Güncelleme Tarihi:
G.Saraylı futbolcular finalde hem ağrılarıyla, hem de Arsenal'le savaştı. Okan kırık parmağındaki bandajın ve iğnenin, Hagi ve Capone de aldıkları ilacın işe yaramaması üzerine acılar içinde oynadı. Maçı ise zor tamamladı.
G.Saray'nın UEFA Kupası'nın zaferi hala dillerde. Ancak bu zafer o kadar da kolay gelmedi. Arsenal karşısında sakat sakat mücadele eden sarı kırmızılı futbolculara ne yapılan iğneler fayda etti ne de bandajlar. Maçın devre arasında soyunma odası revire dönerken, ağrıların verdiği iniltiler ve yüz ifadeleri teknik ekibin gözlerini yaşattı.
UEFA Kupası finalinin oynanacağı 17 Mayıs günü, Galatasaray'ın kaldığı otelde Prof.Dr. Burhan Uslu, masörler Rıza Erat ve Erkan Kazancı'dan oluşan sağlık ekibi büyük bir çalışma içindeydi. Çünkü sakatlar çoktu. Bunları büyük bir titizlikle maça hazırlamak zorundaydılar. En ufak bir hatayı bile affetmiyorlardı. Bu ekip sırayla işe koyuldu. İlk sıra Okan'ındı.
Okan'a önce ayak parmağındaki kırığı için ilaç tedavisi, sonra bu parmağa lokal anastezi yapıldı. Daha sonra kırık parmağa, tesbit bandajı. Bunun dışında bu parmağı tesbit etmek için diğer parmakları ile birleştirildi.
Sonra sırayı Hagi aldı. Önce ağrı olan bölgeye ultrason. Sonrada ağızdan ilaç tedavisi yapıldı. Ağrı olan yere ilaç tedavisi yapıldı, bandaj sarıldı.
Sıra idmandan sakatlanan Capone'ye gelmişti. Kasığından sakatlanan Brezilyalı'ya ağızdan ilaç tedavisi yapıldı. Kalçadan iğne vuruldu. Masaj yapıldı. Otelin koridorunda test yapıldı. ‘‘Yüzde doksan iyiyim’’ deyince saha çıktı.
Capone'den gelen bu iyi haber sonrası Hakan Ünsal ele alındı. G.Saraylı futbolcu ağızdan bir ilaç aldı. Ultrason tedavisi gördü. Sonra da ağrıyan yerine özel masaj yapıldı.
Evet, bütün hazırlıklar tamamlanmış, Fatih Terim son kez, ‘‘Ağrısı sızısı olan var mı?’’ demişti. Ancak çıt yoktu. İşte maç öncesinde tamamlanan bu hazırlıklardan sonra, futbolcular sahaya çıktı. Zafer elde edişmiş herkes soyunma odasına gitmişti.
İşte o sırada Hagi bağırıyordu. ‘‘Çabuk makas getirip şu bandajları sökün. Çünkü ayağım içerde yandı’’ dedi.
Okan'ın ise, işi bir hayli zordu. Sargılı ayağı makasla zor kesiliyordu. Kendi kendine, ‘‘Ayağım aynı bir ayakkabı kalıbına döndü. Ben bu ayakla mı oynadım’’ diyordu.