Güncelleme Tarihi:
Hakketmedik ve evimizde oturuyoruz, bu kadar basit. Bu iÅŸin içinden veya dışından olsun, bu ülke Güney Afrika’yı hakketmedi. HakketmediÄŸimiz gibi gidemememiz artık kesinleÅŸtikten sonra yazılanlarından söylenenlerine kadar düştüğümüz seviye bize bile hayret verici geliyor.Â
Edip Uras yazıyor |
1984’de Ä°ngiltere ile soÄŸuk bir 14 Kasım’da oynadığımız maç öncesi saatler öncesinde staddaki yerimizi alıp, zaten gidebilme ÅŸansımızı çoktan kaybettiÄŸimiz 1986’daki Dünya Kupası finallerine atfen, ‘Varsın gitmeyelim Meksika’ya, oynamayalım Brezilya’yla’ diye ÅŸarkılar söylediÄŸimizi hatırlayınca, 1987’de bu kez Ä°zmir’de Ä°ngiltere ile 0-0 berabere kalırken kaleci Fatih’in Hateley’in kafasını köşeden çıkardığını kazınan belleÄŸimizde tekrar tekrar yaÅŸadıkça, Dünya Kupası’na gidememenin bu ülkede yaÅŸattığı travmayı, bu yenilgiyi de galibiyeti de hazmedemeyen kültürümüzün geldiÄŸi noktayı kabul etmek zorlaşıyor.Â
Daha çok olmadı, 2008’de ‘mucize’ ler yaratırken aslanlar kaplanlar imparatorlar ÅŸimdi tamamen silinmesi gereken karakterlere dönüştürülmeye çalışılıyor. Yanlış yapamaz teknik direktörümüze Ä°sviçre’lileri burda dövdüğümüz o yüzkarası maçtan sonra sahip çıkanlar ÅŸimdi ipini çekmek için kuyrukta. Futbolcularımızı yerden yere vurmak en gözde iÅŸ oldu.Â
Daha çok olmadı, 2008’de bu mucizeleri gerçekleÅŸtiren futbolcularımızdan biri, kendini inkar edercesine ‘tabii Ä°spanya, Almanya ayarında bir takım deÄŸiliz’ gibisinden açıklamalar yapıyor. Elimizden geleni yapmadık sanılmasın diyor sonra. 2008 yazında kötü oynadıkları maçları son saniyelerde çevirdikten sonra Almanya karşısında finali ve ötesini hakkeden topu oynayan onlar deÄŸilmiÅŸ gibi yapıyor, üstelik çok eksik bir kadroyla.Â
Ä°mparator takımın en önemli dönemecinde ‘aslanlar’ını yalnız bırakıp yaÄŸmurluÄŸuna sarılmış tribünden maç izliyor. Mazeret üretmemekle övündüğü yılları unutup Türkiye Süper Lig’indeki sahalarda arıyor baÅŸarısızlık nedenlerini. Basın toplantısında hepimizin ve basın mensuplarının gözünün içine bakıp: ‘Neden ceza aldım biliyor musunuz? Hakeme ‘Aferin çok iyi iÅŸ yaptın’ dedim.’ diyor. Sonra biz bu futbolcularımız neden bu kadar kart görüyor, hoca bunları uyarsa keÅŸke diyoruz.Â
Eski teknik direktörümüz televizyondan maçı yorumlarken bir türlü ayırt edemediği Altıntop kardeşler için ‘karıştırıyoruz hep bunları’ diyor. Daha önceki kadrolara bakmak lazım belki Ersun Yanal’ın Hamit’İn yerine Halil’i oynattığı maçlar vardır. Maç spikeri Belçika milli takımını anlatırken ‘bu futbolcuların çoğu Belçika milli takımında oynamıyor.’ gibi cümleler sarfediyor. Bosna Hersek’in grubu ikinci bitirmesinden sonra rating kaygısından bu maçın bir sonraki kura torbası için ne kadar önemli olduğunu pompalamaya çalışırken, ceza alanında atak devam ederken bize yarın geceki filmi kaçırmamamızı tavsiye ediyor.
Hala hala ve hala, sözde milli takımı desteklemeye gelen ‘gurbetçiler’ sahaya meşale atıyor, formalite maçında bile ‘Aman olay çıkmasa’ endişeleri ile 90 dakika maç izliyoruz.
Hiçbirimiz Güney Afrika’da olmayı hakketmedik. Ligimizde oynanan futbolun kalitesi sürekli düşüyor, biz hala aramızdaki kısır çekiÅŸmeleri pompalayarak rating kapmaktan baÅŸka bir iÅŸe yaramayan medyanın peÅŸinde sürükleniyoruz. Futbolumuza yön verenler boÄŸazına kadar siyasetin içine batmış bir ligde pusulasını kaybetmiÅŸ halde çaresiz. Avrupa Kupaları’nda kalan iki takımımız daha kolay aÅŸamalarda zorlanarak yol alıyorlar. Orada basit takımlara karşı zorlananlar ligde doludizgin puan toplayıp rekordan rekora koÅŸuyorlar.Â
Bizler başarıyı sürekli kılabilecek ayara gelemedik, sanırım en azından bu birkaç nesil de bunu göremeyecek. Belki birkaç şampiyonada veya birkaç kupada saman alevi gibi parlar, tarihler destanlar yazarız, sonra yorulup eve döner televizyondan vuvuzelaları dinleriz.