Oluşturulma Tarihi: Ekim 01, 2004 21:27
Her kim arabasında ani bir fren yaparsa bunu görebilir: Tekerlekler tıkanır. Yani kilitlenme! Sonuç: Lastikler bir anda yapışkanlıklarının yüzde 90’ını kaybederler, yola tutunamazlar. Aracı yönetmek, bir virajda dramatik bir hale dönüşebilir.
Lastiğin ortaya çıkışından beri, mühendisler ani bir fren durumunda tekerleklerin tıkanması problemine bir çözüm arıyorlardı. ABS sisteminin gerçeğe dönüşmesi için ise sayısal elektroniği beklemek gerekti.
ABS’nin temel kozu, refleksel bir fren durumunda aracın kontrolünü kaybetmekten kaçınmak: Beklenmeyen bir sürpriz durumunda, şoför şiddetlice fren pedalına basar. Buna karşılık, sistematik olarak durma uzaklığını azaltmaz.
1928’den itibaren, ‘araçların fren gücünün otomatik kontrol düzeni’ patenti, Alman mühendis Karl Wessel tarafından tahttan indirildi. Çok karışık olduğundan, proje taslak biçiminde kalacaktı. 8 yıl sonra, aynı isimdeki firmanın kurucusu Robert Bosch ve mühendislerinden biri olan Fritz Osthaus, problemin temelini ele aldılar. Başarıyla: 1936’da, ‘antibloksistem’lerinin patentini aldılar (ya da Anti-lock Braking System Ğ Kilitlenmeyen Fren Sistemi). Böylece, ABS doğdu.
İşin geri kalanı ona biçim vermekti. Oysa, projenin gerekli teknolojileri gerçek bir meydan okumaydı. ABS’nin gerçek babası ise Fritz Ostwald oldu.
Münih Üniversitesi’nde yetişmiş bir mühendis olarak, bir tekerleğin tıkanmasını başlatan fenomenleri ve bunu önleme yollarını kesin bir şekilde çalışarak, teknolojik yolu o açacaktı. Ancak, böyle bir ekipmanın geleceğine inanmayan ve ona destek vermeyen profesörleri nedeniyle, çalışmalarını devam ettiremedi.
1950’de, ABS’nin temelleri az ya da çok yerleştirilmişti. Yine de, araçlara yerleştirilmesi otuz yılı aldı.
Gerçekte, kontrol düzeni, fren sistemine uygulanan basıncı azaltıp yükseltebilmek için, elektrovanların saniyede onlarca kez açılıp kapanmasını sağlayabilmeli.
Bu, tekerleklerin tıkanmasını oluşturan kritik eşiğin altında fren gücünü tasfiye etmek için tek yol. Diğer tarafta,
hava durumu, kaplama, sıcaklık koşulları, yolun bozuklukları, lastiklerin hareketinde büyük rol oynuyor. Sürücü, fren pedalına bastığından itibaren fren yönetim sistemi ve tekerlekler arasında kalıcı bir diyalog yerleştirilmeli.
İlk Mercedes kullandı
Yeterince zayıf olmayan tamamen mekanik düzenleri, daha sonra çok karışık benzer elektronikleri hayal ettikten sonra (Daimler-Benz, bir prototipi 1970’te kullandı), sonunda ABS’nin gerçeğe dönüşmesine yol açacak sayısal elektronik ortaya çıktı!
1978’de, Bosch, ABS 2 sisteminin ilk üretimini lanse ederken, Mercedes-Benz 1981’de bunu araçları üzerinde kullandı.
Somut olarak, her tekerlekte bulunan takimetrik alıcılar, kaputun altına, her tekerleğin rotasyon vitesinin üzerine yerleştirilen bir hesap makinesine bilgi verir. Tıkanmanın bütün başlangıcı fren üzengilerinin üzerine uygulanan basıncı sınırlamaya da komuta eden hesap makinesine
transfer edilir.
Problem devam ederse, tekerlek tekrar ‘normal’ rotasyon vitesini aldığı zaman onu tekrar gevşetir. Bu, tekerleklerin maksimum fren yapma kapasitesi ve tıkanması arasındaki titreşim sistemi demektir. Bunlar, fren pedalını titreten, saniyede onlarca defa başarılan yeniden ayarlamalardır.
Pek çok sürücü sınırlarını gerçekten bilmeden sisteme güvenirler. Aslında, ‘normal’ bir sürüş anında, sistem harekete geçmez. Klasik bir ABS ile donatılmış bir araba ile giden şoförün genellikle hızlı gitme ve sisteme güvenme eğilimi vardır: çok yumuşak bir şekilde fren yapmaya başlar. Mercedes değişen hassaslıktaki frenlere yardım eden yeni bir sistemle araçlarını donattı.
1. Frenleme başlıyor
Her tekerleğin üzerine yerleştirilen takimetrik alıcılar, elektrik impulsları, tekerleğin rotasyon vitesleri aracılığıyla sürekli olarak ABS kontrol sistemine aktarılır. Görevleri: Fren esnasında, tekerleklerden birinin tıkanmaya başladığı anı gözetlemek.
2. Tıkanan tekerlek
Bir tekerlek tıkanmaya başlar başlamaz, elektronik sistem harekete geçer. Takimetrik alıcılar tarafından uyarılan hesap makinesi, fren üzengilerindeki fren yağının basıncını yöneten iki elektrovan grubu üzerinde de etkilidir. Elektrovanların açık olduğu normal fren durumunda, sistem tekerleklerin rotasyon viteslerinin basıncını düzenlemeye başlar.
3. ABS basıncı azaltır
İlk zamanlarda, freni sınırlamak için, hesap makinesi ilk elektrovanın kapanmasına komuta eder. Üzengi üzerindeki fren sıvısının kaçışını durdurur. Fren korunur ancak sağlamlaşmaz. Takimetrik alıcılar tarafından aktarılan bilgiler sayesinde, hesap makinesi lastiğin yapışkanlığına yeniden kavuştuğundan emin olur ve tıkanma kaybolur. Elektrovanlar yeniden açılabilir.
4. Tıkanma devam ederse
Bu durumda, hesap makinesi üzengilerdeki basıncı azaltmak ve böylece tekerleği serbest bırakmak için ikinci elektrovanı harekete geçirir. Boşaltılan fren yağı yüksek basınçlı bir pompa tarafından yeniden alınır. Lastik yeniden yapışmaya başlayınca, ABS yeni bir basınç gönderimine komuta eder. Fren homojen oluncaya kadar duruma adapte olur.