Oluşturulma Tarihi: Eylül 02, 2006 00:00
Gezegenimizin akciğerleri olarak bilinen ormanların çevreye metan gazı püskürttükleri görüşüyle hiç de bağdaşmıyor. Öyle ki, araştırmacıların bu yılın başlarında canlı bitkilerin çevreye büyük miktarlarda metan yaydıkları haberini duyurmaları karşısında sera gazı uzmanları da doğal olarak şaşkına döndüler.
Elde edilen bulgular ülkelerin gaz salınım düzeylerini düşürmek yerine, karbon dioksit gazını emmesi için ağaç dikmelerini öngören Kyoto sözleşmesi kurallarının yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor. İklim değişimi ve ormanların geliştirilmesi gibi konuları araştıran Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden Miko Kirschbaum,"Bu bulgular ağaç dikilmesiyle ilgili tüm inançlarımızı yerle bir etti," diyor.
Ne var ki, sonuçta böylesine kesin bir yargıya varmak gerekmeyebilir. Çünkü, biri Kirschbaum öteki Yeni Zelanda Toprak Bakım Araştırma Merkezi’nden Francis Kelliher tarafından yapılan iki araştırma ağaçların gerçekten de çevrelerine metan gazı yaydıklarını, ancak üretilen metan miktarının sanıldığı denli yoğun olmadığını ortaya koyuyor. Her iki bilim adamı da daha önce yapılan araştırmadaki yanlışın laboratuvar değerlerinin küresel üretim oranlarına uyarlanmasından kaynaklandığına dikkat çekiyorlar.
Max Planck Nükleer Fizik Enstitüsü’nden Frank Keppler önderliğindeki ilk araştırmada körpe ve yapraklı bitkilerin yaydığı metan gazı belirlendi. Keppler ekibi metan gazı üretiminin güneş ışığının etkisiyle üç-beş kat arttığına da tanık oldu. Bu yayılımlar bitkilerin küresel gelişme ortalamalarına göre değerlendirildiğinde, bitkilerin metan üretimi yılda 62 ile 236 milyon ton arasında bir düzeye ulaşmaktaydı.
Bu da bitkileri daha önceden bilinen iki temel metan kaynağı olan geviş getiren hayvanlar ve bataklıklardaki mikroplarla özdeş bir konuma oturtmaktaydı. Oysa, Kirschbaum ile Kelliher bu değerlendirmenin abartılı olduğu görüşünde birleşiyorlar.
Toplam bitkisel biyolojik kütlenin yarıdan fazlası kök ve odundan oluşuyor. Odunun metabolizması çok daha hızlı olan yapraklar denli metan üretmesi söz konusu olamayacağı gibi, kökler de ışıkla yüz yüze gelmiyorlar.
Küresel oranları, toplam yaprak kütlesi ortalamalarına göre yeniden hesaplayan Kirschbaum ve arkadaşları, yıllık metan gazı salınımı konusunda 36 milyon ton gibi çok daha ılımlı bir değere ulaştılar.
Çayır ve ormanlıklardaki metan gazı üretimi sera gazı bütçeleriyle karşılaştırıldığında, ağaç dikmenin yararları da açıkça gözler önüne serilmekteydi. Kirschbaum,"Metan yayılımının vereceği zarar, ağaçların karbonu depolamalarından sağlanacak yararın yanında solda sıfır kalır," diyor.