Aklın üç belirtisi

CUMARTESİ günü gazetelerin büyük bir bölümü, İstanbul'un ‘Beyaz Afet’ sınavında sınıfta kaldığını manşetlerine taşımıştı. Ancak, bazı yayın organlarında suçun tamamen yetkililere yıkılmasının haksızlık olduğu vurgulanarak, ‘‘İkazlara rağmen yeterli önlemleri almayan halkın hiç mi suçu yok?’’ diye yorumda bulunuluyordu.

Ben, bu sorunun kendimce yanıtını, Ankara'dan İstanbul'a F.Bahçe maçı için geldiğimde verdim. İstanbul'da kar kesildikten 6 saat sonra Ankara'dan hareket ettim. Geze dolaşa, Güngören'e maçtan 1 saat önce vardığımda, gördüğüm manzara şuydu: Sahanın içinde görevli-görevsiz yüzlerce kişi dolaşıyor, tam bir curcuna yaşanıyordu.. Zemini örten karın ise, sadece yüzde 10'u temizlenebilmişti..

Eee, pes vallahi.. Aradan tam tamına 18 saat geçmiş ve stat hiç temizlenmemiş!

Bu ne laubalilik?

Peki bunda, Güngören'e kadar gelen, bilet alan halkın ne suçu var? Arabalarıyla yola zincirsiz çıkıp, evlerinden bir türlü gelemeyen yetkililerin yolunu mu kapatmışlar? Bu ne laubalilik? İstanbul'a komşu Kocaeli'ne kar yağmadı mı? Nasıl oluyor da orada, pırıl pırıl bir zeminde maç oynanıyor?

Evet.. İstanbul, sınıfta kaldı.. Vilayetiyle, belediyesiyle, tüm yetkilileriyle.. Kimse çıkıp da halkı filan suçlamasın. En son suçlanacak olan o..

Bir lafım da Futbol Federasyonu'na.. Kardeşim, biz Portekiz'e gidiyoruz da benim mi haberim yok? Bu ne telaş? Şu kar-kış-kıyamette, maçları bir hafta ertelesene.. Yangından mal mı kaçırıyorsun? Kulüpler dahil herkes ertelensin istiyor, sen inat ediyorsun.. İstanbul'daki bu gafletin faturası sana yüklenemez ama, lütfen işleri yokuşa sürmeyi bırak.. Bağa bak üzüm olsun da, yemeye yüzün olsun!

Demokritos demiş ki, ‘‘Aklın üç belirtisi vardır. İyi düşünmek, iyi söylemek, iyi yapmak.’’

Söyleyin, sizlerde bu özelliklerin hangisi var!