Akıl hastalıklarında mikropların rolü var

Güncelleme Tarihi:

Akıl hastalıklarında mikropların rolü var
Oluşturulma Tarihi: Ocak 03, 2004 02:20

Bilimin yeni bakışı: Bakteri, virüs ve parazitler, depresyon, obsesif-kompülsif bozukluk, hatta otizm ve anoreksiya gibi psikiyatrik hastalıklara yol açıyor olabilir.

Bilim adamları uzun süredir bazı hastalıklarının davranış bozukluğuna yol açtığını biliyor. Frengi tedavisinde ilk kez penisilinin kullanılması, psikiyatri kliniklerini dolduran binlerce şizofreni hastasının da iyileşmesine yol açmıştı.

Ancak bugünün doktorları, enfeksiyonların akıl hastalıklarında oynadığı rolün tahminlerinin üzerinde olduğunu gösteren somut kanıtlara sahipler. Obsesif-kompülsif bozukluk, şizofreni gibi vakaların bir kısmının artık enfeksiyon kaynaklı olduğu biliniyor.

Bu arada anoreksiya, Tourette sendromu ve otizmde de mikropların rolü araştırılıyor. ‘Doktorlar diğer zihinsel bozukluklukların da arkasında zararlı mikropların bulunabileceğinden kuşkulanıyor’ diye konuşan Louisville Üniversitesi’nden biyolog Paul Ewald, ‘Frengi, bize bu yönde ışık tuttu’ diyor.

Yükselen hastalık

Akıl hastalıkları dünyadaki sağlık sorunlarının başında geliyor ve giderek yükselen bir trend izliyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre depresyon, yaşamı felç eden bir hastalık. Psikiyatrik hastalıklar dünyanın hastalık yükünün yüzde 10’unu oluşturuyor. Ve 2020 yılında bu oranın yüzde 15’e tırmanacağı tahmin ediliyor.

Bu hastalıklarının pek çoğunun altında virüs, bakteri ve parazitlerin yattığı düşünülüyor. Maryland’deki Stanley Tıp Araştırmaları Enstitüsü’nden psikiyatrist E.Fuller Torrey, ‘Gelişmekte olan ülkelerin tümünde gençler arasında en sık görülen kronik hastalık akıl hastalıkları’ diyor.

Ruhsal bozukluğa neden olan enfeksiyon hastalıklarının içinde en iyi bilineni Lyme hastalığı. ‘Borrelia burgdorferi’ mikrobunun yol açtığı hastalık ilk kez 1970’li yılların ortalarında çocuklarda teşhis edildi. Hastalık tedavi edilmediği takdirde sinir sistemi sorunlarına ve eklem ağrılarına yol açıyor.

Bugün bilim adamları Lyme hastalığının, aralarında depresyonunun da olduğu, çok çeşitli psikiyatrik semptomlara neden olduğunu da keşfettiler.

New Yorklu bir hasta, hastalığın yaşamını nasıl cehenneme çevirdiğini fark eden ilk kurbanlardan. 1992 yılında depresyon nöbetleri başladığı zaman 4 yıl önce bir kene tarafından ısırıldığını doktoruna anlatmak aklına dahi gelmemişti.

Bugüne dek yaşamının büyük bir kısmi psikiyatri kliniklerinde, hastanelerin acil servislerinde (intihar girişimi nedeniyle) ve hapishanede (tehlikeli saldırganlık ve hakaret) geçen Joe, en sonunda New Jersey’deki bir doktor tarafından Lyme testine tabi tutuldu.

Sonuç pozitifdi. Uzun süren bir antibiyotik tedavisinin sonunda Joe çok hızlı ve dramatik bir şekilde iyileşti. Ancak yaşamının geri kalan kısmında psiko-tropik ilaç tedavisine devam etmek zorunda kaldı.

Bazı psikiyatristler, dünyada binlerce insanın, farkında olmadan Lyme-kaynaklı depresyona yakalanmış olabileceğinden korkuyor. Lyme hastalığının tek sakıncası teşhisinde yaşanan zorluklar değil (bazı laboratuvar testleri güvenilir olmayabiliyor); depresyon kene ısırığından 10 yıl sonra ortaya çıkabiliyor. Amerikan Hastalık Kontrolu Merkezi’ne göre Lyme hastalığında 10 vakadan 9’u rapor edilmiyor. Dünyada 15 çeşit borrrelia’nın bulunduğu sanılıyor.

Diğer mikroplar

Az pişirilmiş et ve kedi dışkısında bulunan ‘Toksoplazma gondii’ isimli parazitin de psikolojik bozukluklara neden olduğu saptandı. Son yapılan araştırmalara göre parazit LSD’ye benzer kimyasal bir maddenin üretilmesine yol açan mekanizmayı uyarıyor. Hatta parazitin kas ve beyin dokusu içinde uykuya yatmış olması bile taşıyıcı kişinin dikkat süresini sağlıklı insanlara göre azaltmaya yetiyor.

Bu kişilerin trafik kazalarına yol açma olasılıkları daha yüksek. Bu parazitin milyonlarca kişide bulunma olasılığı göz önüne alındığında tehlikenin boyutlarının ne denli korkutucu olduğu anlaşılılabiliyor.

Çok basit bir boğaz ağrısı bile psikiyatrik sorunlara yol açabiliyor. Genel olarak ‘Strep’ olarak bilinen streptekok enfeksiyonundan çok az çocuk kendini sakınabilir. Bilim adamları bugün 1.000 çocuktan birinde, bir hafta gibi kısa bir süre içinde gelişen obsesif-kompülsif bozukluğun (OCD) görüldüğünü ileri sürüyor.

Strep bakterisi bağışıklık sisteminin normal işleyişini bozarak OCD’nin ortaya çıkmasını tetikliyor. Amerikan Sağlık Enstitüsü’nden çocuk hastalıkları uzmanı Susan Swedo’ya göre, bu tehlikeye karşı en etkili tedavi Ğdeneysel aşamada olmakla birlikte- kandaki davranış bozukluğu sergileyen antikorları temizlemek.

Newsweek’de yer alan habere göre, Depresyon mikrobu veya obsesif-kompülsif bozukluk salgını gibi tanımlar, tehlikenin boyutlarını göstermesi açısından moral bozucu olsa da, pek çok vakada tedavi seçeneklerini zenginleştirdiği için çok büyük yarar sağlayabilir. Bu bağlamda kene ısırığından kaçınmak, psikolojik sorunlara antibiyotik veya aşı tedavisi uygulamak gibi önlemler çok etkili olabilir. Kaldı ki genetikçiler de, enfeksiyon hastalıklarının temel genleri faal duruma geçirerek kalıtsal akıl hastalıklarının ortaya çıkışını tetklediğine inanıyor. Pek çok psikiyatrik hastalıktan kurtulmak bundan böyle daha kolay olacak.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!