Abdullah Avcı'ya itirazım var

Güncelleme Tarihi:

Abdullah Avcıya itirazım var
Oluşturulma Tarihi: Eylül 13, 2012 00:37

BUGÜN çevreyi biraz rahatsız edeceğim... Ufaktan topa gireceğim. Ama bildik konularla değil.

Haberin Devamı

Futbolcu tercihleri konusunda Milli Takım hocası Abdullah Avcı’ya eleştiriler havada uçuşuyor. Avcı, tüm bu salvoları püskürtürcesine bir çıkışla, “Saygı istiyorum” dedi. Benim gibi bu aralar futbol öyküleriyle meşgul birine de “Saygılar hocam” demekten başka bir şey düşmez.
Şimdi ben de saygı bekleyen bir anekdotla huzura çıkıyorum.
Abdullah Hoca’nın, “Artık tahta ve tebeşir dönemi bitmiştir. Bilgisayar ve barkovizyon dönemi başlamıştır” sözlerini referans alarak... Euro 2012’ye milli takımımız katılamadı. Bir ay boyunca Ukrayna ve Polonya’da maçlar oynandı. Bu maçları dünya futbolunun önemli isimleri izledi. Real Madrid’in hocası Jose Mourinho, Arsenal’in Teknik Direktörü Arsene Wenger, Manchester United’ın menajeri Alex Ferguson, Carlos Ancelotti, Arjantinli Diego Simeone, Alberto Zaccheroni ve hatta Arjantin Milli Takım Hocası Alejandro Sabella... Taa nerelerden gelmişti. İnanın yaş ve sağlık nedenlerinden dolayı yürümekte zorlanan Portekizli efsane Eusebio bile bir çok maçı izledi.
Hollanda-Almanya grup maçı öncesinde Kharkiv Premium Palas’ın lobisinde milli takım yardımcı hocası Okan Buruk’la karşılaştım. Dünya Kupası grup elemelerindeki rakibimiz Portakalları izlemeye gelmişti. “Abdullah Hoca da geldi mi?” dedim. “Hayır” dedi. “Aslında iyi olurdu” diyerek devam ettim. “İşte ben geldim” diyerek geçiştirdi.

Haberin Devamı

Wenger, tahta ve kalem

Abdullah Hoca, hiç bir maçı izlemeye gelmedi. Abdullah Hoca, gelmemesini, “Biz zaten finallerde yoktuk. Televizyondan izlemek daha iyiydi” diyebilir. Ya da başka bir gerekçe ileri sürebilir... Portekiz-Almanya maçını izleyen Japonya Teknik Direktörü Zaccheroni’nin ne işi var o zaman denmez mi? Bir maçın devre arasında Wenger’le karşılaşıp, “Neredeyse tüm maçlarda sizi görüyorum. Uzun bir Premier Lig sezonundan sonra soluğu burada almışsınız. Yorucu olmuyor mu?” diye sorunca, “Ama bu benim işim zaten. Futbol her zaman değişen bir olgu. Burada büyük bir arena var ve bu arenadaki fotoğrafı çekmek mesleğim açısından çok önemli. Belki yeni bir şey öğrenirim” karşılığını aldım.
Bu yazıyla ilgili son bir not: Arsenal’in ünlü Emirates Stadı’nda evsahibi takımın soyunma odasına girmiştim. 4 ay önceydi. Kara değildi ama bir tahta vardı. Wenger’in fosforlu kalemi de tahtanın kenarındaydı.

Haberin Devamı

Emre ile efsaneler...

Bir çift söz de kaptan Emre’ye..
Emre Belözoğlu.. Milli Takımımızın kaptanı... Estonya maçında ikinci golden sonra yedek kulübesinde ayağa kalkmayan Hamit’e çıkıştı. “Neden sevinmiyorsun” diye. Maçtan sonra da başta Rıdvan Dilmen olmak üzere efsanelere verdi veriştirdi.
Hamit’e tavrı yanlış. Çünkü o, Alman futbol adamlarının inanılmaz markaj ve baskısına rağmen milli takım tercihini ay yıldızdan yana kullandı. Hamit, ta o zamanlarda Türkiye sevdasını ortaya koymuş önemli bir değer. Yoksa Hamit de, Mesut Özil gibi bir yol izleyebilirdi. Onca olanak varken ülkesinden yana tavır alan Hamit, bırak da 10 kişi kalmış Estonya’ya atılan bir golden sonra senin kadar sevinmesin. Bana göre Emre, sevincinin coşkusuna kapılarak, Hamit’e haksızlık yapmıştır.

Haberin Devamı

Antipatik Ronaldo (!)

Ve geliyorum efsanelere yaptığı eleştirilere... Diyor ki Emre; “Efsane dediklerimiz sevgimize değmezmiş. Hep bizi eleştiriyorlar.”
Sadece bir örnekle konuyu kapatacağım. Euro 2012 öncesi Eusebio, vatandaşı Cristiano Ronaldo’yu sempatik olmamakla suçlayarak, “Şu anda dünyanın en iyi futbolcusu tartışmasız Messi. Bizimkinden çok daha iyi” demişti. Aslında Ronaldo’yu ‘delirtecek’ sözler bunlar... Benzer ifadeleri ben de yaptığım röportajda Kara Panter’den işittim. Ronaldo, kupa boyunca bu sözlere içerlendi.
Eleştirmedi, bir cevap vermedi, laf yetiştirmeye çalışmadı ve sadece takımı için canını dişine taktı. Neler yaptığını da hepimiz gördük. Yarı finalde oynanan İspanya-Portekiz maçını Luis Figo ile yanyana izleyen Eusebio maçtan sonra hastalandı ve apar topar Portekiz’e götürüldü. Lizbon’da hastanede 1 hafta yatan efsane Portekizli’yi çiçeğiyle ilk ziyaret edenlerden biri antipatik (!) Ronaldo’ydu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!