Güncelleme Tarihi:
İçinde Kadir Gecesi olmayan 1.000 aydan daha hayırlı bir gece.
Camiye gitmek gerek.
Ama aynı gece Beşiktaş'ımızın da Şampiyonlar Ligindeki ilk maçı oynanacak.
Erdoğan Aksoy yazıyor |
Maça G.Saray maçındaki kadronun daha değişiği ile başladı Denizli. İki kanat da İbrahim'lere emanet edilmiş. Yaşlı olanın başı Valencia ile dertteydi maç boyunca ama mücadelesini de bırakmadı.
Genç İbrahim ise sağbek oyuncusunda olması gereken hünerleri sergileyemedi, çünkü bu özelliklere sahip değil. En fazla yedek stoper olarak kadroda yer bulabilir.
Hadi lafı dolandırmadan söyleyelim; iki sağbekin hücuma çıkma becerisi de “0”. İşin kötüsü çıkacağa da benzemiyorlar.
Ekrem yine orta sahada, bir ona bir buna yapışmaya çalıştı. O kadar para harcandı transfere, orta sahada formayı yine “bizim Ekrem” kaptı.
Holosko jet motoru takıp uçak benzini de içse Evra'yı geçemezdi.
Tabata kendisini transfer edenleri utandırmadı ama haklı da çıkarmadı. İdare etti yani.
Nobre ise G.Saray maçında kendisini oynatmayan hocasını haklı çıkardı. Ağır çekimde oynadı ve tek yaptığı rakip stoperleri çıkartmamaya çalışmaktı.
Ernst ile Serdar Özkan ise bir başka oynadılar. Beşiktaş'ın en iyi oyuncularıydı. Yusuf oyuna girdikten sonra hatalı pasları ile Serdar Özkan'ı mumla arattı.
Kaleci Hakan'ı da unutmamak gerek. Elinden geleni yaptı, yediği golde ise yapacak bir şeyi kalmamıştı.
Ama öte taraftan.
Beşiktaş ile Manchester United siyah ve beyaz gibi, Kuzey ve Güney gibi çok farklı iki takım. Çok da fazla göstermedikleri kalitelerine bile ulaşmamız mümkün değildi. Eğrimiz doğrumuza denk gelirse belki anlık başarılar sergileyebiliriz ama bu kalıcı olmaz ve ancak kendimizi kandırırız. Adamlar hiç kendilerini sıkmadan 3 puanı aldılar ve gittiler. Arada da İnönü Stadı'nda görmeye alışkın olmadığımız organizasyonlar, paslaşmalar izlettiler bizlere. Uzun süredir İnönü Stadı’nda sahaya bu kadar iyi yayılan, paslaşmalar yapan, birbirleriyle yardımlaşan, dünya yıldızları olmalarına rağmen koşup mücadele eden bir takım görmemiştik.
Karadenizli Temel Rus kadınları görünce afallamış. Bir Fadime'ye bakmış bir Nataşa'ya. “Yaa bunlar kadınsa bizim Fadime ne? Yok eğer Fadime kadınsa bu Nataşalar ne?” demiş. Bizimkisi de o hesap işte: “Manchester'lı oyuncular futbolcu ise bizimkiler ne? Bizimkiler futbolcu ise Manchester'lılar ne?”.
Adamlar “body mi desem vücut mu desem” her ne çalışmışlarsa “üçgen” yapmışlar. Zaten boylular da, Zebellah gibi durdular bizimkilerin yanında. Güreşçilerimizle müsabaka yapsalar, tuşla olmasa da puanla kazanabilecek cinsten. Bizimkiler çocukluklarında süt mü ne içmedilerse çok cılız gözüktüler gözüme.
Kesinlikle ve kesinlikle Beşiktaş'ın rakip olamayacağı bir takım Manchester United. Hatta adı “süper” kendisi “cüce” ligimizde hiçbir takımımız rakip olamaz. İtiraf etmesi bile zor ama gerçek bu. Utanması gerekenler ise futbolumuza yön verenler. Ligimizi ruhsuz yabancı çöplüğüne döndürenler. Ülkemin güzel gençliğine ayrılması gereken paraları heba edenler. Öte taraftan kişisel, fiziksel ve teknik gelişimlerini tamamlayamayan futbolcularımız.
Alex Ferguson da en çok seyirciyi beğenmiş. Zaten her gelen aynı şeyi söylüyor: “Seyirci fantastic. Raki, şiş-kebap, lokum, balık”. Ötesi yok, geçemiyoruz çünkü.
Maç sonunda bizimkilere bakıyorum, öyle aman aman üzüntülü kimseyi görmedim. Saklamaya çalışıyorlar, üzüntülü davranmaya çalışıyorlar ama herkesin gözlerinde sanki “Üfff, rezil olmadan maçı bitirdik çok şükür” der gibi bir ifade var. O yüzden maç içinde çok rahat oynayamadı oyuncularımız. Koştular, mücadele ettiler ama maçı çevirecek üretkenliği bu gerginlik yüzünden sergileyemediler.
Keşke Denizli Serdar Özkan yerine Tabata’yı oyundan çıkartıp Fink’i soksaydı. Böylece oyunu kilitler 1 puanı cebine koyabilirdi. Çünkü Beşiktaş’ın rakibi Manchester değil, grubunun diğer takımları olmalı. Çünkü iki takım arasında dağlar kadar fark var.
Amacım rakibi övüp, bizimkileri yermek değil. Yabancı hayranlığı yapmak hiç değil. “Adamlar oynuyor Abi” muhabbetine girmek istemesem de gerçekleri de göz ardı etmemek, içinde bulunduğumuz durumun bir resmini çekmek istedim. İlerleyebilmek için önce bulunduğumuz yeri bilmemiz gerekiyor çünkü.
Yine de kim ne derse desin, elinden gelen en iyi mücadeleyi sergiledi Beşiktaş. Disiplinli ve haddini bilerek oynadı. Şanslı olsaydı ilk maçında 1 puanı hanesine de yazdırabilirdi. Fakat maça yetişmek için acele ettik, camiden çıkarken birinin ayağına bastık galiba, dualarımız kabul olmadı. Zaten sıkışınca, müşkül duruma düşünce dua etmeyi hatırlarsak böyle olur işte.
Yorumlarınız için
Erdoganaksoy1903@gmail.com