Güncelleme Tarihi:
Aksu'nun yazılı olarak yaptığı açıklama şöyle:
"Beşiktaş JK Başkan Adayı Murat Aksu olarak şunun altını çizmeliyim ki şahsıma gelen tekliflere rağmen hayatımda hiçbir siyasi partinin üyesi olmadım ve şimdi de değilim.
Sayın Yıldırım Demirören seçim malzemesi olarak nedense Beşiktaş ve siyaseti yan yana getirmeye özel bir çaba göstermektedir. Sayın Demirören, mevcut ikinci başkanının bir siyasi partinin üst düzey yönetiminde bulunduğunu ve aktif siyaset yaptığını ne çabuk unuttu! Aynı partinin gençlik kollarından ve üyelerinden kendi dönemi içinde çok sayıda kişiyi Beşiktaş Jimnastik Kulübü'ne üye yaptırdığı belgelerle sabittir. Sayın Demirören öncelikle Beşiktaş Genel Kurul'u üzerine koymaya çalıştığı bu siyasi vesayeti açıklamalıdır. Beşiktaş'tan başka kaygısı olmayan üyelerimizin bu Genel Kurul'a gelerek oylarını kullanmaları ve buna benzer vesayetleri kırmaları bir kez daha önem kazanmıştır.
Bu "Beşiktaşlı" üyeler ve etraflarında ki suç çetelerinin Beşiktaş-Denizlispor maçında, demokratik haklarını kullanarak kendisini "küfürsüz" şekilde protesto eden taraftarlara karşı organize bir şekilde neden şiddet uyguladıklarının açıklamasını da yine Yıldırım Demirören'den bekliyorum.
Ayrıca Sayın Yıldırım Demirören'le 2004-2007 yılları arasında Beşiktaş Jimnastik Kulübü yönetiminde çalıştık. O dönemde siyaset ile ilgili yapılmayan dedikodu ve manüpilasyonların, bugün özellikle gündeme getirilmesi, Sayın Demirören'in kamuoyuna empoze etmeye çalıştığı "mağduriyet" propagandasının ürünüdür.
Sayın Yıldırım Demirören Beşiktaş'ta seçim sürecine siyaset karıştırdığını iddia ettiği Bakan, Vali ve Emniyet Müdürlerinden söz ediyor. Ancak isim ve yer belirtemiyor. İddiasını ispatlayacak hiçbir kanıt öne süremiyor. Bütün bunlar "çamur at izi kalsın" mantığından başka bir anlam taşımaz ve her şeyden önce Beşiktaş Başkanlığı makamında duran birine yakışmaz.
Beşiktaş Jimnastik Kulübü, bünyesinde her siyasi görüşten, her etnik kökenden, her dini inanıştan ve toplumun her kesiminden insanı kucaklayan bir üst kimliktir.
Doğal olarak Beşiktaş siyaset üstü bir kurumdur. Benim tek rengim siyah - beyaz, tek partim Beşiktaş'tır.
Üzerinde sıkça spekülasyon yapılan Del Bosque konusunda Sayın Yıldırım Demirören'in söylemlerine istinaden bir kez daha açıklama yapma zorunluluğu doğmuştur.
Öncelikle şunu açıkça belirtmek isterim. Del Bosque davasına bakan Avukatlardan Ayhan Çopuroğlu, Sayın Serdar Bilgili döneminden beri Beşiktaş JK'nın avukatıdır ve Beşiktaş'a büyük katkıları olmuştur. Ayrıca Ortega davasındaki başarısından dolayı Sayın Aziz Yıldırım'ın Sayın Demirören'e tavsiye ettiği İtalyan Avukat Ettore dava sürecini Ayhan Çopuroğlu ile birlikte götürmüşlerdir.
Sayın Yıldırım Demirören yönetim kurulu üyelerinin verdiği yetki dahilinde Vincente Del Bosque ile, hukuki anlamda görüşümü almadan, İspanya'da kontrat imzalamıştır. Kontrata bakıldığında Beşiktaş aleyhine ağır hükümlerin olduğu açıkça görülür. Herhalde Sayın Demirören o anki panikle doğru dürüst okumadan bu kontratı imzalamıştır. İmza attığı bir kontratı bile okumayan biri, Beşiktaş gibi bir kulübün başında daha bir 3 yıl kalabilir mi?
Del Bosque'nin kontratının feshi öncesi Sayın Demirören'i olası bir feshin sonuçları konusunda defalarca uyardım. Buna rağmen benim yurtdışında olduğum bir dönemde İspanyol teknik adamın kontratı tek taraflı olarak fesh edildi. Sonuçlarını düşünmeden kontrat fesheden, sonra da telaşla sorumlu arayan biri daha bir 3 yıl Beşiktaş'ın başında kalabilir mi?
Tüm Beşiktaş camiasının speküle edilen her konu ile ilgili doğru bilgilendirilme hakkı var. "Birlik ve beraberlik" spekülasyonlarıyla gerçekler örtülemez. Beşiktaş'tan başka kaygısı olmayanlar bu gerçeklerle yüzleşmekten korkmaz. Beşiktaşlıların Genel Kurul'da gerekeni yapacağına ve sorunların çözümü için yeni bir dönemi başlatacaklarına inancım sonsuz.
Beşiktaşlılara doğruları söylemenin Beşiktaş'a hiçbir zararı yoktur hatta büyük faydası vardır. Önümüzde ki günlerde Beşiktaş kamuoyunu meşgul eden ve tartışılan diğer konularda Beşiktaş camiası ile paylaşmaya devam edeceğim."