ASLİ vazifem bu.
Seçim öncesi memleketim
Adana'nın nabzını tutmak.
Ne var ki, başıma gelmeyen kalmıyor.
Manzara şöyle: Bir elimde nabız, bir elimde fermuar. Çünkü elbisemin, yandan belime kadar inen fermuarı patlıyor.
Bunun bir gazetecinin başına gelebilecek en kötü şeylerden biri olduğunu anlayabilmek için ne yapacağımı bilemeden 2 dakika beklemem gerekiyor. Çünkü ne nabzı bırakabiliyorum ne fermuarı...
Nabzı bıraksan işim elden gidecek, fermuarı bıraksam namusum!
Allah'tan ağustos ayında
Adana saçma sapan bir şekilde soğuk. Düşünebiliyor musunuz, görülmüş bir şey değil, üzerime şal almam gerekiyor. Ama buna itiraz edecek halim yok, çünkü şal, patlayan fermuarımı örtüyor. Böylelikle bir felaket, bir diğer felaketin etkisini ortadan kaldırıyor.
Ama yağmura yapılabilecek hiçbir şey yok.
Sırılsıklam oluyorum...
İLÇELERDEN BAŞLIYORUZ
Baştan başlayalım: Havaalanında beni
Sinan Tanyıldız karşılıyor.
Hürriyet Adana Temsilcisi Tanyıldız, güya
Trabzonlu ama hayatının 16 yılı
Adana'da geçmiş, o resmen
Adana'nın muhtarı.
Nabız tutma hadisesine ilçelerden başlamaya karar veriyoruz. Ee biraz da mecburuz buna. Yazın özellikle hafta sonları
Adana bomboş oluyor. Millet ya kendini
Mersin'e yazlığa atıyor ya da soluğu yaylalarda alıyor. Öyle bir sıcak ki, düşman başına! Yani genellikle öyle olur. Ama herhalde ben geliyorum diye, iki gün önce acayip bir soğuk vardı. Daha öncesi çok sıcak olduğu için yine de ahali yaylada...
Toros Dağları'nın eteklerine kurulmuş, sedir ağaçlarının içindeki
Bürücek'e varıyoruz. Bir köprü,
Bürücek ile
Tekir Yaylası'nı ayırıyor. Sadece coğrafi olarak değil, siyasi olarak da.
Bürecek'te
AKP'ye rastlanmıyor.
Bürücek'teki evler şahane, orası
Tekir'e göre daha zengin insanların yaylası.
Tekir daha yoksul, haliyle daha fazla
AKP'li var. Ama
DYP de var.
HADEP de var.
PİLAV DAHA SU GÖTÜRÜR
Bir de öğreniyoruz ki
Bürücek'te
Aytaç Durak da var.
Adana Belediye Başkanı. 84'ten beri
Adana'ya hizmet veriyor.
ANAP'lı.
Bakalım bu seçim için o ne düşünüyor:
‘‘30 yıllık kapıcım
Mustafa, vaziyet kötü
Başkan dedi. Hayırdır dedim. Millet nereye rey vereceğini bilmiyor, kaçacak yer arıyor. Herkes şaşkın. Hiçbir partiye güveni kalmamış. Sistem ve düzen değişikliği istiyor. Tepki oyları seçimin sonucunu belirleyecek. Aydın kesimde
Derviş'e ilgi büyük. Ne var ki kırsalda yok. Ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki
Adana'da
AKP'nin şansı yok...’’
İşsizlik,
Türkiye'nin pek çok yerinde olduğu gibi memleketim
Adana'da da had safhada.
Mersin Valisi, ciddi bir hareketle seyyar satıcıları, tablacıları kaldırtmış. Binlerce insan da
Adana'nın kapısına dayanmış. Haliyle tıkanıklık, düzensizlik egemen. Her yıl gelen tarım işçileri de cabası. Haliyle tepki oylarının nereye kayacağını kestirmek zor.
Yani
Adanaca, ‘‘Bu pilav daha çok su götürür’’.
İKİ TARAFLI TOKAT
Adana, iki türlü göçle muhatap. Kırsal kesimden tarım ağırlıklı vasıfsız işçi alıyor. Hem
Toroslar'dan hem de
Güneydoğu'dan. Biraz vasıflı olanlarıysa
Gaziantep'e gidiyor. Çünkü orada sanayi işçisi olarak çalışabiliyorlar. Tarım işçilerinin çok yoğun göçüne maruz kaldığı için
Adana'nın demokratik yapısının negatife gittiği söyleniyor. Aynı zamanda aydın ve varlıklı kesim de
İstanbul ve
Batı'ya göç ediyor. Yani
Adanalılara göre,
‘‘iki taraflı tokat’’ yiyorlar. Ve insanlar tepkili, işte o tepki oylarının nereye gideceği belli değil. Özellikle de kendi partilerine ders vermek isteyenlerin sayılamayacak kadar çok olduğu söyleniyor...
FAZLA NAZ AŞIK USANDIRIR
Adana, çoğunlukla bir buçuk kararsız!
Tahmin edeceğiniz gibi kararsızlığın birinci nedeni
Derviş. Büyük bir ölçüde
‘‘Derviş nereye, biz oraya’’cılar var, ama
‘‘Baykal'la olmaz, o varsa ben yokum’’ diyenler de var. Bir de, kendi gözlerini karartıp, İsmail Cem'in gözlerinin ne kadar mavi olduğunu yeniden keşfetmeye meraklı olanlar.
‘‘Hiç değilse yeni... İsmail Cem'i denemekte fayda var’’ diyorlar.
Adana, benim güzel memleketim...
Kahvedeki arkadaşın oyu gibi benim için her zaman bir sır. Büyük bir sır. Bir
Adanalının ne zaman ne yapacağı hiç belli olmaz!
Bu yıl
Adana, Derviş'in şehri de olabilir,
‘‘fazla naz áşık usandırır’’ deyip,
Derviş'e inat, kendine başka bir sevgili de edinebilir...
Adana, Genel Yayın Yönetmeni'min Adana'sıGenel Yayın Yönetmeni'min bile gözünden kaçmamış.
Adana, gerçekten eski
Adana değil. Çehresi değişmiş. Eskiden çukura kurulmuş büyük bir köyken, şimdi
‘‘Yeni Adana’’ diye bir kavram var. 18, 20 katlı binalar. Sıkı bir altyapı. Kırk yıldır bildiğimiz mezbelelik
Seyhan nehir vadisine yepyeni bir göl kurmuşlar, etrafına da bir şehir kondurmuşlar. Gölü bir yakasından diğer yakasına öyle bir köprü bağlıyor ki,
Boğaz Köprüsü'nden uzun.
Bu değişimin sandığa nasıl yansıyacağı ise henüz bilinmiyor.
KARARLI OLAN DA VAR
‘‘Karışık Adana kebabı’’na uygun olarak insanların kafaları da karışık. Tahmin de yapamıyorlar. İnsanlar seçimlerine göre belirleniyor.
Tayyip Erdoğancılar ya da
HADEP'çiler verecekleri oyu küt diye söylüyorlar. Son derece kararlılar. Hiçbir şey onları caydıramaz. Ne olursa olsun, bu seçimde onlar bildiklerini okuyacaklar. Pişman olacaklarsa bile sonradan olacaklar. Ama şimdi oyu
AKP'ye atacaklar. Ne var ki
Adana'da onlardan çok yok.
HADEP'çiler biraz daha fazla ama yine de toplamda yeni bir hadise yaratacak kadar çoğunlukta değiller.
Kahve muhabbetiKararsızım.
Karar veremiyoruz ki hiçbirimiz.
Adım Şahin Coşkun, benim için belirleyici olan Derviş.
Ben de karar vermedim.
Beklemedeyiz vallaha... Ama AKP'ye vermem.
Adım İbrahim Şirin, ben HADEP'e vereceğim.
Tayyip'in yıldızı düşük. Tanımazlar onu burada. Caminin kenarını dolaşırsanız belki...
Yeni Türkiye Partisi hata yaptı, Demirel'in yandaşlarını yanına aldı, oysa Derviş'le devam edecekti yola...
Solu yok eden Baykal. Derviş'le yapamazlar. Hem kimden oy alacakmış? Güya birinci parti çıkacakmış. Gitsin bakalım Doğu'da Baykal'a kim oy verir?
ANAP sınıfta kalır.
DYP oy alır.
Benim oyum sır!
Okey atmak daha önemliAdana'da kime sorsan beklemede! Sadece AKP'ciler ve HADEP'çiler ne yapacağını biliyor, gerisi sürpriz... Zaten onların da umurunda olan biran önce okey atmak...
Arada babam olmasa Derviş’e oy verirdimAdana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak tepki oylarının çok yüksek olduğunu söylüyor. Oğlu-kızı, gelini-damadı sohbet ediyoruz. Tabii dünya şekeri torun da bizimle... Kızı Ayşe Durak bile diyor ki; ‘‘Arada babam olmasa ben de Derviş'e oy verirdim...’’