Ahmet Çakar konuÅŸtu

Sabah Gazetesi'nden Emrah KayalıoÄŸlu, Ahmet Çakar'la konuÅŸtu. Ä°ÅŸte o röportaj...                                                                            Â

Sayın Ahmet Çakar. Türkiye sizi konuÅŸuyor. 3 Mart Pazartesi gecesi Show TV 6 Pas programında yapılan bir konuÅŸma nedeniyle bugün belki de Türkiye'de en çok aranan isim oldunuz. Siz, Altıpas programında tam olarak ne dediniz?    Â

Cevap çok basit. İsteyenler Youtube'dan benim programda neler söylediğimi tek tek sansürsüz dinler. Dediklerime gelince: "Keşke Fenerbahçe çıksın Sevilla'yı paramparça etsin. Şayet Fenerbahçe Sevilla'yı elerse dünyadaki üst düzey futbolun en önemli sürprizi olur. Öyle zor maç ki; ilk devre üç olur. Keşke ben bunları değil de şu anda Fenerbahçe'nin şansının en az Sevilla kadar olduğunu söyleyebilseydim."

 

"TAAHHÃœDÃœM YOK"

Bu arada sunucu Melih Gümüşbıçak bana "Program öncesinde çay odasında bir espri yapmıştın. Onu da söylesene" dedi. Ben de "Fenerbahçe elesin bikini giyeceğim dedim. Ama futbolda iddia olmaz. Futbol adama değil bikini, jartiyer bile giydirir. Böyle bir taahhüdüm yok. Ben manyak mıyım? Futbolda öyle sürprizler yaşanmıştır ki. Mesela toplama takım Faroe Adaları koskoca Avusturya'yı Dünya Kupası'ndan elemişti. Bakın beyler bu işin şakası olmaz. Bu bir espridir. Benim böyle bir taahhüdüm yoktur" dedim.

 

* Programın tam da bu bölümünde Show TV Spor Müdür Yardımcısı Bülent Tuncay'a bir seslenişiniz duyuluyor.

Doğrudur. Bülent bu espriyi ekranın altına ciddiymiş gibi yazınca "O yazıyı oradan kaldır. Futbol her türlü sonuca açıktır. Böyle bir taahhüdüm yoktur. Bu sadece program öncesi aramızda yapılmış bir espridir" dedim. Hatta bu konuyla ilgili espriye devam eden Gürcan Bilgiç ve Hakan Ünsal'ı da engelledim.

 

* Yine tüm bunlara rağmen dün gece maçtan önce bazı TV kanallarının ana haber bültenlerinde ve birçok internet sitesinde sizin "Fenerbahçe Sevilla'yı elesin bikini giyerim" cümleniz alt yazılarda kullanıldı.

Bu, onların hatasıydı. Hakkımın yendiğini düşünüyorum. O 5-6 dakikalık konuşmamın tamamı izlendiğinde böyle bir taahhüdümün olmadığını, futbolun her türlü sonuca açık olduğunu söylediğimi duyarlardı, görürlerdi. Ama işlerine gelmedi. İnsanın bir cümlesini alır, öndeki ve arkadaki cümleleri hiç okumazsan, veya okumak işine gelmezse benzeri durumlar herkes için yaşanır. Arkadaşlar arasında yapılan bir espri, canlı yayın programına taşınıp üstelik benim tarafımdan uyarılmış olmalarına rağmen ve program esnasında reddetmeme rağmen bazı TV kanalları ve internet sitelerinin hakkımı yediklerini düşünüyorum.

 

* Sizin bu sözünüz neredeyse Fenerbahçe'nin zaferinin önüne geçti. Yürüyüşler yapıldı. Sabah Gazetesi'ne ve Show TV'ye bikiniler gönderildi. Bu etkiyi bekliyor muydunuz?

Hayır beklemiyordum. Ama şunu öğrendim; konuşmanızın bir bölümü kullanılır ise benim dün maç sonrası yaşadıklarımı herkes yaşar.

 

"TÃœRKÄ°YE BENÄ° ARADI"

* Çarşamba günü neler yaşadınız?

Sabah 07:30'da hanım erken televizyonu açmış ve benimle ilgili meydanlardaki gösterileri fark etmiş olacak ki, beni hemen uyandırdı. Bir de baktım ortalık yıkılıyor. O anda fark ettim ki; benim ısrarla "Bu bir taahhüt değildir" dediğim bir espri bir mizah unsuru olarak belki de haftalarca kullanılacak. Arayanın haddi hesabı yok. TV'ler, radyolar, eş dost, belki de binlerce kişi beni aramış. Birçok TV kanalı ana habere çıkarmak istiyordu. Birçok gazete röportaj arzuluyordu. Ama bir açıklama yapma gereği duyduğum andan itibaren gazeteme konuşmayı uygun gördüm. Çünkü sütten ağzım yanmış. TV'lerde sadece bir cümlenin alınıp diğerleri alınmadığında başınıza neler geleceğini daha 24 saat önce görmüştüm.

 

* Gerçekten ekranda taahhüt etseydiniz ekrana bikiniyle çıkar mıydınız?

Yine konuşmamda demiştim ki; "Ben böyle bir taahhütte bulunmam. Ben manyak mıyım? Futbolda her türlü sonuç olur. Yerine getiremeyeceğim hiçbir taahhüdün altına girmem." Bu röportajı okuyan yüz binlerce insana sesleniyorum. Youtube'u açsınlar. Altıpas'taki konuşmamın tamamını izlesinler. Ondan sonra kararı versinler. Taahhüt etseydim, bedeli ne olursa olsun taahhüdümü yerine getirirdim.

 

* Bundan sonraki maçlar için herhangi bir iddiaya girmeyi veya taahhütte bulunmayı düşünüyor musunuz?

"Ben iddiaya yemeğine girerim, gömleğine girerim. Kaybedersem de kaybederim. Ama ben böyle ekstrem bir iddiaya hele kamuoyu önünde girmedim, girmem de."

 

* Hocam, sizinle ilgili mizahi unsurlar ön plana çıksa da, en ufak bir küfür ya da tepki almamanız dikkat çekti. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Çok basit. Ben kimsenin kalbini kırmadım ki.. Ben Türkiye'de birçok spor yazarının yaptığı gibi kapalı kapılar ardında "4-5 olur" canlı yayında "Gollü beraberlik olur" gibi bir eyyam içine girmedim. Ben Sevilla'nın banko favori olduğunu söyledim. Çünkü öyle düşünüyordum. Ve konuşmamda görüldüğü gibi böyle bir taahhüdüm olmadığını, hatta futbolun şakası olmadığını belirttim.

 

* Maç esnasında neler hissettiniz?

Her zaman olduğu gibi bir Türk takımının uluslararası alandaki bir maçını eşimle birlikte büyük bir heyecanla izledik. Hatta Fenerbahçe'nin direnci ve golleri geldikçe inanılmaz mutluluk duydum. Ve sonunda da maç bittiğinde eşimle sarıldık ve turu kutladık.

 

* Hiç aklınıza "Yarın beni tefe koyarlar" gibi bir düşünce gelmedi mi?

Aslında gelmedi. Çünkü espri olarak söylenmiş, üstelik defalarca "Bu bir taahhüt değildir. Futbolun şakası olmaz. Ben psikopat mıyım kardeşim?" dediğim bir spor programından ben ne tür bir zarar görebilirim ki diye düşündüm. Ama çarşamba gelince baktım ki kazın ayağı hiç de öyle değil.