Güncelleme Tarihi:
Genç Engelliler Spor Kulübü, 2005’ten bu yana Adana’da faaliyet gösteriyor. Kulübün kurucusu Celal Karadoğan, 11 aylıkken geçirdiği çocuk felci nedeniyle yürüyemiyor. Tekerlekli sandalyesiyle önce basketbol sonra da masa tenisi oynadı. Her iki dalda da Türkiye’yi milli takımda temsil etti. Spor onu hayata bağladı. Şimdi aynı yöntemle savaş mağduru Suriyeli sığınmacılara yardım etmek istiyor.
“Yaklaşık 1,5 yıldır Suriyeli engelli sığınmacılarla çalışıyoruz. Biz onları Suriyeli sığınmacı olarak görmüyoruz, artık onları Adanalı olarak görüyoruz. Kentin bir parçası olarak görüyoruz. Kendi çocuklarımızın geleceğini nasıl önemsiyorsak, kendi çocuklarımızın geleceği ile ilgili nasıl planlamalar yapıyorsak Suriyeli çocuklarla da ilgili böyle bir planlama yapma gerekliliğini ihtiyaç olarak hissettik. Her şey böyle başladı.”
SURİYELİLER VE TÜRKLER TAKIM RUHUYLA BİRLEŞTİ
Karadoğan, başlangıçta Suriyelilere yönelik önyargılarla kulüp içinde de karşılaştıklarını anlattı:
"Başlangıçta bizim sporcularımız da karşı çıktılar, yadırgadılar. Hemen bir toplantı yaptık. Dillerini, kültürlerini bilmeseler de bu insanlarla aynı sıkıntıları yaşadıklarını anlattık. Böylece bizim eski sporcularımız da bize destek oldu. Hâlâ gönüllü olarak aktivitelerimize katılırlar."
Kulübün sportif direktörlüğünü Yavuz Lavkor yürütüyor. Ona göre spor, hem engelli gençlerin yaşama tutunmasına hem de kültürlerin kaynaşmasına yardım ediyor:
“Bir gülle atma... Türk çocuk ne yapıyorsa, Suriyeli çocuk da aynısını yapıyor. Hani biz bunu Suriyeli-Türk diye değil de, takım ruhu oluşturarak birlikteliği ön plana çıkartmak istiyoruz. Bu konuda başarılı da olduk. Çevirmene gerek duymadan birlikte çok güzel vakit geçiriyoruz.”
GELECEĞİN OLİMPİYAT ŞAMPİYONLARI
Genç Engelliler Spor Kulübü Başkanı Karadoğan’a göre yürüttükleri çalışmanın birden fazla faydası var:
“Burada yaptığımız çalışmalar her şeyden önce engelli sığınmacıların yaşama sevincini geri kazanmalarına yardımcı oluyor. Buraya gelen gençlerin ve çocukların yüzleri gülüyor. Ama işe bir de profesyonel yönden baktığımızda bu çocukların doğru eğitimi almaları halinde, gerçekten paralimpik oyunların, engelli sporlarının geleceğini oluşturabiliriz.”
Bugüne kadar 3 olimpik paralimpik sporcu yetiştiren kulübün sportif direktörü Yavuz Korlav, Suriyeli öğrencileri arasında da yetenekler olduğunu düşünüyor. Bunlardan birisi de 16 yaşındaki Rahav Diib. Halepli genç kız, rejim güçlerinin düzenlediği bir hava saldırısında, sol bacağını diz altından kaybetti. Sağ bacağı da isabet eden şarapnel parçasıyla zarar gördü. Korlav, Suriyeli öğrencisiyle yakından ilgileniyor:
“Rahav, cirit, gülle atma gibi atletizm branşlarında ümit vadediyor. Kas ve vücut yapısı 15 yaşına kadar normal bir insan gibi gelişmiş ve bombardımanda ne yazık ki bacağını kaybetmiş. Spor ona yeni bir motivasyon sağladı. Zaten güçlü bir yapıya sahip olduğu için iyi de uyum sağladı. Eğer her şey yolunda giderse olimpik düzeyde bir sporcu olabilir.”
Rahav, antrenörünün beklentilerini boşa çıkarmak istemiyor:
“Yavuz hoca benim antrenörüm ve öğrettikleri ile inşallah beni önemli bir sporcu haline getirecek. Sporu sevdim. Bana çok faydası oldu. Bu şekilde onlarla çalışamaya devam edeceğim. Ve inşallah onları hayâl kırıklığına uğratmam.”
“SURİYELİ ENGELLİLERİN SORUNLARI BİR AN ÖNCE GÖRÜLMELİ”
Genç Engelliler Spor Kulübü Başkanı Karadoğan, şimdiye kadar birçok engelli sığınmacıya ulaştı. Sığınmacılar içinde ne kadar engelli olduğunun tam olarak bilinmediğini söylüyor. Engelli sığınmacılara yardım için bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini vurguluyor:
“Biz bugün gerçekten Suriyeli engelli çocukları hiçbirimiz görmüyoruz. Hiç kimse görmüyor. Bu çocuklar bir gün görünür olduğunda çok geç olacak. Acilen hem devlet mekanizmasının hem de uluslararası kurumların engelli çocuklarla ilgili bir araştırma yapması, netleştirmesi, engel gruplarını, ihtiyaç gruplarını netleştirmesi ve buna göre merkezler açması gerekiyor. Savaş nedeniyle engelli durumuna düşenlerin acil fizik tedavi ve rehabilitasyona ihtiyacı var. Protez ve tekerlekli sandalye temin edilmesi geriyor. Akraba evliliği ve yetersiz sağlık hizmetleri nedeniyle engelli olanlar da mevcut. Bunların derhal özel eğitime tâbi tutulması gerekiyor. Down sendromlu ve otizmli eğitilebilir gruptaki çocuklar şu an bu eğitimleri almamaları halinde on yıl sonra hiçbir para, hiçbir olanak, hiçbir eğitim bu çocukların kendilerine yetebilen bireyler olmasını sağlayamayacak.”
SURİYELİ VELİLERİN UMUDU
Genç Engelliler Spor Kulübü, birçok Suriyeli engellinin ailesi için tek umut kapısı. Emine Hinnu 60 yaşında. Yetim torunlarına o bakıyor. Otizmli Mahmut en küçükleri. Hinnu, “Babası öldüğünde Mahmut 9 aylıktı. İki de kız kardeşi var. Çok zor şeyler yaşadılar. Hem babasız hem de anasız kaldılar. Buraya geldiğinden beri yeni bir ailesi oldu ve mutlu. Engeline rağmen mutlu” diyor.
Meyse Hasan’ın 4 yaşındaki oğlunun özel eğitime ihtiyacı var:
“Oğlumda otizm ve konuşma güçlüğü var. Özel eğitim sınıflarında eğitim almaları gerekiyor. Ancak Türkiye’de Suriyeli çocukların bu sınıflara alınması hakkında bir düzenleme yok. Biraz hava değişikliği, spor ve diğer çocuklarla vakit geçiriyor. Çocuğum eğitimle kendi kendine yetebilecek duruma ulaşabilir. Çok değerli bir vakti boşa geçiriyoruz. Umarım uluslararası kamuoyu bu sorunu bir an önce dikkate alır.” (Al Jazeera Türk)