Güncelleme Tarihi:
Erdoğan Aksoy yazıyor |
Daha önceki hatalarından ders alan Denizli bu sefer dengeli bir kadroyla maça başladı. Yüzünü hiç kara çıkarmayan emniyet sübapları Ernst-Cisse ikilisini orta sahaya yerleştirince, Yusuf-Delgado-Tello'dan hangisini oynatırsa oynatsın bu ligde yenemeyeceği takımın olmadığını en sonunda anlamış. F.Bahçe karşısındaki kötü futbol ve yenilginin nedeninin, orta sahanın Ernst dışındaki güçsüzlüğü olduğunu hatırlatırız. Denizli o maçta Cisse'nin görevini Sivok'a verince hem orta saha, hem de defans zaafiyete uğramıştı. Halbuki Denizli bilmeliydi ki; Sivok'un Udinese'deki hocası onu kendi yerinde değil de ön liberoda oynatmaya kalkmış, bu bölgede başarısız olunca kadroya bile giremeyerek satılmasına karar verilmişti.
Beşiktaş maça Trabzonspor ve Eskişehirspor maçlarında olduğu gibi iştahlı bir o kadar da dengeli başladı. Yani koskoca sezonda 3 maç. Sivasspor'un yediği golde davul zurna çalan seyirci, takımlarını arkadan ittirdi dersek yeridir. Kalede Rüştü güven veriyor, hemen önündeki İ.Toraman'da kritik müdahalelerde bulunuyordu. Delgado öyle bir pas verdi ki, Holosko bu güzel pası aynı güzellikte bir vuruşla golle sonuçlandırdı. Burada şu saptamayı belirtmek istiyorum: Holosko kesinlikle ve kesinlikle geniş alan futbolcusu. Kendisinden daha fazla yararlanılmak isteniyorsa belki de skor avantajı elde edildikten sonra oyuna sokulmalı. Aynı şekilde Delgado da ancak bu ortamda kendisinden beklenen pasları verebilir.
Benzeri bilardo masalarında görülebilecek bir golü yiyen Beşiktaş, disiplinden kopmayarak galip gelmek için elinden geleni yaptı. Son haftalardaki malum performansı ile kızağa çekilen Tello'nun katkılarıyla da, art arda attığı gollerle galip gelmesini bildi.
Denzili'nin, yabancı kontenjanını boşaltmak istemiş olmalı ki; Sivok'un yerine Zapotocny değil de G.Zan tercihini yine de garipsedik. Böyle giderse milyonlarca euroluk bir futbolcuyu kaybedecek. Her nasılsa yedekliği sorun yapmayan Uğur İnceman'dan minimum faydalandığı gibi. Halbuki Ernst-Cisse ikilsinin en büyük alternatifi olan bu futbolcu, takımına daha fazla katkı yapabilir.
Son olarak söylemeliyiz ki olası şampiyonluğun anlam kazanabilmesi için öncelikle Beşiktaş seyircisinin coşkulu bir şekilde takımını sahiplenmesi gerekiyor. Bunun için de hiç olmazsa bir büyük maçı, bir derbi maçını kazanmasını bekliyor. Bu maç da çarşamba günü oynanacak F.Bahçe maçıdır. Beşiktaşlı futbolcular o maçı kazandıkları takdirde ancak İstanbul'a zafer kazanmış bir komutan edasında gelebileceklerdir. Aksi takdirde daha önce görülmemiş kadar kalitesiz olan bu ligi 1. sırada bitirmiş olacaklar, hepsi bu...