekkür ediyorum. Geçen hafta havaalanından bugünki istifasına kadar çok zor bir süreç geçirdiğini biliyorum. Ben onu imza aldmak isteyen bir çocuk olarak tanıdım. O da kolay günler geçirmedi. Toplantı öncesinde de yapıp yapmamak konusunda çok düşündüm ama bugünü seçtim. Önemli olan takımdır. Takımın 2 önemli maçı atlatmasını bekledim. Kulübün ne söyleyecekleri de beni ilgilendirmiyor.
ESKİ TERCÜMANI İLE ÇIKTI
Alex'e basın toplantısında Türkiye'ye ilk gekdiğinde Samet Güzel'den önce tercümanlığını yapan Ali Orçun Tunçsoy ile çıktı. Toplantı boyunca Brezilyalı yıldızın konuşmalarının Türkçe çevirisini yaptı.