Akciğer kanseri tedavisinde umut verici gelişmeler var

Güncelleme Tarihi:

Akciğer kanseri tedavisinde umut verici gelişmeler var
Oluşturulma Tarihi: Ekim 08, 2005 00:00

Akciğer kanseri, kurbanlarının sayısı bakımından rakip tanımıyor. Yalnızca 2000 yılında akciğer kanserinden dünyada 1.1 milyon kişi yaşamını yitirmiş. Bu sayı meme kanseri, kolon kanseri ve prostat kanserinden ölenlerin toplamından daha fazla. Ne var ki bu kadar korkutucu bir hastalık olmasına karşın, bilimsel araştırma fonlarından aldığı pay, diğer hastalıklara oranla çok daha düşük. Ölüm oranının çok yüksek olması, tedavi olmayı bekleyen hasta sayısının çok az olması anlamına geliyor. Ayrıca vakaların yüzde 87’si sigara ile bağlantılı olduğu için, hastalara "suçlu" mantığı ile
/images/100/0x0/55ea3f76f018fbb8f873d352
yaklaşılıyor ve tedavi amaçlı girişimler fazla destek görmüyor.

Hastalığın görülme sıklığı son yıllarda artmış durumda. Özellikle kadınlarda hastalık giderek artış gösteriyor. Gelişmiş ülkelerde hastaların yüzde 60’ı, teşhisi izleyen bir yıl içinde, yüzde 85’i 5 yıl içinde yaşamını yitiriyor. Yoksul ülkelerde bu tablo daha karanlık.

1,3 milyar insan

Bilim adamları onlarca yıldır sigara ile akciğer kanseri arasındaki ilişkiyi biliyor. Buna karşın sigara tüketiminde bir azalma olduğu söylenemez. Dünyada bugün yaklaşık 1.3 milyar insan sigara içiyor.

Gelişmiş ülkelerde bu sayı yavaş yavaş düşmekle birlikte, sigara endüstrisi pazarlama faaliyetlerini, başta Asya ülkeleri olmak üzere, gelişmekte olan ülkelere kaydırmış bulunuyor. Halihazırdaki trendin devam etmesi durumunda, 2020 yılında 10 milyon kişi bu hastalıktan erken yaşta ölecek.

Bu nedenle sağlık yetkilileri bu ürkütücü duruma son vermek için önlem alma çalışmalarını hız vermiş bulunuyor. Geçen şubat ayında yürürlüğe giren, 57 ülkenin imzaladığı Dünya Sigara Artlaşmasına göre reklam yasakları artacak ve sigara paketleri üzerindeki uyarı yazılarında daha sert ifadelere yer verilecek. Bazı ülkeler ise daha sert önlemler almaya hazırlanıyor.

Geçen ay Çin’de sigara reklamlarına yasak getirildi. Hindistan’da genç insanların sigara içmesinin önünü almak için filmlerde ve televizyon programlarında sigara içen insan görüntülerine yer verilmemesi istendi.

Çin’de reklam yasağı

Hastalığın önünü almak için insanları sigara içmemeye teşvik etmek yeterli değil. Çünkü daha önceden sigara içmeye başlayanların oluşturduğu risk grubu yeterince kalabalık. Ayrıca her sigara içenin kansere yakalanacağını söylemek mümkün değil.

Kaldı ki bazı tiryakiler sağlıklı bir yaşam sürdürürken, hiç sigara içmeyenlerin hastalığa yakalanmalarının nedeni henüz bilinmiyor. Erken teşhis ve etkili bir tedavi yöntemi konusunda da bilinenler bilinmeyenlere oranla çok az.

Son yıllarda hız verilen bilimsel araştırmalardan cesaret alan bilim adamları, yeni tedavi ve teşhis yöntemleri konusunda ihtiyatlı bir iyimserliğe yer veriyorlar.

Kesin çözüm sigarayı bırakmak

Yaş, cinsiyet, ırk, meslek veya aile geçmişinden bağımsız olarak akciğer kanserinden korunmanın en kesin yolu sigarayı bırakmaktır. Ne var ki sigarayı bırakmak akciğer dokusunda sigaranın neden olduğu genetik hasarı geri döndürmeği için eski tiryakilerin hastalığa yakalanma riski hiç içmeyenlerden daha yüksektir.

"Eğer 20 yıldan daha uzun bir süre günde bir paketten fazla sigara içtiyseniz sigaraya bağlı bir hastalıktan ölme olasılığınız yüzde 50 civarındadır" diye konuşan Amerikan Akciğer Hastalıkları Birliği tıbbi yetkililerinden Dr. Norman Edelman, "Sigarayı bırakmış bir kişide sağlıklı hücreler hasarlı hücrelerin yerini aldıkça bu risk azalır. Sigarayı bırakmasının üzerinden 10 yıl geçen bir kişinin kansere yakalanma riski, içmeye devam eden bir kişiye göre yüzde 50 azalır" diyor.

Sigaranın dışındaki etmenler

Sigaranın dışında hastalığa neden olan etmenler şunlar:

Çevre kirliliğinin de hastalığa yol açtığı artık biliniyor. Havayı kirleten gazların içinde en zararlısı radon. Bu gaz kokusuz doğal bir gazdır ve evlere ve binalara topraktan, asbest ve arsenik gibi endüstriyel atıklardan sızar.

Yaş da önemli bir risk faktörüdür. Yaş ile birlikte (50’den sonra) risk artar.

Tüm kanser türlerinde olduğu gibi akciğer kanseri ailenin genetik yapısıyla yakından ilişkilidir. Ebeveynleri ve kardeşlerinde akciğer vakası görülen kişilerin hastalığa yakalanma riski, benzer risk faktörlerine maruz kalan kişilere göre iki veya üç misline yükselir. Doktorlar son yıllarda bu hastalığa yol açan iki geni tespit etmiş bulunuyor.

Genlerin dışında, son bulgular kadınlarda bu hastalığa yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor. Son 80 yıldır kadınlarda hastalığın yüzde 600 oranında arttığı görüldü. Bunun doğrudan sigara içimi ile ilgili olduğu düşünülüyordu. Fakat başka bir görüşe göre bu gelişmelerden östrojen de sorumlu olabilir.

Önceden meme ve yumurtalık kanseriyle bağlantılı olduğu düşünülen östrojenin, akciğer kanseri ile de bağlantısı olduğu düşünülüyor. Bu durumda östrojeni baskılayan ilaçlar akciğer kanseri tedavisinde de etkili olabilir.

Erken teşhis için CT tarama

Yüksek risk grubuna giren insanlar için erken teşhis etkili bir tedavi için çok önemlidir. Bugün bile tümör daha küçük ve belirli bir bölge ile sınırlı iken teşhis edilen hastaların 5 yıl yaşama şansı yüzde 50. Ancak bu evrede yakalananların sayısı çok az. Hastalık teşhis edildiğinde dört hastanın üçünde metastaz (hastalığın bir organdan diğerine yayılması) görülüyor.

Uzmanlar helezoni CT tarama adı verilen yeni bir teknik ile hayatta kalma şansının artacağını umut ediyorlar. Bu cihaz, akciğerlerin iki boyutlu bir görüntüsü yerine, göğüs çevresinde dönerek 3 boyutlu 400 görüntü alabiliyor. Böylece akciğer dokusu üzerinde en küçük oluşumu bile tespit edebiliyor.

Konvansiyonel X-ışınlarının tespit edemediği tümörleri büyük bir hassasiyetle teşhis eden CT taramaları ilk denemelerinde çok başarılı sonuçlar veriyor.

Yeni ilaçlar

New York Weill Cornell Tıp Merkezi’nden Dr.Claudia Henschke, helezoni CT tarama ile tespit edilen akciğer tümörlerinin yüzde 81’nin erken evrede ameliyatla başarıyla çıkartıldığını, tedavi gören hastaların yüzde 96’sının 8 yıl sonra da yaşadığını söylüyor.

Erken teşhis başarılı bir tedavinin yalnızca bir kısmını oluşturuyor. Erken teşhis edilen hastalar geç teşhis edilenlere göre daha şanslı olsalar da yarısına yakın bir kısmında hastalık 5 yıl içinde tekrar ediyor. Ne var ki bu hastaların şansı da giderek artıyor.

Son çalışmalar ameliyattan sonra uygulanan geleneksel kemoterapinin 5 yıllık yaşam şansını yüzde 70 oranında yükselttiğini gösteriyor.

Ayrıca yeni ilaçlar tümörü daha özel bir şekilde etkiliyor. Şu anda deneme aşamasında olan Tarceva adındaki ilaç, doğrudan kanser hücrelerini hedef alarak moleküler sinyalleri bozuyor ve tümörün çevresiyle ilişkisini kesiyor.

Kanada Ulusal kanser Enstitüsü’nde yapılan son bir çalışma, Tarceva’nın konvansiyonel tedavi gören hastalarda bir yıllık yaşam şansını yüzde 22’den yüzde 31’e çıkarttığını gösteriyor. Tümör’ün kan damarlarını bloke eden Avastin isimli yeni ilaç ise şimdilik yalnızca kolon kanseri için kullanılmak üzere onay aldı.

Ancak son yapılan araştırmalar Avastin’in geleneksel kemoterapi ile birlikte kullanıldığında akciğer kanserini durduğunu ortaya koyuyor.

Para ayırmak gerek

Akciğer kanserinin tek bir gelişmeye bağlı olarak yenilmesi mümkün değilmiş gibi görünüyor. Bugün hayatta kalma süresini uzatmak zamana, paraya ve emeğe bağlı. Geçen yıl Amerikan kanser Enstitüsü meme kanseri araştırmalarına ayırdığı finansal kaynak, akciğer kanserine ayırdığının iki misli. Oysa akciğer kanserinden ölenler, meme kanserinden ölenlerin 4 misli.

Newsweek’in 19 Eylül 2005 tarihli sayısında yer alan habere göre, Bugünkü hastaların yaşam kalitelerini yükseltmek çok önemli. Ancak uzmanlar dünyanın en ölümcül kanserinin yalnızca CT tarayıcıları ve hedefe kilitlenen ilaçlarla mağlup edilemeyeceğini, salgın haline gelen hastalığın önlenmesinde en önemli adımın genç insanların sigaraya "hayır" demesine bağlı olduğuna dikkat çekiyor.

Riskinizi değerlendirin

Akciğer kanseri diğer kanser türlerine göre daha kolay önlenebilir. Günde bir paket sigara içen ve içmeye 18 yaşõndayken başlamõş 40 yaşında bir kadõn, akciğer kanserine yakalanma riskini yüzde 50 oranında azaltmak için sigarayı hemen bırakmalı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!